dore okulları
Malatya
17 Nisan, 2025, Perşembe
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Kaysı Yandı, Umut Da Kavruldu

14 Nisan 2025, Pazartesi 11:52
Kaysı Yandı, Umut Da Kavruldu

Malatya’da herkes sustu, kaysı konuşacaktı…

Ama konuşamıyor.

Çünkü rengi yok, kokusu yok, dalında meyve yok. Sesi zaten hiç olmamıştı.

2023’te yer sarsıldı, 2024’te umut devrildi, 2025’te ise hâlâ sorulan tek soru:
“Dünya kayısı ticaret merkezi tam tıkır faaliyete geçecek mi?”

Cevap mı? Şaka değil. Dram.

Yetkililer sahada mı? Elbette!

Ama sahada dedikleri yer büyük ihtimalle Instagram.

Ne yapıyorlar?

Tespit yapıyorlarmış.

Neyi tespit ediyorlar?

Çekirdek sayımı mı?

Yoksa yanmış dallara bakıp meyve falı mı açıyorlar?

Efendim, doğa afetiymiş.

Evet, afet.

Ama sadece doğanınki değil…

İlgisizliğin afeti, vizyonsuzluğun belası, vurdumduymazlığın enkazı.
Peki şimdi ne yapılmalı?

Çok basit:

2014’te ne yaptıysan, aynısını yap.

Afet bölgesi ilan et.
Dekar başına ödeme yap.
Teşekkürü sonra alırsın.

Ama yok…

Yok “kiloyla hesaplıyoruz”, yok “ekip gönderdik”, yok “yerinde gözlem yapıyoruz.”

Ne yerinde? Ne gözlemi?

Meyve yok. Kül olmuş.

Milletin cebi de, sabrı da aynı şekilde.

Hadi çözüm soruyorsan:
Dekara 10 bin ver.
Yetmezse 20.
Gönlün genişse 30.

Zaten üçte biri çiftçinin yıllık nafakası.

Kalanı da yaşaması için. En azından nefes alsın.

Ama bizde sistem farklı çalışır.

Kaysı yanınca ekip iner…

Tespit yapılır…

Sonra?
Umut satılır.
Sabır pazarlanır.
Dilek tutulur.
Çiftçi meyveyi değil, borcunu biçer.

En son da bildik cümle:
“Devlet gerekeni yapıyor.”

Gerçekten mi?

O hâlde neden hâlâ meyve yok, çözüm yok, umut yok?

Çünkü bu topraklarda sadece kaysı yanmadı…

Aklımız da kavruldu.

Yıkılan Sadece Beton Değildi

Malatya’da sadece binalar yıkılmadı…
Zihin çöktü.
Ahlak göçtü.
Vicdan yerle bir oldu.

Ama kimse üzerine alınmadı.
Çünkü herkes “üst kattaydı”, herkes “dışarıdaydı”, herkes “su içmeye gitmişti”…

Deprem geçti.
“Geçmiş olsun” dedik, gerçekten geçip gittik.

Ama asıl yıkım şimdi yaşanıyor.
Sessizce.
Sinsice.
Paylaşımla.
Story ile.

Kurumlar hâlâ enkaz altında.
Kararlar WhatsApp’tan alınıyor, yönetim toplantısı emojiyle yapılıyor.
Dedikodu, artık yönetim şekli oldu.

Yöneticiler poz veriyor, profil fotoğrafı güncelliyor, açıklama yapıyor…
Ama icraat kısmı hâlâ yükleniyor.

Şehrin en büyük projesi?
“Bakın ne kadar ciddi bakıyorum!”

İşine gelen infak etmiyor.
İşine gelmeyen şükretmiyor.
Herkesin kuyusu kazılmış, herkesin duası cümlesine göre değişiyor.

Gençlik…
Ya ekran kölesi, ya köşe başında sürgün.

Orta yaşlılar…
Ekranda parmak jimnastiğinde dünya rekoru peşinde.

Yaşlılar?
Onlar parkta bank arıyor.
Bulamazsa, gölgesinde oturduğu ağaçla sohbet ediyor.

Ve herkesin tek gayesi var:
“Desinler…”

Ne yaptığı değil…
Nasıl göründüğü önemli.
Ne kattığı değil…
Ne paylaştığı mühim.
Ne inşa ettiği değil…
Ne yazdığı mübarek.

