Köpektir zevk alan, sayyad-ı bî-insafa hizmetten!
13 Ekim 2022, Perşembe 10:06
"Mümin erkek ve o kadınlara işlemedikleri bir günahla eziyet edenler (onlara iftira atanlar), doğrusu açık bir günah yüklenmişlerdir" (Ahzab-58).
Bugünkü yazıma, nasihatlerin en “güzeli” olan Kur’an-ı Kerim’le başlatmak istedim. Ezelden beri Müslümanlar üzerine oynanan oyunların başında gelen “İftira”, toplumu içten içe kemiren bir “hastalıktır”. Birlik ve beraberlik duvarının “dibine” konulan bir “dinamit” gibi, yerle bir eder bulunduğu ortamı…
İnsanların iftiraya maruz kalmasındaki en büyük sebeplerden biri olan “intikam” alma isteğinin ortaya çıkardığı hastalıklı ruh halidir iftira...
İntikam almanın en kolay ve en şeytani yolu olan iftira “insaniyeti sukut etmiş kişilerin kullandığı” en alçak silahtır.
Manevi değerlerden yüz çevirip, “nefsâni” ve “süfli” arzuları tatmin etmenin yolu olan iftira, “hakka” ve “hakikate” karşı şeytanın bir “yalanıdır”.
SİNSİ PLANI, KURSAĞINDA KALMIŞTI!..
Yazılarımı takip edenler, “Herhangi bir örgütün fikri altyapısı ne kadar kuvvetliyse, o örgüt o kadar güçlü olur. Fakat o örgütü var eden fikrin aksi ispat edilirse, o örgüt yok olmaya mahkûmdur.” sözlerini ettiğimi hatırlayacaktır.
“Asrın Müseylime-i Kezzabı” masum insanlara iftira atarak, onların mahkumiyeti için uğraşmış, Mekr-i İlahi’nin yardımıyla sinsi plan, kursağında kalmıştı. İstediğinde muvaffak olamayan “Asrın Müseylime-i Kezzabı” çıldırmış, uşaklarının 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminden, iki gün sonra yani 17 Temmuzda hâlâ “Tahşiye” diyerek “müfteriliğin” daniskasını yapmıştı.
Adem’den (a.s) bu yana, Müslümanlar üzerinde oynanan türlü oyunların değişmez adı “örgüt”tür. Adının “a” “b” veya “c” olması fark etmez. İşte masum insanlara iftira atan soytarı da, “örgüt” deyip, akabinde de muvaffakiyet bekledi... Öteden bu yana, Firavun mu, Nemrut mu veya Şeddat mı muvaffak oldu da, bu soytarı, muvaffakiyet bekliyordu? Bilmiyor muydu nuru ilahi, incelir ama kopmaz. Azalır ama sönmez…
Onun için o soytarı gibilerin yaptığı her türlü hile, hud’a ve iftira ellerinde patladı-patlıyor-patlayacak.
BUKALEMUN GİBİ, HER AN RENK DEĞİŞTİRİYOR!
Bu tipler, bazen Mehmet diye anılır. Bazen Nuri diye tanınır ve bazen de Turan gibi takılır. Her türlü ayağı olunca bu gibilerin, ne olduklarını da tam manasıyla kestiremiyor olabiliyor insan. İşte o insan, Kur’an’a nazar ederse, görür bunların “Hizbuşşeytan” olduğunu.
Yakın tarihimize ve özellikle onların geçmişine baktığımızda, bir gün “devrimci” olmuşlardır. Bir başka gün “PKK”lı, akabinde de farklı bir “isimle” anılırlar. Şimdi ise “nurcu” kisvesi giymiş, yine dalavere peşindeler. Bu bukalemunları, yakın zamanda “FETÖ”cü olarak da görmedik mi?
Geçmişte, gazeteciliğin vermiş olduğu hakkı kullanarak yorumlarda bulunmuştum. Hain darbe girişiminde “Fethullahçı Terör Örgütü’nün başındaki mel’una” “yağ” “yakan” birinin sözünü yorumlamıştım. Hakkımda “suç” duyurusunda bulunmuş. Sadece onunla da kalmamış, başındaki sözde hocanın “misyonunu” tamamlamak için, sosyal medyadaki paylaşımlarımızdan yola çıkarak; ben ve arkadaşlarıma “örgüt” yaftası yapıştırmaya çalışmış. Bu ve bunun gibilerin halini görünce, içimden şu söz geçer: “Muin-i zalimîn dünyada erbab-ı denaettir. Köpektir zevk alan, sayyad-ı bîinsafa hizmetten”.
Evet; bazıları yılanlık ediyor, bazıları köpeklik ediyor…
Selam ve dua ile
Fiemanillah
DİRİLİŞ POSTASI GAZETESİ