Günah keçisi aramayın kendinize bakın!
12 Mayıs 2015, Salı 16:3911 Mayıs 2015 tarihinde Battalgazi ilçemizin bir mahallesinde Ak Parti Seçim çalışmaları sırasında meydana gelen olaylardan dolayı bu yazımı yazmak zorunda bırakıldığım için çok üzgünüm. Böyle bir konuyu ne duymak nede yazmak isterdim.
Herkes biliyor ki bu memleket bir kişiye sevdalı ve onun aşkıyla son on üç yılda hiçbir yerde adaya, teşkilata, hatta kim olduğuna ve neci olduğuna bakmadan altı seçim, iki referandum ve bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ak Partiye oy verdi. Bu nedenle kimse kendisini nimetten sayıp ben olduğum için oy aldık, ben olduğum için seçim kazandık, ben olduğum için belediyeyi aldık yada ben olduğum için beş bir götürdük sakın demesin!. Allah gecinden versin bir gün Recep Tayyip Erdoğan'sız seçime girilirse o zaman bu işin kaymağını yiyenleri tek tek görürüz!.
Seçim propagandaları başladığından beri bütün partiler harıl harıl çalışıyor. Eğer ferdi olarak bir çalışmadan bahsedilirse, partisiyle olmasına rağmen en çok çalışan CHP ikinci sıra adayı Sayın Hulusi Porgalı'dır. Biz her ne kadar fazla gürültü çıkarsakda kusura bakmayalım ki istediğimiz teveccühü ve kalabalığı hala yakalayamamışız. Halk bizi topyekün bağrına basmamıştır. Bize küskünlüğü ve nazı devam ediyor. Hal böyle olunca eskiden parti mensuplarımızın dışında rakiplerimizden tepki gelirken, bugün içimizdeki ve teşkilatlarımızdaki kardeşlerimizden tepki alıyoruz. Çünkü yanlışlarımız ve ötekileştirmemiz ayyuka çıktı ve kendi içimizde çatlaklar oluşuyor. Bu ileriki zamanda daha da çoğalacağa benziyor. Ben tepki alan ve tepki veren her iki tarafın içindeki ve bir Ak Partili olarak diyorum ki, kimse kusura bakmasın, olup biten herşeyden, sebebi kim olursa olsun meydandaki kardeşlerimiz sorumludurlar.
Malatya'da uzun zamandır teşkilata, milletvekillerine ve milletvekili adaylarına tepki vardır. Bu tepkinin, bir önceki seçimde, tamamı Ak Partili olmasına rağmen Battalgazi Bağımsız Hareketine dönüştüğünü gördük. Bir nevi yapılan haksızlıklara buradan baş kaldırıldı. Aslında kendisine tepki olarak bağımsız çıktıkları kişi veya istemedikleri aday, Ak Parti adayı Selahattin GÜRKAN değildi. Ak parti teşkilatı da Selahattin Gürkan'ın olmaması için çok çalıştı ama karşı çıkmalarına rağmen Sayın Gürkan'ın bileğini bükemediler. Bükemediğin eli de öpmen gerekir derler. Bütün olumsuzluklara rağmen, karşılarındaki bu hareket başka bir ilçede olsaydı belkide seçim kaybedilecekti. Ama seçimi Selahattin Gürkan kazandı. Fakat gel gör ki parti içerisinde kendisini istemeyenler hala kendisiyle maalesef uğraşmaya devam ediyorlar. Bunlar vekillerdir, adaylardır, başkanlardır vs vs dır, dır… Sanki Selahattin Gürkan Ak Parti belediye başkanı değilmiş gibi ötekileştiriliyor. Yanlışlar olursa başkana, doğrular olursa da kendilerine mal ediyorlar. Bu şehirde Selahattin Gürkan'ın hizmet etmesini ve başarılı olmasını istemeyenler var. İleride bu konuları benden daha fazla duyacağınızı da sanıyorum. Bu resmen Ak Parti düşmanlığıdır, haksızlıktır, halkın hizmet alımını engellemektir. Selahattin Gürkan Ak Partili Belediye Başkanıdır ve tüm Battalgazililerin Başkanıdır.
Neden bir buçuk yıl sonra bu dosyayı açtım?
Dün akşam meydana gelen olayda günah keçisi Sayın Selahattin Gürkan olarak seçilmeye çalışılıyor da ondan bu dosyayı açtım. Yaptıkları yanlışları başkalarına yüklemeye çalışanlar vardır da, ondan bu dosyayı açtım. Biz iktidarız, güçlüyüz, gümbür gümbür geliyoruz. Bunun için başkalarını incitmeye, tahkir etmeye, başkalarını küçük görerek karalalayarak oy toplamaya, seçim propagandası yapmaya gerek yoktur. Hepimiz bu şehirde yaşıyoruz ve birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Bir milletvekili adayımız kalkıp bu şehirde demokratik hakkını kullanarak bağımsız aday olan üç adaya iki buçuk aday diyorsa işler zıbanadan çıkmıştır. Bu adamda kendisini kaybetmiştir, birileri kendisine kim olduğunu hatırlatmalıdır. Bizim bu usluba ihtiyacımız yoktur. Eğer ortada bir yarım varsa, bu sözlerle kendisini tamamlamaya çalışandır, başkası değildir, denilse ne cevap veririz? Malatya'da kimse bu hakareti ve bu aşağılanmayı haketmiyor.
