GÜRKAN’IN “SARI KART”A İTİRAZI VAR!..
09 Aralık 2019, Pazartesi 08:55
SESLİ MAKALE
Geçtiğimiz günlerde Malatya'ya gelen AK Parti Genel Başkan Vekili “Numan Kurtulmuş” ile “muhtarlar” bir araya gelmişti.
Numan Kurtulmuş'un muhtarlara hitaben “Varsa eleştirinizi söyleyin” sözünün akabinde söz alan Melekbaba Muhtarı Ali Demir, AK Parti il başkanı İhsan Koca ve Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan'a telefonla “ulaşamadığını” söylemiş ve her iki başkana da “Sarı kart” vurgusu yapmıştı.
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ise Mevlana Celâleddîn-i Rûmî'nin “Bir söze bakarım söz mü diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye?” sözüyle mukabelede bulunmuştu.
Bu konu hakkında çok şey “konuşuldu”. Lâkin bana göre muhtar ve başkan aynı “dili” konuşuyor.
Aslında iki konuşma bir “bütün” gibi..
Melekbaba Muhtarı Ali Demir: “İl Başkanı İhsan Koca ve Selahattin Gürkan telefonumuza çıkmıyor..” sözüyle “Bunlar bizi adam(!) yerine koymuyor” demeye getiriyor.
Selahattin Gürkan ise cümlenin ikinci kısmı olan: “Bir adama bakarım adam mı diye..” sözüyle “Biz zaten seni adam(!) yerine koymuyoruz” şeklinde cevap veriyor.
Muhtar: “Siz bu işi beceremiyorsunuz, o makamları boşuna işgal etmeyin!..” anlamında sarı kart uyarısı yapınca..
Selahattin Gürkan ise cümlenin birinci kısmı olan :“Bir de söze bakarım, söz mü diye..” ifadesiyle, “Biz zaten seni adam(!) yerine koymuyoruz ki; sözüne(!) itibar edelim” demeye getiriyor.
Ben burada kimin haklı, kimin haksız olduğuyla ilgili bir “söz” etmeden, tespitimi yapıyorum: Muhtarın dediğini Selahattin Gürkan mezkur sözleriyle “tasdik” ederek bir nevi “haklısın” demeye getiriyor, fakat “Sarı kart”a itirazı(!) var..
ÇALIK, GEVREK VE PİLTEN'İN HAKKINI TESLİM ETMEK LAZIM
“Malatya'nın siyaset tarihinin dâhisi.” şeklinde “tarif” ettiğim AK Parti Malatya Milletvekili ve MKYK üyesi sayın Öznur Çalık, yine yaptı yapacağını..
Bu sözü “olumsuz” algılayanlar da olacaktır elbet..
Biz “olumlu” tarafından anlatmaya gayret gösterelim..
Geçtiğimiz hafta Yeni Malatyaspor Başkanı Adil Gevrek'i ve Malatya Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili Selim Pilten'i de yanına alarak, “Futbol Köyü Projesi”ni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yeniden sundu. Her ne kadar Futbol Köyü Projesi'nin “Fikir babasıAdil Gevrek” olsa da; “Siyasi ayağı Öznur Çalık”tır. Bu arada projenin “Stratejik planlamacısıSelim Pilten”i de unutmamak gerekir. Bu güzel ve büyük proje hayata geçirilecek olursa, Malatya tarihine altın harflerle yazılacak bu üç isim, “Cazibe merkezi şehrimizin mimarları” olarak anılacaklar.
Not: Mübalağa yapmıyorum. Çünkü “Futbol köyü projesini” yakından takip ediyorum.…
BİR ELİN NESİ VAR…
Son günlerde başarılı çalışmalarıyla medya ve sosyal medyada göz dolduran Yeşilyurt Belediye Başkanı sayın Mehmet Çınar, geçtiğimiz hafta Ankara'da bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. Yoğun performansın akabinde Malatya milletvekili ve AK Parti MKYK üyesi Bülent Tüfenkçi ile birlikte; Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'u da ziyaret ettiler. Sinerjinin ve birlikteliğin güzel bir örneği diyebileceğimiz bu ziyarette, Turgut Özal Mahallesi'nin kentsel dönüşüm talebi iletilmekle birlikte, Özal Köyü'nde bulunan vatandaşların tapu sorununun çözümü için fikir alış-verişinde de bulundular. Yapılan ziyarette sayın Kurum'a arz edilen bir konu daha var ki; bunun açıklamasını Yeşilyurt Belediye Başkanımız Mehmet Çınar'a bırakıyorum. Bu arada Bakan Murat Kurum, Katı Atık Sahasının açılışına da davet edildi. Diyeceğim o ki; “Bir elin nesi var, iki elin sesi var…”
SÖZDE “ŞEHİR HASTANESİ” AMA…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Şehir hastanesi” statüsünde değerlendirdiği
Malatya Eğitim Araştırma Hastanesi'ndeki hizmet kalitesi, maalesef “mevcut” sistemle “artmaz”.
