İnönü Üniversitesi Rektörlük Yarışında Beklenen Sonuç: Kim Öne Çıkacak?

Son dönemde yaşadığım “yoğunluklar” ve “sağlık problemleri” nedeniyle bazı konuları ele almakta geciktiğimi itiraf etmeliyim. “Seyahatler” ve “hastalıklar” nedeniyle aksayan yazılarımı okurlarımın anlayışla karşılayacağına inanıyorum.

İnönü Üniversitesi’nin yeni rektörünü beklediği bu süreçte, kamuoyunda çokça konuşulan ve merak edilen konulara değinmemek olmazdı. Özellikle “rektör adayları” arasında adı geçen isimler üzerine pek çok telefon aldım ve analizler duydum. Kamuoyunda en çok konuşulan ilk üç isim şunlar: “Prof. Dr. Nusret Akpolat”, “Prof. Dr. Hakan Parlakpınar” ve “Prof. Dr. Adil Başkıran”. Bu isimlerin ardından “Prof. Dr. Gökhan Tuncel” ve “Prof. Dr. Ahmet Sami Akbulut” da sıkça zikrediliyor.

Rektör adaylarını belirleme süreci “YÖK’ün yetkisi” altında ve nihai karar “Cumhurbaşkanı’na ait”. Şu anda Cumhurbaşkanı’nın önünde üç isim var. Adaylar, İnönü Üniversitesi’ni daha ileriye taşımak için çaba gösterdiler ve projeler sundular. Umudum, yeni rektörün bu adaylarla ortak bir platformda çalışarak, üniversitenin eksikliklerini gidermesi ve daha ileri bir seviyeye taşınmasıdır.

Bu süreçte kamuoyunun beklentileri elbette önemli, fakat nihai kararı belirleyecek olan “Cumhurbaşkanı’nın iradesi” ve “Cenab-ı Hakk’ın takdiridir”. İnşallah, tüm bu adaylar ve yeni rektör, İnönü Üniversitesi’ni daha parlak bir geleceğe taşımak için birlikte çalışırlar.

Depremzedelerin Acısı İçinde Eğlence: Malatya’da Absürt Festival

Eskiden “Malatya Kayısı Festivali”, geleneksel değerlerimizi yansıtır, “devlet büyüklerimiz”, “folklorik etkinlikler” ve “yöresel yemeklerle” kutlanırdı. Şimdi ise “gençlere yönelik absürt bir festival” haline geldi, tanınmayan sanatçılar sahne alıyor, “toplumun geneline hitap etmeyen” bir etkinlik düzenleniyor.

“Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er”, beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Bu festivali eski başkan “Selahattin Gürkan” tarafından düzenleseydi, yer yerinden oynardı. Badem bıyıklılar din, iman ve kültürümüzden bahsederek Gürkan’ı eleştirirdi.

“Malatya”, deprem felaketini yaşamış bir il. İnsanlar konteynerlerde, sefalet içinde yaşıyor. “Çocuklar, gençler, yaşlılar, musibetzedeler ve hastalar”… Tüm bu insanlar acı çekerken, sadece gençlere yönelik bir festival yapmak, gençleri örf ve ananelerimizden koparacak sanatçılar getirmek, akıl dışı ve vicdansızca. Bu festival, kamuoyunu oyalamak için düşünülmüş bir girişim gibi duruyor.

“Ah Sami Er, ah! Nerede o eski gelenekler, nerede o eski Malatya ruhu?”

Sami Er’in Hokus Pokusu: 4 Milyar TL Hibe Bu Kadar Kısa Sürede Nasıl Geldi?

31 Mart’ta “Sami Er”,“Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı” olarak seçildi. Göreve başlayalı daha 121 gün oldu ki, şehrin altyapısı için “4 milyar TL hibe fon” kazandırdığı açıklandı. Bir sihirbazlık gösterisi mi izliyoruz? Bu kadar kısa sürede böyle bir fon nasıl sağlanabilir? Eski Başkan “Selahattin Gürkan” ve “MASKİ Genel Müdürü Mehmet Mert”in hiç mi katkısı yok? Sami Er’in elinde sihirli bir değnek mi var?

“Depremden etkilenen bütün iller” bu fondan faydalandı. Mesela “Kahramanmaraş”, bizim iki katımız kadar fon aldı. Bu çalışmanın Sami Er ile alakası olmadığı çok açık. Ancak Sami Er’in ekibi, “Malatya’nın itibarı yerle bir olmuşken”, bakanlıklardan Malatya’ya kuruş para çıkmadığını, bunun sebebinin ise Selahattin Gürkan ve ekibi olduğunu iddia ediyor. Başta “Çevre ve Şehircilik İklim Bakanlığı” olmak üzere diğer bakanlıklarla temasa geçerek bu parayı elde ettiklerini söylüyorlar. Başarıları bundan ibaretmiş, başarıları buymuş. Hadi canım siz de! Selahattin Gürkan döneminde birçok hibe alınmış, fakat iş yapılmamış, karşılığı verilmemiş. Şimdi, Sami Er bir sihirbaz değil, elinde sihirli değnek de yok. 3-4 ayda böyle büyük bir hibe fonu çıkartmak mümkün değil. Burada bir illüzyon var gibi görünüyor.

Gerçekten bu fon Sami Er’in girişimleriyle mi alındı, yoksa yılların birikimi mi? “Halk olarak biz de merak içindeyiz”. Sami Er bu kısa sürede neler başardı, neler başaramadı? Bu fonun gerçek yüzü nedir? Bütün bu sorular cevabını bekliyor.

