KANAATİMİZDİR…
26 Aralık 2016, Pazartesi 05:56Dost meclisinde, Malatya ve Malatyalı değerlendirmesi yapıyoruz. O sırada “Ak Parti Malatya milletvekilimiz Nurettin Yaşar'ı nasıl bilirsin?” diye bir soru soruluyor.
Cevap: Ele aldığı konuyu sonlandırana kadar gider. Duygu ticaretinden uzaktır. Bir yapıp, beş gösterenlerden değil, tam tersini yapan hemşerilerimizden biridir.
AYNI HAREKETİ AK PARTİLİLER YAPSAYDI, SEYREYLEYİN CÜMBÜŞÜ
Bildiğiniz gibi önceki gün, Malatya Kapalı çarşı üzerinde bulunan İsmet İnönü heykeli önünde, tazim töreni vardı. “Kemalizm” ile “Milli şef” siyasetini kimselere bırakmayan ve onunla ayakta duran siyasi partinin CHP olduğu herkesin malumudur. Tazim töreninde herkes “Kemal-i edep”le “Milli şef”e tazimde bulunurken, İnönü'nün kemiklerini sızlatacak bir hareket CHP'den geldi. Evet, evet, yazdığımda bir yanlışlık yok. “Milli şef”in yılmaz savunucusu CHP'den “Milli Şef”in maneviyatına yakışıksız davranış geldi. İnönü'yü anma töreninde herkes büyük bir ciddiyetle “Görevini yerine getirirken” CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz'ın elleri cebindeydi. İşin enteresan tarafı bunu görüp de ses çıkarmayanlardı. Hepsi sus-pus olmuş bekliyor.
O an aklımdan geçen bir senaryoyu sizinle paylaşayım: “Ak Parti İl Başkanı Hakan Kahtalı, elleri cebinde tören alanında durur. Aynı anda ortalık birbirine girer, “Milli Şef'in manevi şahsiyetine hakaret edildi” sözleri arasında Kahtalı linç edilmek istenir. Daha sonra CHP Malatya İl Başkanı hemen gazetecileri etrafına toplar ve “İşte AKP zihniyeti budur. Ülkemizin kurtarılmasında önemli rol oynayan, Atatürk'ün yakın silah arkadaşı, cumhuriyetimizin ikinci cumhurbaşkanı ve bizim eski genel başkanımız İsmet İnönü'yü hazmedemiyorlar. Bunların hepsi Atatürk'e ve İnönü'ye düşman.” tarzında bir açıklama yapar. Hemen akabinde CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, beraberindeki CHP'lilerle birlikte Ak Parti İl Başkanlığı önüne giderek Hakan Kahtalı'nın istifasını ister. İş bununla bitse iyi, ardından davullu-zurnalı bir grupla birlikte adliyeye gidilerek bir de suç duyurusunda bulunulur.”
Bu senaryoyu abarttığımı düşünenler varsa, benzer olaylar akabinde Veli Ağbaba ve Enver Kiraz'ın yaptıkları hafızalarda tazeliğini koruyor. Açın bakın eski gazetelere. İşte uçuk senaryo: “Aynı törende Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi veya Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık, elleri cebinde duruyorlar. Hemen CHP ileri gelenleri atılıyor ve Bülent bey ile Öznur hanımı oradan uzaklaştırıyorlar. Aynı anda sosyal medyadan karalama kampanyaları yapılıyor. Akabinde CHP'liler Malatya'nın en merkezi yerinde bir miting tertip ediyor. Hükümeti istifaya davet ediyor. Sebep: Bunlar Atatürk ve İnönü'yü sevmiyor.”
ÇALIK VE URAZ'A TEŞEKKÜR
TOKİ 4. ve 5. Etap sakinleri arıyorlar. Doğalgaz sorunlarının çözülüp ısınma problemleri ortadan kalktığı için teşekkür ediyorlar. Aslında teşekkürlerin iki muhatabı var. Ben aracı olayım: Biri AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık, diğeri de Aksa Doğalgaz'ın müdürü Sertaç Uraz beyefendidir.
SUÇLUNUN BEYANI MUTEBER İSE…
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, 19 Aralık pazartesi günü Ankara'da katıldığı bir sergide Çevik Kuvvet polisi Mevlüt Mert Altıntaş tarafından gerçekleştirilen saldırı sonucu öldürülmüştü. Suikastın ardından katilin FETÖ'cü olduğuna dair ilk bulgular ortaya dökülürken CHP'li Veli Ağbaba ısrarla “Katil El Nusra'cı” diyenler arasında yer almıştı. Veli Ağbaba'nın mezkûr kanaatine delil ise katilin “El-Nusracıyım” diye bağırmasıymış.