Çünkü:
1.Spesifik konularda çalışan hekimler, akademik kariyer yapmak istedikleri için “haklı” olarak “üniversitelere”geçmek istiyorlar. Hatta mecburi hizmetle gelen radyasyon onkologu, çocuk kalp damar uzmanı, çocuk radyoloji uzmanı, çocuk Hematoloji uzmanı ve iç hastalıklarının yandal uzmanları; üniversiteye geçip akademik ortamda çalışmayı tercih ediyorlar.
2.Yine aynı şekilde Turgut Özal Tıp Merkezi'nde kendi bölümüyle ilgili veya üniversiteyle ilgili “sorunu” olan bir öğretim üyesi, haliyle Malatya'dan ayrılmak “durumunda” kalıyor. Alternatif bir tıp fakültesi olsa, Malatya'da kalıp şehrine hizmet vermeye devam edecektir. Bu husus göz ardı edildiğinden, öğretim üyeleri mecburen ayrılmak zorunda kalıyor.
3. Ayrıca rekabetin bilimsel ortamda da “kaliteyi” arttıracağı herkesin malumudur..
“Karaciğer” ve “kemik iliği” nakli konularında Turgut Özal Tıp Merkezi çok ciddi seviyelere ulaşmış ve bir “marka” değeri oluşturmuştur. Ancak başka hastalıklardan dolayı ilimizden sevk edilen bir çok hastalarımız var. Bunların da Malatya Eğitim Araştırma Hastanesi'nde uzmanı olmasına rağmen; asistanı ve takip edecek kalifiye yardımcı ve sağlık personeli bulunmadığından, maalesef yeterli hizmeti veremiyor.
4. 1065 yataklı hastane olmasına ve %40'larda doluluk oranı bulunmasına rağmen; bu hastaları “tedavi” etmek yerine “sevk” yolu “tercih” ediliyor.
5.Turgut Özal Tıp Merkezi'nde genellikle il dışı hastalara hizmet verildiği için (%90 doluluk), bazı hastalar kabul edilmemekte ve bu sebeple de ilimizde bulunan hastalar, başka merkezlere “sevk” edilmektedir. Örneğin “Doğumsal” hastalıkların tetkik ve tedavisi gibi.. Bazı illerimizde henüz yeterli ilerleme gösteremediği dallara, Malatya Eğitim Araştırma Hastanesi ile bağlı olacağı “üniversitesi”nin güçlendirilmesinin büyük “katkısı” olacaktır. Unutulmamalıdır ki; tüm Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da bulunan bu hastalar, Ankara'ya gitmekte ve çoğu zaman da yer bulamadıkları için uzun süre beklemektedirler.
Malatya Eğitim Araştırma Hastanesi'nin, üniversiteye bağlanması için buna benzer birçok sebep yazılabilir. Malatya, sağlıkta gerçekten de Turgut Özal Tıp Merkezi'yle “hayal” edemeyeceği bir noktaya geldi. Şehrimizi bu konuda gelecekte de aynı konumda tutabilmek, hatta daha ileri seviyelere getirmek için böyle bir fırsatı kaçırmamamız elzemdir. Şu gerçek çok açıktır ki Turgut Özal Tıp Merkezi ne kadar gelişse de, şehrimizin sağlık ve hasta iş yükünün % 90'ı Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapılmaktadır. Bu gerçekten hareketle Malatya Eğitim Araştırma Hastanemizin hizmet kalitesini arttırmak için, mutlaka ikinci bir tıp fakültesi daha Malatya'ya kazandırılmalıdır.
NUR TOPU GİBİ YENİ BİR TARTIŞMAMIZ OLDU…
Malatya, yapılanlardan ziyade “tartışmalarıyla” gündeme gelen bir şehir olmaya başladı!
