İhsan KOCA ve Keklik!..

Ne alaka demeyin!. Birazdan yazacaklarıma bal gibi alaka diyeceğinizi biliyorum. Keklik cinsini bilen mevzuyu anlamıştır. Zira keklik, nesline ihanet eden tek hayvandır. 

Günlerdir yazıp çiziyor, zamanımızı veriyor, hep bir adayı konuşuyoruz. Hiç de değmeyen birine medyada bu kadar yer ayırıyoruz. Çok mu önemli bu aday!? Hayır, ama aday olduğu yer ile bu adayın geleceği yer önemlidir. Beş yıl boyunca bir milyon insana vekalet edecektir. Bir Milletvekili adayına halk, “gözünü toprak doyursun” yeter artık diyorsa, bizlerin de yazmasından daha doğal bir şey olamaz!.

Arkadaşlarını aldatarak Ak Parti listelerinde ikinci sıraya giren bu şahsı dördüncü kez Malatya’ya reva görmek, bu şehre yapılan en büyük zulümdür. Kamuoyunun bilmediği bu adamın ne özelliği vardır ki bu kadar gizemli bir şekilde son dakika golüyle yeniden listeye koydular!?. Bu dördüncü geliş neyin habercisidir!?...

Döne döne aday değilim, çekiliyorum diyordu. Aylardan beri teşkilattaki arkadaşlarıyla bunu paylaştı, istişare etti, aday olmayacağını söyledi. Dava arkadaşlarına, il başkan yardımcılarına referans oldu. Onlarda istifa edip aday oldular. Kendisi aday olmayacağı için zamanında istifa etmedi. Peki ne oldu da istifa etmeden son anda listeye girdi!?. 
Malatya’da aday kıtlığı mı vardı!?. 
Doksan tane aday içerisinde ikinci sırayı hak eden biri mi yoktu!?. Yoksa birilerine lazımdı da ancak böyle bir filim fırıldak ile mi listeye konulabildi!?. 
Kim bu filmin başrol oyuncusu!?.
Malatya’nın iradesini yok sayan, istifa etmeden aday edilen Sayın İhsan Koca’nın artıları nelerdir!?. 
Bu aday Malatya’ya mı, yoksa filmin başrolüne mi lazım!?.
Bu adaylıkla Ak Parti Malatya’da iki tane milletvekilini kaybedeceğini bilmiyor mu!?.
Peki Ak Partinin Malatya’da Milletvekili kaybetmesi önemli değil mi!?.

Hakikat şudur ki, bu filmin figüranları iki tane Milletvekilinden başka istemiyorlar. İleride yapmak istediklerini iki kişiyle daha rahat yapabileceklerini biliyorlar. Onlar için ne kadar az vekil, hedefe o kadar kolay ulaşmak!. Zaten Ak Partinin ölüsü iki tane vekil çıkarır, üçüncüsü de lazım değil. Ama burada yıkılması istenen Ak Partinin kalesi. Bu kaleyi kimler yıkıyor? Bir şeytan üçgeni ile karşı karşıyayız. Bu üçgeninin tüm detaylarını ileriki zamanlarda yazacağız inşaallah… 

Şimdi kulağınıza küpe edeceğiniz şu keklik hikayesine gelelim;
Bir gün padişah pazarları gezerken kuş pazarına da uğrar. Keklik pazarına geldiğinde özelliklerini sorar. Onlar da tek tek sıralarlar. Padişah, bana en iyi kekliği getirin der. En iyisini alıp getirirler ve buyurun padişahım, pazarın en pahalı kekliği budur derler. Padişah der ki; Bu kekliğin özelliği nedir ki en pahalısıdır!?.
Derler ki;
Padişahım, bu kekliği avcı alıp götürür tuzak yerine indirir. Öyle bir okur ki, ne eder eder diğer keklikleri yanına getirir, avcıya vurdurur. Sahibi keklik öldürmeden eve dönmez derler.
Bunun üzerine padişah fiyatı ne kadardır? der. Otuz altın derler. Padişah otuz altını verir, akabinde herkesin gözünün önünde kekliğin kafasını koparıp atar!. Sonra millete döner, kavmine ihanet edenin cezası kellesidir der.

Şimdi ben kimseye gelin de birinin kellesini alın demiyorum. Ama aynı partide yıllardır beraber olduğu arkadaşlarını aldatıp sonra onların karşılarına ikinci sırada çıkan, gayri hukuki yolla aday olan bir siyasetçiye, bir il başkanına yapmanız gerekeni yapın!. Yaptığı yanlış yanına kar kalsın, ama hukuksuz aday oluşun hesabını sorun sadece!. 

15 Nisan itibariyle YSK geçici aday listelerini açıkladı. Bu tarihten itibaren itirazlara bakacak ve 19 Nisan günü kesin aday listelerini açıklayacaktır. Bundan sonra da hiçbir itiraz kabul edilmeyecek, listeler kesinleşmiş olacaktır. 

Şimdi ihanete uğradığını söyleyenler ve Sayın İhsan Koca’nın adaylığının hukuki olmadığını bilenler, İl Seçim Kuruluna gidip bir dilekçe ile bu hukuksuzluğu iletmeleri gerekir. Gerisi ilgili hakimleri bağlar. Aslında o hakimler de konuya vakıflar. Ama birilerinin şikayetçi olması lazım ki, konuyu ele alsınlar!. Şimdi bunu yapmazsanız bu size müstahak ve daha iyisine de layık değilsiniz demek ki!. O zaman köye getirilen Fil için Nasreddin Hoca’nın arkasından Timur’a giden halktan sizin farkınız yoktur!. Kafanızı avuçlarınızın arasına alıp düşünmelisiniz!. Gereğini yapan ise, onurluca duruşunu şerefiyle taçlandırmış olacaktır.

Aksi taktirde bu konuyu artık gündemimizden çıkarıp sizleri birbirinize mübarek eder, yolumuza devam ederiz. Zira küçük hesap yapanlar büyük işler beceremezler. Birbirinizin yüzüne bakıp yıllarca içinden ah çekecekler sizlersiniz!. 

Fi Emanillah…

Ebuzer AYDIN
“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”