Ey gezgin!
28 Şubat 2024, Çarşamba 20:19Gezerken; tabiatı görüyor, güneşin doğuşu ve batışındaki harikulade manzarayı temaşa ediyor, bir kelebeği ya da bir kuşu, bir gölü ya da denizi, bir ağacı ya da ormanı, velhasıl tabiatın içindeki her güzelliği görüyor ve hayran kalıyorsan, fakat onun arkasındaki “Gücü”, onu halk eden Büyük Yaratıcı’yı göremiyor ve O’nun önünde eğilmiyorsan (şükretmiyorsan) nice gezmedir senin ki…
Ey gâfil gezgin!
Sana bir bardak çay verene döne döne teşekkür ederken; canını ve bütün bu güzellikleri (nimetleri) bahşeden Yüce Yaratıcı’ya teşekkür etmekten seni alıkoyan nedir?
Marifet iki gözün görmesi değil kalp gözünün görmesidir.
Aç kalp gözünü, şu muazzam kozmosu, bu kusursuz sistemi Yaratan’ı gör!
Uçan her kelebeğin arkasında işte bu ezeli ve ebedi Güç vardır.
Yer altından toprağı yarıp yeryüzüne çıkan şu narin çiçeği (Nevruz’u) seversin de, ona can veren Yaradan’ı sevmez misin?
Tabiata hayranız da, onu yaratan Allah’a hayran değil miyiz?
Ey gezgin!
Çektiğin her Nevruz’un asıl sahibi Allah’tır. Her pozun için “like” beklerken, sen neden asıl Yaratıcıyı like etmezsin (Hamd etmezsin)!
Eğer benim bu kuru sözlerim paslanmış kalbine tesir etmeyecekse (ki etmez) o zaman şairin sesine kulak ver:
“Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış;
Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış...” (Necip Fazıl)
Hadi o zaman kâinatın mutlak hâkimi Allah’a kulak ver:
“O'dur ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı ve insanı yaratmağa çamurdan başladı.” (Rum 50)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.