Madem katilin mensubiyetini bildirmesi Veli Ağbaba'ya göre muteber, o zaman bu memlekette ne kadar illegal iş yapan varsa sevmediği bir grubu adres göstersin. Sonuçta muteber ya katil, “Yaşasın Kemalizm, yaşasın İsmet paşa, yaşasın CHP” deseydi, yorumunuz ne olurdu Veli bey?
MÜCADELEYİ SULANDIRMA ÇABALARI…
Ömrünün yarısından fazlasını FETÖ'yle mücadelede geçirmiş bir kardeşiniz olarak Malatya'da FETÖ operasyonunun sulandırıldığından bahsetmiştim. Yeni Şafak yazarlarında Ergün Yıldırım; “FETÖ'yle Mücadeleyi Sulandırmaya Bir Örnek: İnönü Üniversitesi Operasyonları” başlığı ile yazdığı köşe yazısı; bu tezimi doğrular nitelikte…
AHMET ÇAKIR'IN FETÖ'CÜ OLMADIĞINA KANİYİM
Geçtiğimiz hafta pazartesi günü yayınladığımız “Hasbihal” köşemizde Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır hakkında; kulislerde birçok iddianın dolaştığını, dolayısıyla Ahmet Çakır'ın bir basın toplantısı düzenleyerek bu iddialara cevap vermesi lazım geldiğini vurgulamıştık. “Söz dinleyen Salih olur” kaidesiyle hareket eden Ahmet Çakır, çağrımızdan bir gün sonra Malatya basınını toplayarak hakkındaki iddialara cevap verdi.
Ben şahsen Ahmet Çakır'ın FETÖ'cü olmadığına inananlardanım. Yalnız benim “FETÖ'cü”den anladığımla kamuoyunun anlayışı biraz farklı. Ben FETÖİZM'in din-i mübin-i İslam-ı bozmak için ortaya çıkan bir akım olduğunu vurguluyorum. Toplumun ekseriyeti ise yelpazeyi biraz daha geniş tutuyor ve müşterek ticaret yapmayı da aynı görüyor. Toplumun genelinin bakış açısıyla 2 soru sormak isterim:
1- Ahmet Çakır'ın FETÖ'cülerle ticareti var mı?
2- 17/25 Aralık sonrası, Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ihalelerden FETÖ'cüler de nasiplendi mi?
(Bu arada güncel bir kulis; önümüzdeki günlerde FETÖ'cülerin çıkarılacağı mahkemede dananın kuyruğu kopacak)
SORMAZ OLAYDIK!..
Geçtiğimiz aylarda; “Sular şehri Malatya'da, MASKi her yere su borusu döşüyor. Peki, bu borulardan su geçecek mi?” diye bir soru sormuştuk. Sormaz olaydık…
YEGÂNE KURTULUŞ ÇAREMİZ
“Va'tasımû bihablillâhi cemîân ve lâ teferrakû” yani: “Ey insanlar, bahusus ey Müslümanlar, Allah'ın dinine, ahkam-ı ilahiyi beyan eden Kur'an'a ve Sünnete toplu olarak yapışın, ihtilafa ve tefrikaya düşmeyin” (Ali İmran suresi 103) ayeti kerimesinin kısaca iki manası:
Bir: İlmi, ameli ve edebi saha olan; medya, mearif ve mahkemeyi Kur'an ve hadise göre tanzim edin. Kur'an ve hadise göre hükmedin.
İki: Irkçılık illetini bırakarak hazreti İbrahim'in milletinden olduğunuzu yani Müslüman olduğunuzu hatırlayın; tefrikaya düşmeyin…
Bu ayetin mizanına göre;
DEAŞ, Hizbullah, PKK, İran ve FETÖ, Müslümanları katledip, fitne tohumları ekerken; Türkiye bütün dünya Müslümanlarına kucak açıyor. Mezkur ayetin mizanına uygun hareket eden Cumhurun reisi ve hükümetimiz; medya, maarif ve mahkemeyi Kur'an ve hadise göre tanzim ederse; hem Allah'ın yardımı ile şu mücadelede muzaffer olur, hem de Alem-i İslam'ın muhabbetini kazanarak İttihad-ı İslam'a öncülük yapar.
Yegâne kurtuluş çaremiz, Kur'an ve hadistir.