Bu şehir bir gün toparlanacaksa…
Yeni bina değil, yeni bir bilinç gerekecek.

Şekille değil, şuurla.
İmajla değil, imanla.

Çünkü unutmayalım…
Yıkılan sadece beton değildi.

Mesai 08.00–17.00, Zihin Devamlı Boşta!

Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, sosyal medyada bir video paylaştı.

Buyur buradan yak:

“Ben sabah 08.00’de başlar, akşam 17.00’de bırakırım. Bu bana yeter!”

Sonra ekliyor…

“Sonra ne yapayım? Okey mi oynayayım, çay mı içeyim, dostlarla mı dedikodu çevireyim?”

Yani?

Malatya’da belediye başkanlığı, mesai saatiyle sınırlıymış…

17.00’den sonra çalışmak, okey oynamakla eşdeğer görülüyor!

Yani gece mahalle gezen başkanlar, vatandaşın kapısını çalanlar, konteynerde çay içenler…

Meğer hepsi zaman israfıymış!

Ey Bayram Başkan,

08.00–17.00 memur saatidir.

Sen başkansın!

Senin saatini belediye değil, halkın derdi belirler.

Kaldı ki 17.00’den sonra Malatya’da hayat başlıyor.

Işıklar yanıyor, dertler çıkıyor, acılar konuşuluyor.

Ama sen, 17.01’de okey masası mı, çay bardağı mı düşlüyorsun?

Sahi…
Gece 03.00’te evrak imzalayan başkanlar var.

Sabah ezanıyla sokakta çamur içinde çalışanlar var.

Acaba onlara da mı “fazla mesai manyağı” diyeceksin?

Yoksa “adam gibi çalışmak 08.00–17.00 arasıdır” diyerek, siyaseti dakikaya mı sığdıracaksın?

Malatya yıkılmış, enkaz altında can çekişiyor…

Ama başkan 17.00’de kart basıyor.

Çünkü sonra her şey vakit kaybıymış!

Bir de kalkıp “Bu şehir sahipsiz değil” deniyor.

Elbette değil.

08.00 ile 17.00 arasında kimse sahip çıkmıyor diyemeyiz.

Ama sonrası?

Etrafına iyi bak Bayram Başkan…

Millet mesai bitince dertleniyor.

Sen ise paylaşım bitince susuyorsun.

O yüzden Malatya’nın saatine değil, derdine ayar çekmek gerek!


Yemediği Halt Kalmadı, Hâlâ Makamda Oturuyor

Malatya…

Depremin yerle bir ettiği şehir. Ama asıl yıkımı, hâlâ makam odalarında oturanlar yapıyor.

Bir müdür var.

Unvanı büyük, ahlâkı küçük. Yatırım izlemiyor, ihale kovalıyor. Enkaz kaldırmıyor, rant peşinde geziniyor.

Aynı binada başka bir isim… Vali yardımcısı. Ama kamu görevinden çok aracılık hizmeti sunuyor. Nasıl mı?

Gece 19.30. Mesai bitmiş. Ama bir imza aranıyor. Yıkım yapılacak. Ödemesi yapılmış. Evraklar tamam.

Ama sabah “yarına kal” deniyor.

Gece ne oluyor?

Lastikçiden çıkma bir adam elinde dosyayla geliyor. Ne çalışma izni var, ne meslek etiği. Ama kartvizit sağlam: Parti kontenjanı.

Zabıta geliyor.

Emniyet geliyor.

Ortalık karışıyor.

Sonuç?

Bir imza, devletin sırtına milyonluk tazminat yüklüyor.

Ama mesele bu değil.

Asıl mesele şu: Herkes gitmiş olanları konuşuyor. Görevden alınanları, emekli edilenleri. Peki ya şu an görevde olanlar?

Onlardan söz eden yok.

Oysa avukatların elinde onlarca dosya, onlarca şikâyet. Hepsi bu isimlerin altına attığı imzaların ürünü. Hâlâ o koltuklarda oturuyorlar. Hâlâ “devletim” diye dolaşıyorlar.

Deprem zaten yıkmıştı.

Bunlar ise vicdanı enkaz altında bıraktı.

Yemediği halt kalmamış, hâlâ protokole selam veriyor!

