İstanbul’da dost ziyaretleri

İstanbul’da dost ziyaretleri;

Merhum Murat Topgül (1933-2011)

Malatya’mızın yetiştirdiği gizli kahramanlardan biridir. Yeşilyurt’un köklü ailelerinden Topgül ailesinin mümtaz bir şahsiyeti idi. Esnaflığıyla gönüllerde taht kurmuş, dürüstlüğü ile ün salmıştı. Babacan ve sıcakkanlı duruşu, yumuşak huyuyla herkes tarafından sevilen ve sayılan bir büyüğümüzde. Mütevazi kimliğiyle, gürültüsüz patırtısız sessizce yaşadı ve 2011 yılında ebedi aleme irtihal eyledi. 

Geride ne bıraktı?

Kendisi gibi hayırsever bir evlatlar, torunlar ve yakınlarını bıraktı. Bir de salih ameller… 
Murat Topgül amcamız ömrünü vakfiyelere, öğrencilere, gariban ve kimsesizlere ayırdı. Kazancını, hak sahiplerine dağıttı. Allah’tan aldığını yine Allah yolunda harcadı. 
Murat amcamız ibadeti malını ve mülkünü Allah yolunda harcamak olarak anlardı. Bu ibadeti herkes yapamaz, belki çoğu zengine de nasip olmaz. En kârlı alış veriş, Allah yolunda harcamaktır. Murat amcamız fani alemden göçüp giderken, onu karşılayacak olan salih amellerini önceden göndermişti. Ne mutlu Murat amcamıza, dünya hayatını kârlı bir şekilde sonlandırdı. Allah rahmet eylesin mekânı cennet olsun.

İstanbul’a gidince Murat amcanın geride bıraktığı emanetlerini (Oğullarını, torunlarını ve damatlarını) ziyaret etmezsek olmazdı. Rahmetli hayatta iken de sürekli kendisini ziyaret eder, hayır dualarına talip olurduk. O mübarek yüzünü görmeden, duasını almadan memlekete dönmezdik.



Şimdi de babasının yolunda yürüyen evladı Abdullah Topgül’ü ve damadı Osman Eroğlu’nu Merter’deki ofisinde ziyaret ettik. Sohbetimizde bol bol dualarımızla Murat amcamızı yad ettik. 

Oğlu Abdullah ve damadı Osman abinin gayretleriyle, geçtiğimiz günlerde Malatya’da “Murat Topgül Okul Öncesi 4-6 yaş Kur’an Kursu ve Değerler Eğitim Merkezi” nin temeli atıldı. İlyas Mahallesi’nde inşaatına başlanan okul ve merkezin önümüzdeki yıl hizmete girmesi bekleniyor. Böylece Murat amcanın adı Malatya’da kıyamete kadar yaşatılacak ve onu hayırla anacağız. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun, bu güzel okulun ve Kursun Malatyamıza hayırlı olmasını diliyoruz. 

Bu arada, Abdullah kardeşimizin oğlu Merter’de güzel de bir işyeri açmış. “Ehli Kebap Cadde” adıyla 3 sene önce hizmete başlayan restoran nefis kebap çeşitleriyle ve güzel hizmetleriyle İstanbul’da daha şimdiden isim yapmış. Allah bereketini artırsın. 
Bu vesileyle Murat amcamızı bir kere daha anıyor, Allah’tan rahmet diliyoruz.

****  

Not: Ziyaretimizde yeğenlerim Yunus Emre Hayırlı, Ömer Faruk Hayırlı, ayrıca Cebrail Tozal ve Salih abimiz de yer aldı.

