FETÖ ve Savcı Bilal!..
20 Ekim 2024, Pazar 09:23Milli Görüş hareketi içerisinde yetişen bizler, Fetö'yü kırk yıl önce teşhis ederken, başımızdakiler maalesef 2013'ten itibaren bunların iç yüzlerini görebildiler. Onu da menfaat çatışmalarından sonra anladılar. Ama gel gör ki, Fetö düşmanları bugün Fetöcü, yıllarca onlarla yol tutanlar ise yoluna devam ediyorlar!.
21 yaşındaki bir hemşire kandırıldım dediğinde, özrü kabul edilmedi. Ama bizi aldattılar diyen Cumhurbaşkanımız, o gün başbakanımızdı!.
15 Temmuz'dan sonra çok vahim olaylar yaşadık. Çok ilginç gelişmelere şahit olduk. Fetö hâlâ bir çok yerde iken, Fetöcü olmayanların mağduriyetlerini gördük. Elbette kurunun yanında yaş da yanar. Ancak bazen bile bile ormanı yakıyoruz.
Ne demek mi istiyorum!?.
34 yıldır tanıyorum. Yediğimiz ve içtiğimiz sadece ayrı gider. Görüşmediğimiz gün yoktur belki de. 1990 yılında Rahmetli ERBAKAN hocamız Türkiye tarihinde ilk defa kırk kişi olan bizleri Riyad İmam Muhammed Üniversitesine göndermişti. Adımız kırklardı. Milli Görüşçü, dindar ve Milliyetçi vatan sevdalısıydı. Ak Partinin kuruluşundan beri de Ak Partiliydi. İmam Hatip olarak da emekli oldu.
Hepimiz gibi onun da gençliği Fetö ile mücadele ile geçti. Çünkü Fetö bizi ve bütün İslam Ülkeleri mezunlarını mağdur etti. Çoğumuzun mağduriyeti hâlâ devam ediyor. İade-i itibarımız da yapılmadı!.
Bu kardeşimin Riyad'da bir oğlu oldu. Adını BİLAL koydu. Doğarken hastane önünde beraber bekledik. Akikasını beraber kestik. Okuluna beraber karar verdik. Bilal büyüdü, Hukuk fakültesinden mezun oldu. Sonra savcılık sınavlarını kazanıp savcı oldu.
Devlet savcı adaylarını uzun süreli bir staja aldı. Stajın sonunda sınav yapıldı. Sınavda da Bilal Türkiye birincisi oldu.
Adalet Bakanı Sayın Yılmaz TUNÇ'UN elinden plaketini aldı. Bilal Türkiye birincisi olduğu için kuraya girmeyecekti. Kendisi istediği yeri seçecek, diğerleri de kurayla yerini belirleyecekti.
Kuraya üç gün kala, Bakanlıktan Bilal'i çağırdılar be BİLAL'E şu sordular:
Falan kişiyi tanıyor musun?. Evet, dayımdır ve Fetö'den yatıyor dedi. Filanı tanıyor musun? Evet, maalesef amcamdır, o da Fetö'en yatıyor dedi. Tamam, git dediler. Başka bir şey söylemediler.
Bilal Ankara otogarı AŞTİ'YE geldiğinde telefonuna bir mesaj geldi;
"Kuraya gelmiyorsun, dosyan incelemeye alındı"
Şimdi sizin şaşırdığınız gibi o da şaşırdı. Dünyası başına yıkılmıştı. Derece ile en çok istediği mesleğine başlayacağı gün Fetö ile iltisakı var endişesiyle, dayısının veya amcasının fetöcü olması sebebiyle dosyası incelemeye alınmıştı.
Yukarıda su içen kuzuyu yemeyi kafasına koyan kurt, "Suyumu bulandırıyorsun" demiş.
Yani birileri bu müslüman çocuğu ve başarısını hazmedemedi ki, kuradan üç gün önce dosyasının incelemeye alınmasını sağladı!.
Benim aklıma bunu yapabilecek Fetö'den başka bir yapı gelmiyor!. Çünkü Fetö döneminde aynı olaylar yaşandı. Çünkü devlet böyle bir yanlış yapamaz!. Savcı olacak birinin dosyasını, hele hele Türkiye birincisi olmuş birisinin arşiv araştırmasını, güvenlik soruşturmasını o ana kadar bırakmaz bırakamaz. Tam bir 28 Şubat tezgahı!.