75 Milyonluk Lens… Ama Gözlük Yine Millete!

Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde lens kaybolmuş.

Miktar?

75 milyon lira.

Yani…
Bir çift göz değil…
Bir gözlükçü zinciri değil…
Resmen optik sektörünü komple yutmuş!

Meclis kürsüsünden milletvekili bağırıyor:
“Lensler nerede?”
Sağlık Bakanlığı sus pus.
Lup takmış gibi bakıyor.

Başhekim açıklama yapıyor.
“Ben fark ettim” diyor.
Soru şu:
Madem sen fark ettin…
Öncekiler neyi fark edemedi?
Daha da mühimi…
Bu lensler nasıl fark ettirmeden kayboldu?

İşin özeti şu:

Devletin hastanesinde,
devletin malı kayboluyor.
Devletin adamı çıkıp diyor ki:
“Merak etmeyin, soruşturmayı biz açtık.”

Ne büyük meziyet!

Ülke yanıyor…
Millet yanıyor…
Kaysı yandı, Malatya kavruldu…
Lensler bile eridi…
Ama sorumluluk?
Buhar oldu!

Gözlükçüye gitsek,
reçetesiz bir cam vermezler.

Ama hastanede,
75 milyonluk lens gidiyor…
Kimse bir şey görmüyor.

Görmemiş gibi yapıyor.

Çünkü bizde…
Göz var, izan yok!


KALEM HAKKI: 

Kral Yok, Yumurtaya Altın Gidiyor!

Vaktiyle İngiliz Kralı seyahate çıkar…
Yolu mütevazı bir hana düşer.
Karnını dört yumurtayla doyurur.
Hesabı ister, derler ki:
— On altın!
Şaşırır:
— Ne var bunda? Yumurta mı kıt?
Han sahibi cevap verir:
— Hayır efendim, yumurta bol… Kral kıt!

Şimdi dönelim Malatya’ya…

Bir çorba içiyorsun, Boğaz fiyatı.
Tıraş oluyorsun, dövizle ödeme yapıyorsun.
Pazara çıkıyorsun, etiketle pazarlık değil, psikolojik savaş yapıyorsun.

Peki niye böyle?

Çünkü yumurta var.
Ama kral yok!

Denetim yok, otorite yok, sahip çıkan yok.
Zabıta yok, rekabet yok, adalet yok.
Ama kazıklamak çok!

Vatandaş Elazığ’a, Adıyaman’a kaçıyor.
Çünkü orada hâlâ “esnaf” diye bir kavram var.
Buradaysa her dükkan, sanki Dubai serbest bölgesi.

Malatya’da fiyatlar uçuyor,
Çünkü başkanlar hâlâ uyuyor.

Yani mesele ne enflasyon ne döviz…
Mesele basiretsizlik!
Mesele: Kral yok!

LAF EBESİ: 

Malatya’da Ezan Var Ama Ses Yok!

Mikrofon bozuk, hoparlör patlak. Ses var mı? Yok. Ama müftü yerinde!
Ses sistemini değişmek yerine, eleştirene “Babacan’dan talimat alırım” diyor.
Sahi, ezanı duymazsak namaz kaçmaz mı? Yoksa niyetin frekansı mı değişti?
Uyarılara kapalı, kulaklara sessiz… Sanki merkezî sistem değil, merkezi suskunluk!


FİSKOS MASASI

- TSO’da Adaylar Sahaya İniyor!

Kulislerde konuşuluyor: Mahmut Boyraz, Akif Baştürk ve Mustafa Özhüsrev TSO için hazırlık yapıyormuş. Ticaretin nabzını tutanlar, “Önümüzdeki seçim çok çetin geçecek” diyormuş. Malatya iş dünyasında fısıltılar yüksek volümde dolaşıyor!

- Salih Karademir Taziye Eviyle Geri Dönüyor!

MAGİNDER Başkanı Salih Karademir’in önü kesiliyormuş ama o taziye evleriyle gündeme bomba gibi düşecekmiş. Özellikle Battalgazi’ye yapılacak evlerle “engellenen projeler”e bir cevap verecekmiş…

- Sami Er Umut Tacirliğiyle Eleştiriliyor!