----



İstanbul’da dost ziyaretleri
Attila Küntüz (Fotoğraf Sanatçısı)

Bir gönül adamı daha… Kadrajı gönül, objektifi gönül, deklanşörü gönül… Gönlü ile makineyi birleştiren sanatçı… Bu yüzden bu sahada yalnız adam olmuş. Bu yüzden İstanbul’un derebeyleri Küntüz’ü görmemiş. 
Fotoğrafın “ünlenmemiş sanatçısı”… O makinesini, inancının hizmetine adamış… Sanatı yaşamı olmuş, yaşamı da sanatı… 
Evet, Attila abimizden bahsediyoruz. 
Geçtiğimiz aylarda kalp krizi geçirmiş ve ameliyat olmuştu. İstanbul’a iner inmez kendisini aramış ve bir an evvel görmeyi istemiştim. Nasip olmadı. Sirkeci’deki işyerine az geliyor, birkaç saat kalıp gidiyormuş. Bıkmadan usanmadan aradım, hatta birkaç defa habersiz Sirkeci’ye gittim, rastlarım umudu ile… 
Bir an evvel Fotoğraf hocamızı görmeyi ve hasret gidermeyi istiyordum. Nihayet önceki gün nasip oldu. Hüsamettin Şahin kardeşimizle çalışma ofisinde misafiri olduk. 
İlk gördüğümde hocamızdaki fiziki değişiklik gözüme çarptı, tam 20 kilo vermiş… Ameliyat süreci hocamızı bir hayli yıpratmış, canı çok acımış… Allah şifa versin. 
Attila hocamız, beni İstanbul’da gezdirmeyi düşünüyordu, ancak hastalığı sebebiyle buna imkânı olmadığı için üzülmüştü. “Önemli değil hocam” dedim, “Önemli olan sağlığın, hele tam iyileşin, daha sonra inşallah beraber gezeriz.”  
Hocamızın Malatyalılara selamı var, en kısa zamanda Malatya’yı ziyaret etmek istediğini iletti. Tekrar hocamıza geçmiş olsun, Allah şifa versin.
----



İstanbul’da dost ziyaretleri 
Nizamettin Gökay abimiz

İstanbul’da ben iki türlü gezerim: Birincisi doğal, tarihi ve turistik mekânlarını, ikincisi de dostları ziyaret… İstanbul’da kaldığım sürenin yarısını dostlarımı ziyarette kullanırım. Arayanlara mutlaka döner, davetlerini mutlaka kabul ederim. Benim de hiç aramadan ve sormadan ziyaretine gittiğim dostlar da vardır. 
İşte onlardan biri de Nizamettin Gökay abimizdir. 
Nizamettin abimiz, Doğanyol’un (Keferdiz’in) Burç köyünden… Genç, dinamik, girişimci, hayırsever, sosyal ve yakışıklı bir abimizdir. Uzun yıllar Amerika’da ve İstanbul’da yaşamış olmasına rağmen köyünden kopmamış, geleneklerine ve değerlerine sımsıkı bağlanmıştır. Nizamettin abimiz için aile bağları kırmızı çizgisidir. Akraba ve sıla-i rahimi ibadet gibi görür. Akraba ve köylülerine gösterdiği yakın ilgiye ben şahidim. 
Nizamettin abimiz sadece kendi işiyle uğraşan başarılı bir işadamı olmakla kalmayıp, hayatın anlamını başkalarına yardım etmede bulmuştur. Yaşadığı topluma karşı duyarlıdır ve kendisini sorumlu hissetmektedir. STK’ların gönüllü çalışmalarını destekler ve kendisi de gençler üzerinde ciddi çalışmalar planlamaktadır. 
Yani kısacası Nizamettin abimiz gönül adamıdır. Gönülden sever, gönülden yardım eder, gönülden sahiplenir. 
Kendisini Hüsamettin Şahin abimizle birlikte Esenler’deki ofisinde ziyaret ettik. Saatlerce konuştuk, memleket meselelerine üzerine kafa yorduk. Ayrıca Köyü, ilçesi ve Malatya için neler yapabileceğimiz üzerine fikir alış verişinde bulunduk. 
İnsanların sadece şahsi meseleleri için değil memleket için de kafa yoracağı, oturup dertleşeceği dostları olmalı… Nizamettin abimiz gibi… Çayını içtik, muhabbetinden feyz aldık. Allah kendisine rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Allah güç kuvvet versin ki, hem kendi işlerinde hem de toplumsal projelerinde başarılı olsun.