Güçsüz ve zayıf olsak belki, ama güçlü iken, iktidarda iken, tekrar güçlü olarak iktidara giderken bu tür densiz konuşmaları yapmaya gerek var mı?. Bu söylemler elimizi zayıflatıyor. Vatandaş, partimizin elinin zayıflamasını istemiyor. Kavgada istemiyor, aşağılanmada. Kaldığı yerden devam etmek istiyor. En az beş bir vermek için çabalarken, birileri bilerek yada bilmeyerek üçe dörde indirmeye çalışmasın!
Mahalle olayına dönersek, daha önce gençler arasında vuku bulan ihtilafı birileri biraz kaşımış!. Bunu birazda fırsat bilerek fitne yapmış ve özetle size yanlış yapan Selahattin Gürkan'ın adamlarıdır diyerek bir taş ile iki kuş vurmak istemiş. Mahalle toplantılarında katılımcılar hiyerarşık sıralamaya göre konuşma yaparken, Battalgazi Belediye Başkanımız sayın Selahhattin Gürkan, gideceği taziye dolayısıyla izin isteyip ilk selamlama konuşması yapıp gitmek istemiş ve teşkilattta buna onay vermiş. Halkın karşısına çıkmış ve en çok alkışı o almış, en çok tezahürat ona yapılmış. Bu arada üç kardeşimiz teşkilattaki yanlışlardan dolayı bağırınca Selahattin başkan, ayıptır böyle misafirperverlik olmaz, terbiyesizlik yapmayın demiş. Gençlerde saygılarını muhafaza etmişler. Konuşmasınıda kısa keserek ayrılıp taziyeye gitmiş. Akabinde sahneye gelen sayın Mustafa Şahin asıl olayların fitilini ateşlemiş ve olaylar büyümüş, polis çağırılmış, gözaltı olayları yaşanmış vs.
Şunu çok iyi bilmeliyiz ki, eğer bir siyasi parti adayları, kendi halkını, mahalle toplantısına gelen mensuplarını, kendi teşkilatında kendisine muhalif olanları polis çağırarak göz altına aldırıyorsa, bir daha sokağa ve halkın karşısına çıkmamalıdırlar. Ama burası Malatya ve bunu yapanlar kendi adaylarımız ise her şey mübahtır! Sözüm meclisten dışarıdır…
Devamında neler oluyor?
Basına baktığımızda sanki bu olayların müsebbibi Selahattin Gürkan'mış gibi bir intiba veriliyor. Selahattin Gürkan bu olaydan beridir, kimse de kendisini günah keçisi seçmeye kalkmasın. Olayların gelişmesine, halkın kışkırtılmasına, olayların büyümesine, polisin çağılıp Ak Partili kerdeşlerimizin gözaltına alınmasına bakın, kimin yanlış yaptığını görürsünüz!... Bu olay bize bir çok soru işaretlerine de cevap oluyor. Kabadayılık ve külhan beylik sökmüyor artık!... Bu şekilde yapanlar bizi Türkiye basınına meze yapıp sadece rezil ediyorlar.
Aslında bir belediye başkanının seçim çalışmalarına destek vermemesi lazım. Çünkü o herkesin başkanıdır. Fakat tarafsızlığını yitirmedikçe, kendi partisiyle olmasında da bir sakınca da yoktur. Elbetteki toplantılara katılabilir. Hele de bu çalışmalar kendi belediye sınırları çerçevesinde oluyorsa misafirperverliğini göstermesi çok doğaldır. Ben olsam, bana konuşma hakkı verilse, muhalefet partilerinin toplantılarına da katılırım. Çünkü partimi anlatacağım, onların standında kendi reklamımı yapacağım. Ama o riski alacak ve o cesareti gösterecek muhalefet yoktur.
Bundan sonra da Selahattin Gürkan Beye benim acizane tavsiyem; bir değil iki değil, nedir bu yapılanlar! Bir daha bunu yapanlarla aynı karede bulunmam. Eğer bir vekil, yada bir vekil ve vekil adayı bütün bu olanları kendi gözleriyle gözlemledikten sonra gelip, Selahattin bey bütün bunlar senin yüzünden oldu diyorsa; Selahattin Beyin de yapması gereken şey; kendisini elinin tersiyle itip, yürü git işine bak deyip, bir daha seçim çalışmalarına katılmıyorum demesidir. Ama Sayın Gürkan böyle biri olmadığı için bu söylemlere maruz kalmıştır.
Bu protestoyu yapan kardeşlerimden de ricam, tepkilerinin ne olduğunu, kime olduğunu ve neden olduğunu bir basın açıklamasıyla dile getirmeleridir. İçlerinde yapılan yanlışa engel olamamış, en son kendi mahalle toplantılarında patlamışlarsa onları kınamamak, bilakis onları çok iyi dinlemek gerekir. Çünkü bu tür olaylar sadece bu mahalleye has değil, ileride her yerde karşımıza çıkabilecek olaylardır. Bu olay karşısında polis çağırıp kendi adamlarımızı gözaltına alanları ve aldıranları kınıyor ve affetmiyorum. Taki çıkıp bu davranışlarından dolayı milletten özür dileyinceye kadar… Partimizin tek oy kaybetmesine tahammülü yoktur… Ve sahadikeler! Unutmayınız ki, herkesin gözü sizin üzerinizdedir…
Fi emnaillah…
Ebuzer AYDIN
Ey Kalemim! Bir gün doğru bildiklerini yazmazsan kolumla beraber kırar atarım seni…