Söylenene göre, Dünya Kayısı Ticaret Merkezi’ne Sami Er birkaç kez gelmiş ama hâlâ somut bir gelişme yokmuş. Başkan ise umut dağıtıyormuş. Hatta pazarcı esnafı bile “Biz kayıt dışıyız, o yüzden korunuyoruz galiba” diyormuş…

- AK Parti İl Başkanlığına Hareket Gelmiş!

Ali Bakan’ın göreve gelmesiyle teşkilat biraz canlanmış. Ama kulislerde hâlâ “asıl değişmesi gerekenlerin değişmediği” fısıldanıyormuş. Milletvekillerinin ise şehir üzerindeki etkisi sıfıra yakınmış.

- Rektör Mü, Resepsiyon?

Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Recep Bentli için kampüste espriler yapılmaya başlanmış: “Ayakta uyuyor ama otel parası almıyor!” Eğitim değil, sessizlik hâkimmiş. Öğrenciler “rektör mü, dadı mı belli değil” diyormuş.

Selam ve dua ile
Fiemanillah

 

Yorumlar

  • yorum avatar
    CeM Ağaoğlu
    15-04-2025 20:55

    Devlet büyüklerimiz danışman adı altında bir araba fotoğrafçı ile gezerken sağolsunlar dertlerimizle dertleniyorlar tabi sanalda…. (:

  • yorum avatar
    İsmet
    14-04-2025 23:30

    Malatya ölmüş, ağlayanı yok...

  • yorum avatar
    Kenan
    14-04-2025 23:00

    Memleketimize bi tane mi aklı başında belediye başkanı gelmez; Malatya’nın yarısının yıkıldığı dönemde 8:00-17:00 mesaisi nedir; Cumhurbaşkanı 75 yaşında neden gece gündüz çalışıyor. Bayram taşkın saat 17.00 de evine gidip otursun diye mi? Cumhurbaşkanı İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığını 8:00 -17:00 yapsaydı bugün bu süreç olur muydu. Bayram bey ya çalışsın yada bırakıp gitsin yanlış yapıyor. Saat 8:00-17:00 arası imar birimini ayağa kaldırsın bi tane proje çıkmıyor hangi işten bahsediyor

  • yorum avatar
    Memleket
    14-04-2025 20:41

    Memleketten soğuduk vallahi. Nereye dönsek yol kapalı yayalar acayip Şöför ler garip bende iyi değilim.

  • yorum avatar
    Kayısıkent
    14-04-2025 16:52

    Bir şehrin can çekişmesi işte böyle oluyor.. İnanın birçok şey göstermelik.. Malatya insanı zor durumda.. Rabbim sonumuzu hayretsin..

  • yorum avatar
    Mamsurlu
    14-04-2025 14:20

    Hukuk her şeydir. Tüm işlemlerinizi hukuka uygun yapın yapmazsanız sizi kulağınızdan tutup savcının önüne atarım. Bunu diyen başkan kendi hukuk bürosunda ki ortağını eşini Yeşilyurt Belediyesine aldırıyor. Daha yetmiyor Belediye ye Milletvekili Babacının kuzenini alıyor. Daha yetmiyor İmar dan sorumlu Belediye Başkan yardımcısı Yapı denetimde ortaklık yaptığı ortağını alıyor, belediyede yapı denetimin sorumlusu yapıyor, daha yetmiyor Malatya Baro Başkanın eşini alıyor. Ve başkan bir önceki yönetimin son gün bile adam aldığını oturup kalkıp söylüyor. Her oturduğu ortamda son gün bile gardiyan almışlar diyor. Bi önceki yönetimi asla savunmuyorum onlarda haksızlık hukuksuzluk yaptılar. Ama şimdi ki başkanımız kendisi ile tezata düşüyor farkında değil. Bu nasıl bir hukuk bu nasıl bir adalet. Rabbim ıslah etsin. Sadece hukuk sözlerde. Gün gelecek bu hukuk herkese lazım olacak.

