Hastalıkların diyetle tedavisi 1
15 Ocak 2022, Cumartesi 10:27Sevgili Malatya Time okurları,
Yaklaşık 2 yıldır buradan sağlık, beslenme, besinler, özel gruplarda beslenme gibi temel konuları elimden geldiğince sizlere anlatmaya çalışıyorum. Bilgiye ulaşımın en kolay çağında yaşıyor olduğumuz için herkes oturduğu yerden pek çok konuda bilgi sahibi oluyor. Ve ne yazık ki ülkemizde insanların çoğu birkaç yerden gördüğü/okuduğu bilgilerle her şeyi biliyormuşçasına ortalıkta geziyor. İşte benim bu köşede bir şeyler anlatmaya çalışmamın temel nedeni bu durum. Bilgiye bu kadar kolay erişebilmek iyiye kullanıldığında mükemmel bir durum. Mesela bu yazıyı okuyan sizler aslında diyetisyen hizmeti almış oluyorsunuz. Ancak bu durumu bilerek ya da bilmeyerek yanlış yönde kullanan insanlar o kadar fazla ki. Bilerek kullananlar genelde bir şeyleri ya da bir hizmeti pazarlayan insanlar oluyor. Sağlık gibi şakaya alınamayacak bir konuda çok büyük laflar eden insanlar görürseniz sessizce uzaklaşın derim. Bilmeyerek yanlış yönde kullanan insanlar zaten mağdur kimseler oluyor. Bu kesime örnek olarak internette gördüğü garip kürleri, değişik diyet listelerini ya da zayıflama ürünlerini sonunu hesaba katmadan kullanan insanları verebiliriz.
Bu insanları mağdur edenler arasında son zamanlarda sağlıkçılar da bulunuyor maalesef. Bana en çok dokunan kısmı da bu zaten. Ortalık bu kadar karışıkken bir şeyler yapmadan kendi köşeme çekilip izlemek pek benim karakterime uyan bir durum değil. Bu yüzden burada, kişisel sosyal medya hesaplarımda ve bilimsel vakıfların, dergilerin sitelerinde elimden geldiğince yazıyorum. İnsanlara doğru bilgileri ulaştırmayı kendime borç görüyorum.
Bunun dışında elbette sahada da durmuyorum. Gerek yüz yüze gerekse online sistem ile danışanlarıma doğru ve sağlıklı beslenmeyi öğretmeye çalışıyorum. Bu noktada yaptığımız iş çoğunlukla sadece ‘insanları zayıflatmak’ olarak algılanıyor maalesef. Bu dertten tüm diyetisyenler gibi ben de mustaribim. Öncelikle belirtmeliyim ki zayıflamak asla azımsanacak bir şey değildir. Kişilerin istekleri ile karar verip karşılaştıkları pek çok zorluğa rağmen azimle ve sabırla kilo veriyor olmaları beni oldukça mutlu eden bir şey. Kaldı ki obezitenin ne kadar zararlı bir şey olduğundan ve sonuçlarının nelere mal olabileceğinden toplumumuzun tam olarak haberdar olmadığını düşünüyorum. Toplumun %30’dan fazlası şişman kategoride ve Avrupa’da obezite şampiyonuyuz. Yani her 3 kişiden biri şişman ama bunu yeteri kadar önemsemiyoruz. İlerleyen haftalarda obeziteden ve sebep olduğu diğer hastalıklardan sizlere ayrıntılı olarak bahsedeceğim. Durum bu kadar vahim iken hala zayıflamayı basite indirgemek bana oldukça ilginç geliyor.
Çoğu kişi kilolu olduğunu bilmesine rağmen adım atmıyor ya da durumdan memnun olduğunu söylüyor. Aslında kilo veren her insanın psikolojik olarak çok daha iyi hissettiğini de tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim. Pek çok kişide ise şu durumu gözlemliyorum. Kişi kilolu ama tartıya çıkmaktan çekiniyor, ölçümlerini alıyorum obez kategorisinde olduğunu görüyoruz. ‘Obez’ kelimesi bir tabuya dönüşmüş vaziyette. Duyan şoka uğruyor ama bizim toplumun üçte biri obez zaten. Ve bu oran gittikçe artıyor. Kilolu olduğunu bilen ama obez olduğunu kabullenmek istemeyen hastalara ne durumda olduğunu, iç organlarının durumunu ve bu şekilde devam ederse kendini bekleyen problemleri sabırla anlatıyorum. Çünkü yaptığımız iş bir koruyucu sağlık hizmeti. Kişilerin sağlığını doktora gitmeden, ilaca başlamadan elimizden geldiğince düzeltmek bizim işimiz aslında. Bunu net olarak söyleyebilirim çünkü sadece spor ve diyeti hayatına adapte edip kronik hastalıklara yakalanmaktan kurtulan çok hastam oldu.
Diğer grup ise belirli bir hastalığı olan ya da rutin kontrolleri sırasında doktorları tarafından diyetisyene yönlendirilen hastalar. Belirli hastalık tanısı olan kişilerin ilaç tedavisinin yanı sıra beslenme tedavisi de oldukça önemlidir. Bu insanlara nasıl besleneceğini öğretmek de yine bizim işimiz. Bakın bir liste verip göndermek demiyorum, bir yolculuğa çıkıp hastaya nasıl beslenmesini öğretmekten bahsediyorum. Hastayı tanımak, hastalığının ne derecede olduğunu anlamak, o hastaya en uygun beslenme tedavisini planlamak zaman alan bir şey. Özellikle yine obez bireylerde zayıflamaya ek olarak, diyetlerinin hastalıklarını tedavi edici bir biçimde planlanması gerekiyor. Bu durumda olan pek çok hastam oldu. Hala da var. Çünkü yukarıda da belirttiğim gibi obezite genelde yalnız olmuyor yanında diyebet, kolesterol, tansiyon gibi arkadaşlarıyla dolaşmayı çok seviyor. İşte bu hastalarda doktor- diyetisyen multidisipliner çalışmasıyla muhteşem sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Diyet süreci düzenli olarak ilerlerken belirli aralıklarla doktoru ile görüşüp durum değerlendirmesi yapan, ilacının dozu ve tedavi şekli durumuna göre düzenlenen hastalar hepimizin yüzünü güldürüyor. Bu şekilde çalıştığımız hastalarımdan biyokimyasal değerleri neredeyse tamamen normal aralığa inenler bile oldu.
Ben, her danışanımdan rutin biyokimyasal testleri yaptırmalarını istiyorum. Bazen gayet sağlıklı olduğunu düşünen kilosu da normal sınırlarda olan ancak değerleri sıkıntılı olan hastalar olabiliyor. Onları tespit etmek ve diyetlerini planlamak da önemli bir nokta. Özellikle vitamin – mineral yetersizlikleri, insülin direnci gibi bulgular tespit ettiğim hastalarımı hemen bir dahiliye uzmanına yönlendiriyorum. Çünkü ilaç tedavisi doktorlarımızın işi. Doktorla görüşmesinden sonra hasta ile yeniden görüşüyorum, doktorunun önerilerini ve tedavi planını da göz önünde bulundurarak hastanın beslenme planını oluşturuyorum.
Her zaman belirttiğim gibi sağlık bir bütün. Vücudunuzun bir bölümünde oluşan bir sıkıntı tüm vücudu alarma geçirecektir. İşte bu noktada besinlerin nasıl kullanılacağını bilmek ve beslenme düzenini doğru planlamak hayat kurtarıcı olabilir.
Sağlıklı haftalar dilerim
Diyetisyen İrem KAYA