Son günlerin yeni tartışması da Malatya Turgut Özal Üniversitesi'nin kuruluş yeriyle alakalı.
Aslına bakarsanız üniversitenin yeriyle ilgili tartışma yeni değil.
Üniversite daha kurulmadan yer tartışması yapılmıştı. Çoğu yetkili kendi “rantlarına” uygun gelecek bir yer olmasını istiyordu.. Üniversitenin kuruluş kanunuyla son nokta konulmuş oldu. Üniversitenin yeri Battalgazi Hasırcılar olarak belirlendi. Yaklaşık 680 dönüm arazi üzerine kurulu olan bu mekan, büyük bir üniversite için yeterli alana sahiptir. Üstelik bitişiğinde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait 2 bin 400 dönümlük atıl bir arazi de mevcut. Bu arazinin tamamı olmasa bile; bir kısmı üniversiteye “tahsis” edilebilir.
Yeter ki yöneticilerimiz istesin!..
Hal böyleyken “Üniversitenin taşınma mevzuu nedir?” diye bir soru akla geliyor.
Temmuz 2013'te Malatya Defterdarlığı tarafından FETÖ'cü bir vakfa, üniversite yapılmak üzere 49 yıllığına tahsis edilen 300 dönümlük bir arazi var. Burası Yeşilyurt ilçesine bağlı kuş uçmaz kervan geçmez bir yer.Üstelik mevcut kampüsten çok daha küçük bir alan. 15 Temmuz sonrası bu vakıf kapatılınca tahsis işlemi iptal ediliyor. Arazi, üzerine inşa edilen ve çürümeye başlamış yarım kaba inşaatı ile birlikte Malatya Turgut Özal Üniversitesi'ne tahsis ediliyor. Üniversite yetkilileri 680 dönüm ve bütün altyapısı hazır olan mevcut kampüs dururken, üniversiteyi buraya taşımak için kolları “sıvamış” durumda.
Üniversitenin; rektörlüğü, kütüphanesi, idari binaları, sosyal donatıları ve tüm yeni binaları buraya yapılacak…
İşte tartışma buradan çıkıyor.
Battalgazi (Eski Malatya) bölgesi halkı bu konuda aşırı tepkili. Bu insanların Ak Parti'ye destek oranı % 80'nin üzerinde. Ak Parti içinde bu konuda büyük bir “tartışma” hakim. Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ve bir grup, taşınmaya “haklı” olarak tepkili. Bir başka grup ise taşınma hususunda aşırı istekli ve genel merkez ile bakanlıkları devreye sokmuş durumda. Üniversite yönetimi ise "Biz taşınmıyoruz, bu kampüs burada kalacak, yeni binaları oraya yapacağız." diyerek mevcut tartışmayı “teskin” etmeye çalışıyor. Bu tür konularda inisiyatif alması gereken il yönetiminde ise ses-seda ve tık yok…
SAYIN YÜKSEL ÇENGEL'LE İLGİLİ TESPİTLERİM
Malatya Time'ın gündem belirleyen röportajlar serisi “Çarşamba Sohbetleri''nin yirmi birincisini yayınladık. “Merak edilen isimlerle sizleri buluşturmanın sevincini” yaşadığımızı belirtmekte her hangi bir sakınca görmüyorum. Mamafih; Malatyalılar tarafından sevilen ve sayılan isimlerin arasında ön plana çıkanlardan biri olan sayın Yüksel Çengel ile yaptığımız röportajın akabinde, bir çok kesimden olumlu telefon ve mesajlar aldım. Kendisini yakinen tanıyanlar “hoşsohbet” kişiliğine vurgu yaparken, tanımayanlar da “dolu dolubir hemşerimiz” yorumunda bulunuyor. Kendisini daha yakından tanımanın bahtiyarlığına erdiğim Yüksel Çengel'le ilgili tespitlerim şu şekilde:
-“Malatyalılarınağabeyi” sıfatına layık bir kişilik.
- İstanbul'da yaşayan Malatyalıların “ortak paydası”nı temsil kabiliyetine haiz.
-“Eğitim”e büyük önem veriyor.
-Cumhuriyet sonrası siyasetinin “hafızası”
-“Azmin elinden bir şey kurtulmaz” sözünün vücut bulmuş hali.
Selam ve dua ile
Fiemanillah