FETÖ’nün artıkları davaya müdahale ediyor
08 Ekim 2015, Perşembe 08:42
Okyanus ötesinden verdiği talimatlarla ülkeyi çıkmaza sürüklemeye çalışan baş belasını aylardır hayret ve ibretle izliyoruz. Menfaatine dokunulduğu anda ekran karşısına çıkıp ellerini açarak ettiği ölçüsüz beddua seansı halen zihnimde dönüp duruyor.
O adamın(!) yaptığı veya yaptırdığı operasyonlar sonucunda yüzlerce insan mağduriyet yaşadı. Ülke yıllarca süren tartışmalar sebebiyle kaosun eşiğine geldi. Bu yapılan operasyonların kimisi Ergenekon ismiyle, kimisi Balyoz ismiyle kimisi de Şike ismiyle ülkemizin gündemini yıllarca meşgul etti. Ve halen de etmekte…
BUNLARIN İŞİ KUMPAS, ŞANTAJ VE MONTAJ
Bugünkü yazımızın konusunu aynı terör örgütünün kurduğu Tahşiye Kumpası'na ayırdık. Kısa adı FETÖ olan Fetullah Terör Örgütü'nün, ömrünü Allah'ın dinini yaşamaya ve yaşatmaya adamış, türlü hastalıklara duçar olmuş bir ihtiyarı aylarca cezaevinde yatmaya mecbur ettiğini gördük. Aynı terör örgütü, devletin hemen her kademesine çöreklenmiş adamlarıyla, o ihtiyarı seven ve saygı duyan insanları da aynı kumpasın içine almıştı. Bu insanların hem itibarları, hem de aile ve iş hayatları yok edilmek istenmişti. Maalesef bunda da bir müddet için başarılı oldular.
KUMPASIN ŞİFRELERİNİ ANLATTIM
Geçtiğimiz günlerde katıldığım televizyon programında Tahşiye Kumpası'nın şifrelerini anlatmıştım. Yakın çevremden “Aman ne yapıyorsun? Bu cemaatle uğraşma. Sana da kumpas kurabilirler. Maazallah hayatına bile kastedebilirler” diye uyarılar da aldım. Doğru bildiğimizi söylemekten biiznillah geri durmadık. O programda da doğru bildiklerimizi tek tek sıraladık. Söz konusu programda Tahşiye Kumpası'nın sebeplerini sıralarken, “Fetullah Gülen, “Tahşiye diye bir şey icat edebilirler” derken, bununla polisine, hakimine ve savcısına talimat veriyordu. Polisi, hakimi ve savcıları da o adama(!) olan sadakatlerinden(!) dolayı, kayıtsız şartsız bir şekilde itaat ettiler. Bunu da pervasızca yaptılar. Olaya bir de şöyle bakacak olursak: Bu sözlerini bir kerametmiş gibi gösterip gelecekten haber veriyormuş gibi yaptı. Böylece kendini tabanına pazarlamış oldu. Üçüncü husus ise bir korku/terör ortamı oluşturmak istedi. “Bak biz Tahşiye Yayınevinin müdavimlerinin ipini çektik. Onları takip edenlerin de ipini çektik. Siz de haddinizi bilin, haddinizi bilmezseniz sizin de hayatınızı zindan ederiz” mesajı vererek başka cemaatlere korku vermeye çalıştı.” demiştik.
MEHMET DOĞAN, NEDEN FETÖ'NÜN HEDEFİNDE?
