Kaza mı? Komplo mu? Mazlumun Ahı mı?..
22 Mayıs 2024, Çarşamba 07:45Hiç kimsenin canı başkasının canından daha kıymetli değildir.
"Zalimin zulmü varsa mazlumun da Allah'ı var."
Mazlumun duası ile Allah arasında perde yoktur. Mutlaka bir gün icabet bulur!.
"Hesbunallahu ve ni'mel vekîl" (Allah bize yeter, o ne güzel vekildir) diye eller semaya açıldığında, artık davanın sahibi Allah'tır, imhal edebilir, ama ihmal etmez. Yani bilmediğimiz sebeplerden dolayı geciktirir sadece!..
Müslüman, kimsenin ölümüne sevinmez. Ama alemi islama ihanet edenlerin ölümleri müslümanı çok da üzmez. Müslüman, zulme uğrayan müslüman değilse bile yanlarında olur. Ama Yüce Allah'tan bir şey gelmişse, kafasını öne eğer, Ya Rabbi bizleri ve müslümanları affeyle, muhafaza eyle der!..
İran'da üzücü, bir o kadar da gizemli bir helikopter kazası sonucu Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, İçişleri Bakanı ve beraberindeki heyet öldü. Herkes bu kazaya üzüldü, ama öbür taraftan Allah'ın adili mutlak ve herkesin kaderinin elinde olduğuna iman etmişiz.
Bu yazımda helikopter kazasıyla ölen İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin kim olduğunu kısaca anlatmaya çalışacağım.
25 yaşından itibaren ülkedeki en yüksek yargı makamına ulaşan, siyasi ve hukuki görevlerde bulunan, sorumluluk pozisyonlarına yükselen, ardından 2021 yılında ülkenin 8. Cumhurbaşkanı seçilen REİSİ, 14 Aralık 1960'ta İran'ın Meşhed şehrinde dünyaya geldi. Eğitimini, Şiiler için kutsal olan Meşhed kentinde ilahiyat alanında tamamladı. Şehid Mutahhari Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında yüksek lisans ve doktora yaptı.
Reisi, hayatındaki ilk önemli siyasi pozisyonu, 21 yaşındayken Alborz Valiliği'ndeki Karaj şehrinin Savcılığı görevini üstlenmesiydi. Ardından adli makamlarda yükselerek 25 yaşında başkent Tahran'ın Savcı Yardımcısı oldu.
1988 yılında Humeyni, hapishanelerdeki muhaliflere verilecek idam cezaları için seçtiği dört kişiden biriydi. On binlerce insanın idam fermanını yazdı.
1988 yılında İran hükümeti, devrim mahkemelerindeki hızlı yargılamaların ardından, çoğu protestoları veya siyasi faaliyetleri nedeniyle hapis cezalarını çekmekte olan, cezaevlerinde tutuklu bulunan binlerce siyasi mahkumu idam ettirdi. Bundan böyle "İnsan Hakları İzleme Örgütü" onu "İdam Hakimi" olarak tanımladı.
O gün İran hükümeti bu infazları kabul etmediği gibi, idam edilenlerin sayısı hakkında herhangi bir bilgi de vermedi. Dünya adeta bu zulme seyirci kaldı. 2016 yılında devrimin eski dini lideri yardımcısı Ayetullah Hüseyin Ali Montazari, Reisi'nin de üyesi olduğu bu idam komitesiyle ilgili verdiği röportajda bu infazları şiddetle eleştirdi ve bunu, "tarihin bizi mahkûm edeceği, İslam Cumhuriyeti tarihindeki en büyük suç" olarak nitelendirdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, 1988'deki toplu infazların "insanlığa karşı suç düzeyinde olduğunu ve uluslararası hukuktaki en iğrenç suçlar arasında yer aldığını" belirtti ve bu suçların sorumluları soruşturulmalı ve yargılanmalıdır” dedi.