  • yorum avatar
    Kış
    14-04-2025 13:30

    ÖRT Kİ ÖLEM...Malatya'da..Gördüm,olmaz,olamaz, bunu nasıl yaparlar dedim,sustum içime attım.Duydum,yalandır,böyle yapmazlar,yıkılmış bir şehre bunu reva göremezler dedim,içime attım.Söylemeye çalıştım,sus dediler,susmadım, çevremdekiler de kayboldu,sustum içime attım...Sustum,içime attım...Birikti...Patlayacak hale geldim...Malatya için patlasam...Kime ne faydası olacak ki dedim...Sustum..Ama ben dayandım da kalbim dayanamadı...6 Mart günü torunumla yürürken ;O'na oğlum arkanı dön diyerek yola yıkılmışım.Malatya gibi...Ambulans falan...neyse...Malatyanın yollarında " Ört ki ölem " demişim ama beni yaratan Râb'bim ölmeme izin vermemiş...Yine yaşıyorum,şimdi İzmir'de tarımda don olayı kaysıyı öğrendim...Üzülme rızkı da veren derdi ve devayı da veren Allah'tır dedim.Dr.abi sana kalp pili takmam lazım dedi...Tak dedim. Takacak...Artık içime atmayacağım,Olumsuz ne varsa,halkımla paylaşacağım...Biline...Herkes payına düşeni alacak.

  • yorum avatar
    Battal
    14-04-2025 13:03

    İnstegram ve bülten başkanı İlhan Geçit de Yeşilyurtspor peşinde.. Maçtan maça gidiyor.. Yahu böyle kritik dönemde böyle isimlerin belediye başkanlığında olması ne büyük kayıp oldu Malatya için!!!

  • yorum avatar
    Yikob
    14-04-2025 13:02

    Murat Bey isim vermeden YİKOB konusuna temas etmişsiniz. Mevcut olanalrın gerçekten yemediği halt kalmadı ama hala eskileri basına servis edip, kendileri aynen devam ediyorlar. Vali Beyin hatta Bakanlığın bu konuya bir an önce el atması elzem.Ayrıca Malatya Afet Bölgesi ilan edilmezse bu büyük bir toplumsal çözülmeye sebep olur. İktidarı muhalefet mülki idaresi kaf kafaya el ele verip bu konuyu çözmek zorundalar.

  • yorum avatar
    Ece
    14-04-2025 12:56

    Sadece Kayısı değil Kiraz da yandı Çilek de yandı

  • yorum avatar
    Demir Yıldız
    14-04-2025 12:55

    Murat Bey, Köyde internet zor çekiyor ama bu yazıyı üç kez okudum. Dalda kayısı yok, cebimizde para yok ama sizin kaleminizde kuvvet var. Helal olsun

  • yorum avatar
    Hasan derin
    14-04-2025 12:50

    Bu yazıyı her kamu yöneticisinin okuması gerekiyor. Çünkü Malatya’nın ihtiyacı bina değil, bilinç

  • yorum avatar
    Emre
    14-04-2025 12:49

    Okurken bile öfkelendim

  • yorum avatar
    Battalgazinin Torunu
    14-04-2025 12:49

    "Yemediği halt kalmadı, hâlâ makamda oturuyor" kısmını arkadaşlarıma yüksek sesle okudum. Herkes sustu yazınız konuştu

  • yorum avatar
    Aslı B.
    14-04-2025 12:48

    10 yılı aşkın süredir Malatya'da bir yerde çalışıyorum. Yeri geliyor gece yarısı da işimin başında oluyorum. Şehir yönetmiyorum. Ama sorumluluklarım var. Mesai saatine sıkışmış zihniyetle şehri yönetemezsin! Bravo, tam isabet

  • yorum avatar
    Neşe
    14-04-2025 12:46

    Malatya’yı uzaktan takip ediyordum ama bu yazıyla içindeymişim gibi hissettim. Mizah, ironi, acı ve gerçekler… Hepsi bir arada.

  • yorum avatar
    Redkit
    14-04-2025 12:46

    Kurşun atsaydınız!!! :)

  • yorum avatar
    Nilüfer
    14-04-2025 12:46

    Başkanlar sayesinde ağlanacak halimize güldüm. Durumu çok güzel özetlemişsiniz. Hem düşündürücü hem ders çıkarıcı bir yazı olmuş

  • yorum avatar
    Ramazan
    14-04-2025 12:45

    Bir Malatyalı olarak bu satırları gözüm dolarak okudum. Kimsenin dile getiremediği gerçekleri tokat gibi yazmışsınız. En çok da ‘Aklımız da kavruldu’ cümlesi içimi acıttı. Emeğinize sağlık

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.