Aynı programda, kurulan Tahşiye Kumpası'nın arka planında nelerin olduğuyla ilgili bilgiler de vermiştim. Yazdığı eserlerle, Fetullah Gülen ve çevresinin yanlışlarını yüzlerine çarpan Mehmet Doğan'dan bahisle, “Fethullah Gülen, 100 yılın projesidir. Direkt olarak, Tahşiye Yayınevi'nin yazarını hedef almasının sebebi, yayınlanan eserlerin, Fethullah Gülen'in maşası olduğu ve Bediüzzaman'ın Gizli Zındıka Komitesi diye tabir ettiği şer odağını ilmen çökertmesidir. Mehmet Doğan, Redd-ül Evham isimli eserinde “Risale-i Nur Külliyatı'ndan maşanın bazı mücmel sözleri cımbızla çekip aldığı bazı hususları çarpıttığını” anlatmıştır. Müellif diyor ki “Dinin 4 tane ana kaynağı vardır. Kur'an, Hadis, Fıkıh ve İcma'dır. Bu esaslardan yola çıkarak “Yahudi ve Hıristiyanlar “cennet ehli”dir. Peygamber Efendimize iman etmeden de cennete girilebilir. Ayrıca dinde cihat yoktur” diyen Fetullah Gülen'in mesnetsiz görüşlerini ilmi delliler ışığında reddetmiştir. Mehmet Doğan bunları ilmen ispat etmeyi başarmıştır. Bu eserler 2003'ten beri yazılmaya devam eden eserlerdir. Bu eserlerin yazılacağını Bediüzzaman Hazretleri hayattayken Kastamonu Lahikası, Tarihçeyi Hayat ve Barla Lahikası isimli eserlerinde haber veriyor. Mesela diyor ki, “Zannederim ki Risale-i Nur, iman hakikatleri hususunda ihtiyaçlara kâfidir. Dolayısıyla benim vazifem bitmiştir. Sizin vazifeniz devam ediyor. Sizin vazifeniz şerh yapmak, izah etmek, talim etmek, tekmil etmek ve tahşiye yapmaktır. Tahşiye kelimesi bir fiildir. Yani dipnot yazmak demektir. Mehmet Doğan, ehl-i sünnet çizgisinde sadık kalarak Risale-i Nurları izah etmiştir. Böylelikle Gülen'in farklı ve yanlış yorumlarına darbe vurmuştur. Bunun için de Gülen Örgütü'nün hedefine oturtulmuştur.” ifadelerini kullanmıştım.
DAVAYA MÜDAHALE ETME ÇABALARI DEVAM EDİYOR
Sonuçta FETÖ'nün kurduğu kumpas, Mehmet Doğan ve arkadaşlarını mağdur etti. İşte bu mağduriyetin sonucu ortaya çıkan davaya Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edilecek. Mahkeme heyeti önceki duruşmada Emniyet ve MİT'ten rapor istemişti. Bu raporların da dava dosyasına eklenmesiyle sonuca ulaşılacağını ümit ediyorum. Aylarca cezaevinde yatırılan onlarca Müslüman nihayet rahat bir nefes alacaktır bu davanın sonuçlanmasıyla.
Önceki gün mağdur avukatlarından aldığım bilgiye göre, mahkeme heyetinin Emniyet ve MİT'ten istediği belgeler dosyaya eklenmemişti. Malum terör örgütünün ülke yönetimindeki etkisinin azalmasına rağmen halen devletin çeşitli yerlerinde adamlarının varlığıyla ilgili şüphelerimizi teyit eder nitelikteydi bu duyumlarımız. Halen kasetlerle ve montajlarla birileri tehdit ediliyordu. Bu tehditlerin sonucu olarak, Tahşiye Kumpası sebebiyle açılan davanın dosyasının henüz tamamlanmadığını duyduk. Yaptığımız araştırmalar neticesinde ortaya çıkardığımız haber bu şantajcıların da deşifre edilmesine yaramıştı. Şantaj ve montajların efendisi olan zatın adamlarından bir kaçının daha deşifre edilmesine vesile olabildiysek ne mutlu bize.
TARSUSLU SAUL'UN HEDEFİ…
Tahşiye Kumpası'nın özeti niteliğindeki yorumumu da yazımın sonuna ilave edeyim: İddiaya göre aslen Yahudi olan bir Rahip (Milattan Sonra 10-67 yılları arasında yaşamış, Paulus, Pavlus, Pavlos ve Bolis isimleriyle tanınan Tarsus'lu Saul) Hazreti İsa aleyhisselamın getirdiği şeriatı tahrif (bozmak) etmek için oturup kendince bir plan yapar. Planını yaparken de sesli olarak düşündüğü ifade edilir. Der ki: “Eğer İsa hak peygamberse, ona tabi insanlar hak dine tabi insanlarsa o zaman bunlar Cennete gidecek, biz ise Cehenneme. Ne yapıp edip bunları da bizimle birlikte Cehenneme götürmeliyiz."
Tahşiye Kumpası'nı düşünürken bu misal aklıma geldi. Demek ki FETÖ; “Mehmet Doğan ve Tahşiye isimleri bizim dünyamızı Cehenneme çevirdi. Bizde onların dünyasını Cehenneme çevirelim. Bunun için de her türlü hile ve hud'aya başvuralım.” Diyor. Allah şerlerinden muhafaza etsin…