Malatya’nın Sağlıkta Zirveye Çıkışı: Karaciğer Nakli Enstitüsü’nün Büyük Başarısı

“Malatya - Giessen Transplantasyon Günleri” büyük bir başarıyla tamamlandı. Sempozyumun ana teması olan “çapraz karaciğer nakli”, tıp dünyasında geniş yankı uyandırdı. Bu önemli başarı, Prof. Dr. Tayfun Sönmez ve Prof. Dr. Utku Ünver’e, geliştirdikleri çapraz karaciğer nakli algoritması nedeniyle verilen “İnönü Üniversitesi fahri doktora diploması” ile taçlandırıldı.

“İnönü Üniversitesi” denince akla gelen ilk yer, “Turgut Özal Tıp Merkezi”. Bu merkezin en parlak yıldızı ise “Karaciğer Nakli Enstitüsü”. Enstitünün başındaki “Prof. Dr. Sezai Yılmaz”, gerçekleştirdiği başarılı operasyonlar ve kurduğu ekibin Malatya’ya olan sadakatiyle gerçekten takdire şayan bir lider. İki dönemlik rektörlük yapan “Prof. Dr. Ahmet Kızılay”, Karaciğer Nakli Enstitüsü’ne en çok önem veren ve destekleyen isim oldu.

“Malatya’da doktor kalmadı”, kalanlar da gitmek için fırsat kolluyor. Ancak “Karaciğer Nakli Enstitüsü”, bu durumun dışında. Bu enstitü, Malatya’nın en değerli sağlık mirası. Prof. Dr. Sezai Yılmaz ve ekibi, Malatya’nın sağlık turizmi merkezi olma yolundaki en büyük umut. Vefa ve sadakatle çalışan bu bilim insanları, Malatya’nın geleceği için büyük bir fırsat sunuyor.

Kale’nin Çanakkale ile Karıştırılması ve AK Parti’nin İlgisizliği

Geçen sosyal medya hesabımda, “fotoğraf sanatçısı Alişan Hayırlı”nın çekmiş olduğu “Kale (eski adı İzollu) ilçesine ait”, “Karakaya Barajı”nın muhteşem manzarasını paylaştım. Paylaşım sonrası bir dizi komik yorum geldi. Kimi “Burası Karakaya Barajı” dedi, kimi “Kale ilçesi”, kimi “Çanakçı köyü”, kimi de Elazığ’a ait “Baskil” olduğunu iddia etti. Ancak, en gülünç olanı, “kaleli bir vatandaşımız”ın kendi memleketi olan Kale’yi “Çanakkale” olarak tanımlamasıydı. Ona esprili bir şekilde, “Sen herhalde otel parası vermemek için ayakta uyuyorsun” diye cevap verdim.

Gelelim esas meseleye. “Kale”, “AK Parti’ye en çok oy veren ilçelerden biri” olmasına rağmen, “AK Partili yetkililer” tarafından sanki cezalandırılıyor. İlçemizin doğal ve tarihi güzellikleri, turizm potansiyeli yok sayılıyor. “AK Parti’nin Kale’ye olan bu ilgisizliği”, tam bir trajikomedi. Madem bu kadar oy verdik, bari biraz yatırım yapsınlar, değil mi?

Yetkililere sesleniyorum: “Kale’yi tanıyın”, “Kale’yi görün”, yoksa siz de “Çanakkale sanacaksınız”!

LAF EBESİ: Güya TOKİ’nin göbeğinde çalışmış, İstanbul gibi metropol bir ilde görev yapmıştı. Herkes ona kurtarıcı gözüyle bakarken, o düşündü: “Allah beni bunun için bekletti.” 121 gün geçti, ne aksiyon var ne de ilerleme. Sihirli değneğini evde mi unuttu, yoksa harikaları mı bitti? “Kurtarıcı geldi” dedik, ama gördük ki sihirbazlık yokmuş. Umutlarımız boşa çıktı, aksiyon yok, hayaller suya düştü.

Fiskos Masası:

    •    Malatya’da asayiş olayları tavan yapmış, suç oranları adeta rekor kırıyor. Kentte neler olduğu merak konusu.

    •    Uyuşturucu satışı kamu dairelerine kadar girmiş, kimlerin bu işin içinde olduğu bilinmiyor.

    •    Malatya’nın eski valisi, milletvekillerinin şikayeti üzerine görevinden alınmış, hangi vekillerin bu değişikliği istediği konuşuluyor.

    •    Yeni vali çok otoriter ve disiplinliymiş, bu otoritenin Malatya’yı nasıl yansıyacağı gözleniyor.

    •    Sami Er, Çevre ve Şehircilik İklim Bakanlığı’na Murat Kurum’un getirilmesine çok sevinmiş, bu atama Sami Er için büyük anlam taşıyor.

    •    Bilal Yıldırım, 31 Mart öncesi Öznur Çalık’a yakınlaştığı ve Veli Ağbaba’ya sarıldığı için il başkanlığını kaybetmiş, bu yakınlaşmanın sonuçları tartışılıyor.

    •    Rezerv alanlarındaki belirsizlikler, Malatya halkını çok rahatsız ediyormuş, halkın beklentisi büyük.

    •    6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinden sonra Malatya’yı terk edenler, artan asayiş olaylarından dolayı Malatya’ya dönmeyi düşünmüyormuş, dönmeme sebepleri endişe verici.

    •    İnönü Üniversitesi Rektörlüğü için mevcut Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Yardımcısı Prof. Dr. Nusret Akpolat’ı destekliyormuş, bu destek üniversiteyi derinden etkiliyor.

Selam ve dua ile
Fi-Emanillah