Keskin, cuma çıkışı kilit mi açtırdı?..

-Şevket Keskin, gazetecilere, nasıl “taş” çıkarttı? 

-Kâhtalı sayesinde duyulan olayın, “detaylarında” neler var?

-Hakan Kâhtalı, nerede “hata” yaptı?

-Ağbaba, neden “sus-pus”?..

-Bay Karabulut ve Ağbaba’nın “gizli buluşma”sını nasıl okumak lazım?

-Çalık, “çetrefilli işler”den nasıl kurtulacak?

-Haftanın “karikatüründe” ne var?








Taraftarlar altta kalan Dobrucalı Rüstem pehlivana yardım etmek için, “Ayağını al, ayağını!” diye seslenir.Rüstem pehlivan, üstündeki râkibini göstererek, “Elimden gelse, canını alacağım. Ama adam fırsat vermiyor ki!..” diyerek cevap verir.

Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Şevket Keskin’i, çoğunlukla “Şelale” ile ilgili konuşmalarıyla anımsarız. Hayatımızda ve özellikle de eğitim hayatımızın ilk yıllarında “Etinden, sütünden ve yününden istifade etmek…” şeklinde bir tabir duyarız. Keskin de bu tabirin mucibince “Şelale” dediği “Meşale Vakfı”nın bir hayli ekmeğini yemişti zamanında... Şimdilerde pek güçlü olmasa da, zamanında hayli güçlü olan, Malatya merkezli Meşale Vakfı’nı, habire gündem olmak için kullanırdı. İçindeki ihtilaflar sebebiyle eski yaptırım gücü kalmayan Meşale Vakfı, eski gücünü arayadursun.. Bizim Şevket Başkan, gündeme gelmek için uygun zemini bir türlü bulamaz olmuştu. “Sabrın sonu selamet” misali Şevket Keskin de sabrının semeresini önceki günlerde gördü. Sabırlı adammış! Kim bilir belki de, Cuma çıkışında birine “köcek kilit” açtırmıştır. Polemiğin dibine vuracak bir malzemeyi de yakaladı. Keskin, zeki adam. Gözünü kestirdiğinin tepesine çökmek gibi bir alışkanlığı var.
Bu olay, bir anda Malatya gündeminde yerini alınca, “Biat kültürüyle yoğurulmuş sosyal medya paylaşımcıları”, Hakan Kahtalı’nın paylaşımını alıp yürüdü. Söz konusu paylaşımları görünce “İlk fırsatta, Şevket Keskin’in canını okuyacaklar” diye geçirdim içimden. 

(Meraklısına önemli not: Malatya’nın gündemini belirlediğini düşünen bizler bile, gündem konusunda Şevket Keskin’in eline su dökemez olduk.)

KAHTALI SAYESİNDE DUYMAYAN KALMADI!..

Yazımıza kısa bir hikayeyle başladık ya, bir kısa hikaye daha ilave edelim: Yaşlı kadın torunu ile birlikte cemaati kenardan takip ediyordu. Yaşlılık sebebiyle olsa gerek, bir ara kendini tutamayıp, yellendi. Cemaatten çok az kişi bundan haberdar olmuştu. Çok utanan kadın, torununu azarlayarak hedef şaşırtmayı denedi. Afacan torun, durumu anlamadığı için, bütün cemaatin duyacağı şekilde ninesinin yellendiğini söyleyerek, duymayanlara da duyurmuş oldu.
 
Malatya Milletvekili Hakan Kahtalı'nın geçen hafta ortağı olduğu şirket ile ilgili açıklaması aklıma bu hikayeyi getirdi. MESOB Başkanı Şevket Keskin'in açıklamasında kastettiği firmayı çok az insan biliyordu. Çoğu insan kayda değer dahi görmüyordu. Ta ki; Hakan Kahtalı'nın açıklaması ajanslara düşünceye kadar. Kimin nasıl yönlendirdiğini bilmiyorum ama, tam bir iletişim kazası olduğu aşikar. Siyaset akademilerinde, eğitim olarak verilebilecek kadar büyük bir hata hem de... Üstelik bu kadar hatalı bir açıklama, bütün Ak Partililer tarafından paylaşıldı. İçerik zaten saçma sapan! AK kelimesi Ak Parti’ye atfen büyük yazılmış, ayet hadis olarak verilmiş, şirket gözbebeği gibi gösterilmiş vs. Hakan Kahtalı kendi eliyle, kendini ateşe attı bence. Bundan sonra, Malatya’da “Şeker” kelimesinin geçtiği her yerde hatırlanır olacak...

AĞBABA, NEDEN SUS-PUS?..