Eğer Bilal derece yapmasaydı, sadece sınavı kazanıp kuraya girseydi başına bunlar gelmeyecekti. Ama Bilal gelecek vaad eden bir yargı personeli olduğu için, bu ülkenin geleceğinde bir km taşı olabileceği için yine birilerinin işine gelmiyordu!.
Sonunda görüldü ki, başarısını hazmedemeyen bir arkadaşı, kura öncesi amcasının ve dayısın fetöcü olduğunu ihbarda bulunmuş. Bu bilinmeyen bir şey değildi ki!. Bunu herkes biliyor, devlet de millette. Gizli olan bir şey değildi. Ama birilerine gün doğmuştu!. Çünkü ne kadar fetö mağduru olursa, Fetö o kadar pirim yapar. Her mağduriyet Fetö için bir zaferdir.
28 Şubat'ta okul birincilikleri sahnede alınan kızlarımızı gördük. Ama Ak Parti döneminde Ak Partili bir babanın, İmam olan birinin, Fetö ile uzaktan yakından ilgisi olmayan birinin oğlunun başına bugün bunların gelmesini hayal bile edemezdik!.
Ayrıca 12 yıl önce devlet Fetö ile mücadeleye başladığında BİLAL daha 16 yaşında lise talebesiydi.
Şimdi kendinizi ve çocuğunuzu Bilal'in ve ailesinin yerine koyun!. Bir kere bu yapılan yanlıştan dönülse bile bu travmanın telafisi mümkün mü? Bilal şimdi nereye gidecek, kime şikayet edecek!?. Hangi yargıya, hangi makama derdini anlatacak!?.
Bizi Fetö mağdur etti, yolumuzu kesti, yıllarca zulmet, şimdi Fetö adıyla çocuklarımızı aynı çembere koydular!.
Dayısı Fetöcüymüş!. Bu çocuk mu dayısını seçti. Kendisi fetöcü değilse dayısından ona ne!?. Amcası, bu çocuk yokken vardı. O mu amcasının seçti!?.
Abisi Fetöden içerde olup Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı olan biri, daha sonra Büyükelçi olarak da atanmadı mı!?.
Siz bu fakir fukara çocuklarından ne istiyorsunuz!?. Hangi vicdana, hangi adalete sığar bu durum!.
Rahmetle ve minnetle andığımız Turgut ÖZAL'IN kardeşi Korkut ÖZAL bir televizyon programında şunu söylemişti:
"Sistemler, dünyanın bir çok yerinde terör örgütleri kurar ve bunları marka yaparlar. Kim sistemin işine gelmezse o yafta ile bloke edip diskalifiye ederler!.
Bu sözü, belki o gün net olarak anlamamıştık!. Bugün tam da bunu yaşıyor gibiyiz!. Kim kimi istemiyorsa Fetöcülükle yaftalasın yeter!. İster istemez Fetö terör örgütü de marka mı yapıldı diye aklıma gelmedi değil!.
Bilal'in ve Bilal'lerin ahı yerde kalmaz!. Bilal'den özür dilemeleri, iadei itibar yapmaları, bu çocuğu çağırıp onure etmeleri gerekir. Sonra kim bu duruma sebep olmuşsa, devlet de onun üzerinde biraz durmalı!. Hele hele bu kişi veya kişiler yargı mensubu iseler, kime hangi adaletle hükmedecekler!?. Böyle birinden yargı mensubu, cumhuriyet savcısı olur mu!?.
Buradan İçişleri Bakanlığına ve Adalet Bakanı Sayın Yılmaz TUNÇ'A çağrıda bulunuyorum. Bilal'in A'dan Z'ye her şeyini araştırın. Bugün yargı, daha atanmamış yargı mensubunu mağdur ediyorsa bu ülkede kimse adaletten bahsedemez!.
Umarım en kısa zamanda bu hatadan dönülür, BİLAL'E itibarı ve derecesi iade edilip göreve başlatılır. Aksi halde bu bir kara leke olarak yargının üzerinde kalır...
Fi Emanillah.
Ebuzer AYDIN
"Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni"