Giderek Artan Kutuplaşmanın Gölgesinde... 24 Ocak Kararları: Tarih Tekerrür mü Ediyor?
07 Şubat 2022, Pazartesi 13:16Giderek Artan Kutuplaşmanın Gölgesinde
42 Yılında 24 Ocak Kararları: Tarih Tekerrür mü Ediyor?
Geçtiğimiz hafta Hür Düşünce Hareketi’nin Aya Bakış Toplantısı “42 yılında 24 Ocak kararları: Tarih tekerrür mü ediyor?” başlığı ile ZOOM üzerinden yapıldı.
Toplantı; Türkiye Ekonomi ve Mali Araştırmalar (TEMAR) Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Hasan Eken, 24 Ocak Kararlarının alındığı dönemde Hazine Genel Müdürü, 1991-1993 Dönemi Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı olan Türkiye Avrupa Vakfı Başkanı Dr. Tevfik Altınok ile 18. Dönem Anavatan Partisi İstanbul Mv. olan Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Vakfı Başkanı Dr. Talat İçöz’ün katılımı ile yapıldı.
24 Ocak 1980 kararları; sadece ekonomide yaşanan istikrarsızlığı gidermek amacıyla alınmış kararlar olmayıp, aynı zamanda 1980 öncesi dönemde uygulanan ithal ikameci büyüme stratejisi terk edilerek, dışa açık büyüme stratejisi ile rekabet gücünü artırmayı ve piyasa ekonomisinin kurumsallaşması yönünde adımlar atılarak karma ekonomiden serbest piyasa ekonomisine geçişi sağlayarak Türkiye’nin üretim anlayışının değişmesine, dış pazarlara açılmasına, mal ve para transferlerin serbestçe yapılmasını sağlayan Türk ekonomisinde büyüme ve bugünlere gelmesinde önemli bir dönüşüm gerçekleştirmiştir.
42 Yıl öncesi “artan toplumsal kutuplaşma ve çatışmalar“ içinde Türkiye’de yapılan ara seçimlerden sonra kurulan "Azınlık Hükümeti" yaklaşık 2 ay içinde Muhalefet Partilerinin de desteği ile 24 Ocak 1980 tarihinde “24 Ocak” kararlarını alabilmişken, bugün giderek artan kutuplaşma ortamında; yaşamakta olduğumuz ekonomik sorun hepimizi derinden etkilemekte ve her geçen zaman bu felaket daha da artarken, bugün de 42 yıl önceki gibi siyasi partiler, iş dünyasında yer alan Sivil Toplum Kuruluşları, üniversiteler ve bürokrasimizle birlikte ekonomiyi durma noktasından çıkarmak ve çözümler üzerinde birbirlerini eleştirmeden; kim iktidar olursa olsun; uygulayacağı, 5 yıllık, 10 yıllık bir ekonomik program üzerinde çalışmaları mümkün olamaz mı?
42 yıl önce neler olduğu ve 24 Ocak kararlarına giden sürece kısaca bakacak olursak; Ülkede farklı siyasal gruplar arasında çatışmalar vardı. "Sıkı Yönetim" ilan edilmiş ve çok ciddi ekonomik sorunların yaşandığı bir ortamda 14 Ekim 1979 tarihinde 5 ayrı seçim bölgesinde (Konya, Manisa, Edirne, Muğla ve Aydın) eksilen Milletvekilleri için ara seçimler yapıldı ve 1977 seçimlerinde çoğunluğu CHP'ye oy veren Edirne ve Konya İllerinin milletvekillikleri de dahil olmak üzere 5 Milletvekilliğinin hepsini Ana Muhalefette yer alan Adalet Partisi %54 oy ile kazanırken, CHP’nin oyu %29 olmuştu. Aynı tarihte senatonun 150 üyesinin üçte biri 50 Senatörün yenilenmesi için yapılan seçimde de, seçim öncesi AP’nin 22 olan senatör sayısı 33 çıkarken; CHP’nin senatör sayısı 25’den 12’e düşmüştü.
Seçim sonrası, Bülent Ecevit Başbakanlığındaki 42. Hükûmetin görevden ayrılması sonrası Milli Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin dışarıdan desteği ile Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel başbakanlığında azınlık 43.Hükûmet kuruldu.