Malatyayla alakalı alakasız her konuda çıkıp açıklama yapan, basit konuları bile TBMM gündemine taşıyan Veli Ağbaba, ne hikmetse üniversite hakkında hiç konuşmuyor. Uzunca bir süredir, Malatya Turgut Özal Üniversitesi’yle ilgili iddialar ve belgeler havalarda uçuşuyor. En ufak konuyu bile köpürte köpürte gündemde tutmaya çalışan, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’dan tek kelime açıklama göremedik. Her ne hikmetse, Malatya Turgut Özal Üniversitesi’yle ilgili hiç konuşmadı. 

Skandal iddialarla anılır hale gelen Malatya Turgut Özal Üniversitesi yönetimi, 3 buçuk yıllık geçmişinin neredeyse tamamında şaibelerle anılır oldu. Bilim üretmek yerine adeta skandal üreten bir kurum haline gelen üniversiteyle ilgili, CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı’nın suskunluğu bana hiç mantıklı gelmiyor. 

Hadi “İktidar kendi atadığı kişiyi, aynı zamanda da milletvekili kardeşi olması sebebiyle koruyor” diyelim. Peki, muhalafet neden koruyor? Bu sorunun cevabını, Malatya kamuoyu adına sormak da, en tabii hakkımızdır diye düşünüyorum. 



BU FOTOĞRAF, SİZE NE ANLATIYOR?

Konuyla ilgili araştırma yaparken, daha önce müteaddit defalar bana gönderilen belgeleri inceledim. İçlerinde bu fotoğrafı gördüm. Pandemi sürecinde çekildiği belli oluyor. Özel bir mekan olduğu da belli. Ne Aysun Bay Karabulut'a ait bir büro, ne Veli Ağbaba'ya ait bir büro, ne de CHP'ye ait bir büro. Bunlar olmadığına göre, bu özel görüşmenin ne olduğunu merak etmek ve bunun altında bir çapanoğlu aramamız gayet normal... Bu özel görüşmede ne konuşulduğunu bilmiyoruz. Haliyle; kim, kimden ne talep etti onu da bilmiyoruz. Veli Ağbaba'nın bugüne kadar Turgut Özal Üniversitesi ile ilgili, olumsuz tek bir cümle kurmamasını bu görüşmeye yoruyorum. Kim bilir kaç defa, kaç farklı yerde tekrarlandı buna benzer görüşmeler? Bu görüşmeler sonrasında, CHP'li bazı isimlere ballı “kadrolar” verilmiş olabilir mi mesela?.. 

İçinizden biri de çıkıp, "Bu kadar da fesat olma" diyebilir. Farz edelim ki; bu görüşmelerde öyle konular konuşulmamış olsun. Cumhurbaşkanının atadığı bir isim, ana muhalefet partisinin genel başkan yardımcısı ile özel bir mekanda baş başa ne konuşabilir? Resmi görüşme olsa bürolarda olur. Ailevi bir görüşme olsa, yanlarında başkaları da bulunur. Hadi söyleyin bakalım: Fesat olan ben miyim? 



ÇALIK, ÇETREFİLLİ İŞLERDEN NASIL KURTULACAK?

“Görünen köy kılavuz istemez” diye bir tabir vardır. AK Parti MKYK üyesi Öznur Çalık’ın gayretine ve dahi profesyonel bir şekilde yönetilen sosyal medya hesabına bakanlar, ne demek istediğimi çok rahat anlar. Varsın bazıları Öznur Çalık için, Musa Eroğlu’nun ağzından meşhur olmuş; “Aşağıdan, yukarıda; yolun sonu görünüyor” türküsünü söylesinler. Şahsen “Öznur Çalık cismen yıllansa da, siyaseten gençleşiyor” derim. Öznur hanımın sosyal medya hesabını takip ederseniz, ne demek istediğim çok rahat anlarsınız.
 
-Bir bakıyorsunuz Öznur Çalık, Gelincik Tepesi TOKİ konutlarında çocuklarla kartopu oynuyor.

-Bir bakıyorsunuz, doğum gününde kabul ettiği çiçeklerle dolu makamında, pür dikkat çalışıyor. 

-Sonrasında bir daha bakıyorsunuz, AK Parti MKYK üyelerine Malatyamızın meşhur aşçılarından Zeki Usta’nın eliyle efsane lezzetleri tattırıyor. 

Anlayacağınız hem aşağıdan, hem yukarıdan, hem de merkezden, siyasi bekası için işini “garantiye” alıyor.

Mamafih; Öznur Çalık’ın tek yumuşak karnı, Rektör olan kardeşi. Hatta kardeşi üzerinden, Öznur Çalık’ı yukarıdan ve aşağıdan yıpratmak için, dosya hazırlığı yapmış kişileri de biliyorum. Bakalım, sayın Çalık bu çetrefilli işlerden, nasıl kurtulacak?

Selam ve dua ile
Fiemanillah