Kira Yardımları Kesilirse!..

6 Şubat depremi dolayısıyla yapılan kira yardımlarının kesileceği haberleri ısınan havayı iyice ısıttı.

Gidenleri geri getiremediğimiz, konteynerlerde kalanları konutlarına taşıyamadığımız, yerinde dönüşümün daha başlamadığı, yıkılan şehir merkezinin dışında hiç bir yerin temelinin atılmadığı, hasarlı yüzlerce binanın yıkılamadığı ve akibetlerinin daha ne olacağının bilinmediği bir zamanda kira yardımlarının kesilmesi, çok ciddi bir yanlıştır. 

Şimdiden milletin genel seçim de, yerel seçim de bitti, tabi ki keserler dediklerini duyuyoruz!.

Malatya Valisi, Milletvekilleri ve Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Sami ER’İN acil çözüm için Sayın Cumhurbaşkanına konuyu arzuhal etmeleri gerekir.

Bu durumda kira veya deprem dolayısıyla yapılan yardımları kesmek akıl ile izah edilemez!. Konteynerdeki nasıl kira ve fatura ödemeden oturuyorsa, evi yıkılanların da kira bedellerinin ödenmesi gerekir.

Ayrıca bu bedelin artan kiralar ve hayat pahalılığı nedeniyle arttırılması ve buna ek olarak, elektrik, su ve doğalgaz faturalarının da en az yarısının devlet tarafından ödenmesi gerekir. 

Bu satırları yazarken Malatya'da ardarda iki tane deprem yaşadık. Bu artçıların en az iki yıl süreceğini bilim adamları söylüyor. 

Her an yeni deprem korkusunu yaşarken, ekmeğini, evini, iş yerini kaybetmiş insanların, yapılan cüzi kira yardımını da kaybetmesi travmalara neden olacağı kanaatindeyim. 

Herkes şunu iyi bilmeli;
Rezzak olan Allah'tır. Kimse kimsenin rızkını vermiyor. Ama bu millet, kazandığı ve harcadığı her kuruşun vergisini devlete öderken, asrın felaketinde devletin de milletine desteğini çekmemesi lazım. Ne zaman yaralar sarılır, şehir ayağa kaldırılır, insanlar evlerine taşınır, o zaman kira ve diğer tüm yardımlar kesilir. Bu durum, uçuruma yuvarlanmış birini yarıya kadar yukarı çekip orada bırakmak gibidir.

Bunca sıkıntı içerisinde insanlara yeni sıkıntılar yaşatmak doğru değildir. Evet devletimiz bütün kurumlarıyla deprem bölgesindedir. Ancak dışarıdan yardıma gelenler dönünce depremin bittiğini, herkesin eski haline döndüğünü mü sanıyorlar!?. Bu kararı veren makam, durumu görmüyor mu!?. 

Yapılan yardımlar şüphesiz ihtiyaçtan dolayıdır. Bugün bu ihtiyaç ortadan kalktı mı ki kesilsin!?. Bilakis yara daha da açılıyor, ihtiyaç daha da artıyor. Bunu Ankara nasıl görmez!?. Ya da bu işe kim karar vermeli!?. Malatya valisine, milletvekillerine, belediye başkanlarına ve ilgili yetkililere sormak gerekmez mi!?. 

Hangi yetkili Malatya'da bu yardımlara ihtiyaç yoktur, her şey artık eskisi gibidir diyebilir!?. Bir taraftan çamur, diğer taraftan toz toprağın içinde insanlar yürürken, Ankara'da tuzu kuru birilerinin bunu görmemesii normaldir!. Peki bunu atanmışlarımız, seçilmişlerimiz ve yetkililerimiz görmüyor mu!?.

Rezerv alanlar ucubeye döndü. Yerinde dönüşüm Malatya’nın kuzey ve güney çevre yolu hikayesine döndü. Bu halde yapılan toki konutlarının ileride bu şehrin başına bela olmayacağını kim söyleyebilir!. Fahri Kayahan'da, Bostanbaşı'nda oturanlara toki konutlarını vermek, tam bir basiretsizlik değil mi!?.

Bu konuyla ilgili yakın bir zamanda önemli bir makale kaleme alacağım. Azımsanmayacak derecede ve hızda konutlar yapılıyor ama konut sahipleri taşınmıyorsa, kafamızı iki avucumuzun arasına alıp bir defa değil, bin defa düşünmemiz gerekmezmi!?.

Netice olarak;
Bu millet bir kaç koltuktan daha değerlidir. Koltuklarda oturanların hakkını vermesi gerekir. Milletten ve devletten yetki alanlar, milletin sorunlarını Ankara'ya götürmesi ve çözüm ile dönmesi, bunu yapamayan ise, yapamıyorum deyip bırakıp gitmesi gerekir.

Devletimiz güçlüdür, milletini yalnız ve sıkıntıda bırakmaz. Yeter ki istemesini bilelim ve isteyelim...

Fi Emanillah. 

Ebuzer AYDIN 

"Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni"