Hangi müzik?
20 Mart 2022, Pazar 09:15“-Türkülerle aranız nasıl? Ya da şarkılarla?
-Kişi sevdiği şarkı ya da türkülerle kendi ruh halini, karakterini ve huyunu ele verir mi?
-Yoksa sadece bir zevk meselesi mi?
-Türküler mi insana biçim verir yoksa yaratılıştan gelen genlerimiz mi bizi müzik seçimine zorlar?
-Müzik sadece hislerimize hitap eden ve onları yönlendiren bir unsur mudur yoksa aklımızı ve hareketlerimizi de kontrol eden sihirli bir kutu mudur?”
Bazen bir romanla, binlerce sayfalarla, günlerce sürecek konuşmalarla anlatamayacağınız derdinizi, düşüncenizi ve fikirlerinizi bir müzik eseri ile anlatabilirsiniz.
Müzik kitleleri harekete geçiren, duygu sınırlarınızı zorlayan, en ünlü komutanların, devlet adamların ve siyasetçilerin kendi emelleri doğrultusunda kullanmaktan geri kalmadığı müthiş bir silahtır.
Osmanlı İmparatorluğu’nda önemli bir yeri olan ve çağlar boyu etkisini sürdüren bir Mehter Marşı’nı düşünün;
Osmanlı'nın Mehter Takımı’nda oluşturduğu enstrümanların her biri kendi askerine cesaret, düşmanlarının yüreğine de korku ekerdi.
Osmanlı müziğin gücünü keşfetmişti.
Mehter Takımı, o yeri göğü inleten muhteşem melodisiyle savaş alanlarını çınlattığında, mücadele alanına daha baştan galip çıkıyordu.
Bugün aradan geçen bunca yıllara, asırlara rağmen, biz Mehter Takımı’nın bestelerini dinlediğimizde yüreğimiz bir başka coşuyor, kalp atışlarımızın ritmini dizginleyemiyoruz.
O müziğin ritmine ayak uydurup neredeyse Yunanistan'a, Rusya'ya savaş açma ve er meydanına çıkıp düşmanları kılıçtan geçirme isteği uyanıyor insanın içinde...
Bir başka müzik enstrümanı olan Ney...
Bilindiği üzere Ney, Osmanlı'da en çok kullanılan bir müzik aleti... Ve müziğin insan ruhundaki tesirini öğrenen Osmanlı hekimleri ve pedagogları, en ağır ruh hastalarını bile ney eserleriyle tedavi edebilmişler... Bu da müziğin kullanım alanının ne kadar geniş olduğunu gösteriyor.
Ayrıca, günümüz siyaset dünyasına bakacak olursak, müzik, bugün bütün dünyada siyasi partiler ve politik liderler için vazgeçilmez bir propaganda aracıdır. Siyasi partiler, daha önce bestelenmiş ve rağbet gören popüler müzik eserlerine, binlerce lira telif hakkı ödemekten çekinmemişlerdir.
Geçmişte bir takım karanlık siyasi cinayetlere kurban gitmiş, birçok bilim adamı, yazar, siyasetçi ve gazeteciler için bestelenen müzik eserleri bugün hâlâ dilden dile dolaşmakta ve notaların sihirli dünyasında yaşatılmaktadır.
Müzik; duygularımızı dile getirmenin, fikirlerimizi yaymanın, sevgi ya da nefret hangi duygumuzu ileteceksek en kısa yoldan başvurduğumuz, en sevinçli ve en mutsuz günlerimizde hemencecik kendimizi tatlı havasına bıraktığımız, en zor anlarımızda bile kendisine sığındığımız insanlık tarihinin en güçlü sanat dalıdır.
Düşünün...
Çağımızın gelmiş geçmiş en güzel sesli hafızını...
Mısırlı Abdulsamet’in o billur gibi sesinden dinlediğiniz Kur'an'ı Kerim tilaveti hangi taş yürekli insanı etkilemez ki?
Allah'ın insanlığa hayat nizamı olarak gönderdiği, okuyup anlayalım sonra da yaşayalım diye bütün insanlığa inzal olan Kur'an'ın muhteşem okunuşunu...
Zaten başlı başına bir mucize olan Kur'an, güzel sesli bir hafızın sesiyle adeta yüreğimize başka türlü bir coşku veriyor, değil mi?
Müzik uyarıcıdır. İnsanda gizli kalmış, kullanılmayan, körelmiş, bütün akli ve beşeri hissiyatımıza hükmeder.
Müzik, ruhani ve cismani hayatımızın en mahrem, en derin bölgelerine kadar sirayet eder…
Kılıçların fethedemediği, topların yıkamadığı, okların delemediği, nükleer silahların yakamadığı, en vahşi orduların bile çiğneyip geçemediği gönüllere ve yüreklere, müziğin o inanılmaz, harika ve muhteşem notaları ile sahip çıkabilir, sinelere girebilirsiniz.
En katı kalpleri, en taş yürekleri bile müzikle yumuşatabilir, zehirli dilleri müziğin şırıngasıyla etkisiz hale getirebilirsiniz.
Müzik kimi zaman kalplerdeki sızıları dindiren bir ninni, bazen yürekleri dağlayan bir ötüş, kimi zaman da gözyaşlarını silen bir mendil oluvermiştir.
Ancak müzik var, müzik var.
Kimi müzikler en ulvi ve temiz duygularımızı harekete geçirir, kimi müzikler de hayvani ve şeytani yanlarımızı kamçılar.
Farid Farjad’ın sihirli kemanından çıkan o tılsımlı melodiye de müzik diyoruz, günümüz pop “sanatçılarının” notasız, bestesiz, ahenksiz kuru gürültülerine de…
Sadettin Kaynak’ın;
Yâr ayrılık yaktı beni
hangi yürekle naz edem
Yar sensiz bıraktı beni
derdimi kime arzedem
Bestesine de müzik diyoruz,
Tarkan denilen adamın;
Anasının kuzusu
Ciğerimin köşesi
Kız bu neyin cakası
Kız hepsi senin mi?
“Parçasına” da …
Avrupa ve Amerika'da müzik, kişileri intiharın eşiğine, uyuşturucunun yok edici pençesine bırakırken; Osmanlı, müziği bambaşka alanlarda bütün bir insanlığa ders olacak nitelikte kullanmıştır.
En mübarek ve ulvi davaların da, en süfli ve kötü fikirlerin de sesi olmuştur müzik...
Hangi müziği dinlediğini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.