43. Hükûmet döneminde Başbakanlık Müsteşarlığı ile DPT Müsteşar Vekilliği görevlerine 3 Aralık 1979 tarihinde 1967 -71 yıllarında Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı yapan Turgut Özal getirildi ve göreve başladıktan 50 günde Siyaset, (Planlama, Maliye, Hazine ve Merkez Bankası) Bürokrasi ve İş Dünyasının da görüşleri doğrultusunda ortak akılla; temel ekonomik sorunlar olarak ABD ambargosu, petrol fiyatlarındaki artışlar, dışa bağımlılık, dış ticarette sınırlamalar, dış dünya İle ekonomik ve mali bütünleşmede yetersizlik, sabit kur rejimi, ithalatta kotanın olması, ülkemizde her geçen gün artan döviz ihtiyacı sonucu birçok malın ülkemize getirilememesi, karma ekonominin olumsuz etkileri, ürettiğimiz ürün teknolojilerinin gelişmiş ülkelerin ürünlerinin gerisinde kalması, özel sektörün sıkıntıları ve gelişememesi, sermaye, girişimciliğin, bilgi ve yetişmiş eleman yetersizliği, nüfus artışı ve köyden kente göç ve küresel gelişmelerin takibinde geride kalış sonucu yabancı sermayenin ilgisizliği, para piyasalarının yokluğu, faizler devler tarafından belirlenmekte, vergi sistemi, piyasadaki belirsizlikler, kamu bütçesinin bütçe açıkları sonucu ülke ekonomisi günden güne küçülürken, artan enflasyon ve ciddi işsizlik sonucu halk hızla yoksullaşmıştı. Gayri safi milli hasılamızın dünya ekonomisi içinde payı 1976 yılında %1,3 iken 1980’de %0,6 ya kadar düşmüş, güven ve gelecek konusundaki kuşkular had safhada idi.
Azınlık hükumetinin başbakanının liderliğinde bakanlar kurulunun iradesi, iş dünyasının görüşleri ile Başbakanlık Müsteşarının başkanlığında o günün bürokratlarından oluşan ekibin birlikte yarattığı «ortak akıl» ekonomik yapılanma dönüşüm kararının alınması ile karma ekonomiden serbest piyasa ekonomisine geçilmesidir…
24 Ocak kararlarında temel hedef ve amaç:
Mali Piyasalar, Kur ve Kambiyo Konularında; Amerikan dolarının değeri 47,10 TL den 70.- TL 'ye yükseltilmesi, serbest piyasa sisteme geçiş için sabit kurun altında ve üstünde belirli oranlarda kur uygulamasına izin verilmiş ve zamanla günlük kur ilanı uygulamasına geçilmiş, Türk Lirasının konvertibl para olma kararı alınmış, yabancı sermaye hareketlerine serbesti getirilmiştir. Sermaye piyasasının oluşturulması, her türlü finansal enstrümanın piyasaya ihracına imkân sağlanmış, devletin mali piyasalardan elini çekmesi yönünde pek çok düzenleme yapılmıştır.
Kamu Finansmanı Konusunda; devletin ekonomideki payını küçülten önlemler alınmış, Vergi reformu, tasarruf tedbirleri, bütçe açığın finansmanın Merkez Bankasından karşılanmasına son verilmesi, Kamuda nakit yönetimi ve borçlanma esasları yeniden düzenlenmiş, Hazine Tek Hesabı uygulamasına geçilmiş, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin KİT)’lerde ürün fiyatlandırma Kararları Serbest Piyasa Şartlarında Yönetim Kuruluna bırakılmış, tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırılmış, gübre, enerji ve ulaştırma dışında sübvansiyonlar kaldırılmış, özelleştirme kararı alınmış ve Kamu Ortaklığı İdaresinin kuruluşu gerçekleştirilmiştir.
Bankacılık konusunda; Merkez Bankası bağımsızlığı yönünde gerekli yasal düzenlemelerin yapılması çalışmalarına başlanmış, Merkez Bankası bünyesinde “bankalar arası” piyasa oluşturulmuş, bankacılıkta uluslararası banka ve finans sistemi ile bütünleşme sürecine girilmiş, Yabancı banka ve sermayesinin Türkiye’ye gelmesini kolaylaştırmak için, devlette teşkilat yapılanmasının yanı sıra yasal düzenlemelere gidilmiştir.
Dış ödemeler dengesi konusunda; dış ticaret serbestleştirilmiş, ithalat kademeli olarak libere edilmiş, İhracat, vergi iadesi, düşük faizli kredi, imalatçı ihracatçılara ithal girdilerinde gümrük muafiyeti, sektörlere göre farklılaşan teşvik sistemi ile teşvik edilmiş, yabancı sermaye yatırımları teşvik edilmiş, kâr transferlerine kolaylık sağlanmış, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri desteklenmiştir.
Uluslararası ekonomik ilişkiler konusunda; dış dünya ile ekonomik ve mali bütünleşmenin gerçekleştirilmesi için yapısal değişim, uluslararası kuruluşlarla ilişkilerde yumuşama ve uluslararası mali piyasalara yönelik politikaları hayata geçirme yönünde değişimdir.
Bilgin AKBAL
NOT: Toplantının detaylarını aşağıdaki videoyu tıklayarak izleyebilirsiniz.