---



İstanbul’da dost ziyaretleri
Tekstil sektörünün Malatyalı şövalyeleri 

Türkiye tekstil sektöründe dünyanın önde gelen ülkesi… Tekstilin kalbi de İstanbul… Aslında İstanbul bütün sektörlerin kalbi… Malatyalılar da her alanda olduğu gibi tekstil sektöründe de hatırı sayılır ölçüde büyük pay sahibi olmuş… Nereye gitseniz bir Malatyalı… Malatyalılar hangi alana girmişler de başarılı olmamışlar. Hatta (laf aramızda, kimse duymasın) bir dönem mafya sektöründe de biz hep zirvedeydik. 
Her neyse… Biz yine tekstilden söz edelim. 
İşte bu fotoğrafta gördüğünüz babayiğitlerin hepsi de tekstille iştigal ediyor. Fotoğraftaki kahramanlarımızı sağdan itibaren tanıyalım: 
İlk sağdaki yakışıklı babayiğit Recep Karakuş… Pütürge Uzuntaş (Peraj) köyünden… Yıllardır İstanbul’da yaşıyor ve 110 kişinin çalıştığı işletmeyi idare ediyor. Kot dikim alanında çalışıyor ve Amerika’ya ihracat yapıyor. İnşallah yakında Malatya’da da bir fabrika açacak. 
İkinci sırada benim yakışıklı yeğenim Yunus Emre Hayırlı… Melanj Tekstil adıyla dantel gurubunda faaliyet gösteriyor. İşleri çok şükür iyi… Kardeşi Ömer Faruk’la İstanbul şartlarında ayakta duruyor. 
Üçüncüsü ben Alişan Hayırlı… Zaten beni tanımayan yok :) Fotoğrafçı, gazeteci, yazar, gezgin vs. Dünya defterini kapatmış, parayla pulla işi yok. 
Masanın öteki tarafına geçiyoruz, benim karşımda oturan Erdinç Tağ… Kars Ardahanlı… Aramızdaki tek yabancı, nasıl girmiş onu da anlayamadık :)  Asıl mesleği mali müşavir… Çok sevildiğinden defterini tutması için gelen bütün müşterilerini kahve ısmarlayıp geri gönderiyor.  Recep gardaşımızın tekstil firmasındaki ortağı… Zaman zaman bana karşı gelse de iyidir. 
Onun yanındaki Hüsnü Akkuş… İzollu’nun İkizpınar köyünden. O da kot işinde başarılı bir tekstilci. Merter’de tanımayan yok. Yumuşak huyu, sempatik tavırları ve dürüstlüğü yüzünden ziyaretçisi çok olduğu için neredeyse vaktinin yarısı dost ağırlamakla geçiyor. Firmalar Hüsnü ile iş yapmak için adeta yarış içine giriyor. Allah esirgesin. 
Hüsnü’nün sağında oturan arkadaşımız ise Recep’in küçük kardeşi Mehmet Karakuş… Recep’in sağ kolu… Mehmet olmasa Recep’in firması çöker. 
Ve son kahramanımız Cengiz Kaçar…  İzollu’nun Kale köyünden…  Zeytinburnu Tüm Malatyalılar Derneği'nde Yönetim Kurulu Üyesi, WestWint firmasının sahibi ve Ak Parti Zeytinburnu'nda ilçe yönetim kurulu üyesi… Hem siyasette başarılı hem de ticarette… Yakında ilçe başkanı, ardından da Zeytinburnu Belediye Başkanı olursa hiç şaşırmayın. 
İşte böyle… İstanbul’da günlerimiz dostları ziyaretle geçiyor. Biz parası değil dostu olmayanı fakir görüyoruz. Allah bizleri hep dostlarla beraber daim kılsın.