Reisi, Humeyni'nin ölümünün ardından İran lideri Ali Hamaney döneminde hızla devlet görevlerine yükseldi ve 1989-1994 yılları arasında Tahran Başsavcılığı görevini üstlendi. Daha sonra 1994 yılında Hükümet Gözetim Kurumunun başına atandı. 10 yıl boyunca bu görevde kaldı.
Reisi, 2004 yılında İran'da Yargı Birinci Başkan Yardımcısı oldu ve on yıl sonra İran Başsavcısı olarak atandı.
Hamaney, 2016 yılında Reisi'yi Razavi Kutsal Türbesi Vakfı'nın başına atadı ve böylece İran'daki en önemli dini türbelerin yönetiminden sorumlu olan İslam dünyasının en zengin dini kuruluşlarından birinin koruyucusu oldu.
Aynı zamanda Reisi, 2012'den beri Özel Din Adamları Mahkemesi'ne de Başkanlık ediyordu. 2007'den bu yana Uzman Liderler Konseyi'nin üyesi ve İran'ın Dini Liderini Atama Komitesini oluşturan on bir üyeden biriydi.
7 Mart 2019'da Ayetullah Ali Hamaney, Reisi'yi İran yargısının başında olan ve yaklaşık on yıl boyunca bu görevi sürdüren Sadık Laricani'nin yerine atadı.
Reisi ilk seçim tecrübesini 2017 yılında yaşadı. Ama 19 Mayıs 2017 seçimlerinde rakibi eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye karşı kaybetti. 18 Haziran 2021'de yapılan son cumhurbaşkanlığı seçiminde Reisi, rakibine büyük bir fark atarak oyların %62'sini alarak ülkenin sekizinci cumhurbaşkanı oldu.
Reisi'nin bu zaferi, İslam Devrimi Güçleri İttifakı Konseyi, İslam Devrimi İstikrar Cephesi, Fundamentalist Birlik Konseyi ve Ulusal Birlik İttifakı'nın güçlü destekleriyle geldi.
İran'ın eski Cumhurbaşkanı Ahmedi Nejat, Reisi'nin destek alarak rakiplerini diskalifiye ettiğini, seçimlerin önceden tasarlanmış olduğunu iddia etti ve seçimi boykot etti.
Reisi, Cumhurbaşkanlığı döneminde komşu ülkelerle ilişkilere öncelik veren bir dış politika izledi ve bu süreçte Suudi Arabistan ile 7 yıllık aranın ardından iki devlet arasında ilişkiler yeniden tesis edildi.
Reisi, yolsuzluk ve yoksullukla mücadele ve ötekileştirilmiş sınıfları savunma konusunda sloganlar atarken, İran medyası da yakın zamanda isminin 85 yaşındaki Dini Lider Ali Hamaney'in olası halefi olacağını yazdı.
Reisi evli, iki kızı, iki de torunu vardı. Eşi Cemile, Tahran'daki Sehid Beheşti Üniversitesi'nde Profesör, aynı zamanda Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Temel Araştırmalar Enstitüsü başkanıdır.
Reisi, 19 Mayıs 2024 tarihinde kazakırıma uğrayan helikopterin düşmesi sonucu vefat etti.
Bir Cumhurbaşkanı kafalarda bir çok soru işareti bırakarak dünyasını değiştirdi. Konumu, eceline mani olamadı. Arkasından dua edenler de oldu, oh çekenler de!. Müslüman insan, hiç bir ölüme sevinmez. Ancak bugün "Irak İran savaşında savaş esirlerini helikopterden aşağı atarak ölümlerine ferman veren Reisi, aynı şekilde bir helikopter ile düşerek öldü. Bu bir ceza ise, ceza işlenen cürmün cinsinden oldu!.
Bu bir kaza mıydı, yoksa komplo muydu? Bu soru asla cevap bulamayacaktır. Herkes kendine göre yorum yapacaktır. Ancak adili mutlak olan Allah, sabredersek bazı şeyleri bu dünyada da bize gösteriyor.
Fi Emanillah.
Ebuzer AYDIN
"Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni"