KORONA SAVAR BESİNLER
14 Mart 2020, Cumartesi 21:00
SESLİ MAKALE
Sevgili takipçilerim bu hafta maalesef güzel yurdumuzda koronavirüs vakaları görülmesi üzerine çoğumuzun teyakkuza geçtiği, bazılarımızın dünyanın sonu geliyor zannettiği, bazılarımız marketleri yağmalarken bazılarımızın bizi virüs bulmaz diye kılını kıpırdatmadığı olağanüstü günler yaşıyoruz.
Bu kadar kargaşa içinde sizi olabildiğince aydınlatmak için bu hafta kendilerine koronasavar besinler adını taktığım bağışıklık sisteminizi güçlendirecek besinlerden bahsedeceğim.
Bağışıklık sistemi veya diğer adıyla immün sistem, canlılarda hastalıklara karşı savunma mekanizmasını oluşturan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden, vücudu yabancı ve zararlı maddelerden koruyan bir sistemdir. Bağışıklık sistemimizi oluşturan faktörlerden başlıcaları; tükürük, mide asidi, ince bağırsaktan salgılanan enzimler, bağırsak mikroflorasıdır. Doğumdan sonra dışardan besin alınmasıyla birlikte bu enzimler ve bağırsak florası gelişir ve bağışıklık sistemi de oluşmaya başlar. Ve ömür boyunca yaşam tarzımız, beslenme şeklimiz, fiziksel aktivite durumumuz, geçirdiğimiz hastalıklar gibi pek çok olgu bağışıklık sistemimizin gelişmesi üzerine etki eder. Koronavirüs ve diğer birçok virüs / bakteri kaynaklı hastalıkların immün sistemi baskılanmış hastalarda çok daha yüksek oranlarda ortaya çıkması bağışıklık sistemimizi ne kadar güçlü tutarsak o kadar iyi olacağını göstermektedir.
Bu tanım kısmının ardından birazdan yazacağım besinler aslında sizlere hiç yabancı gelmeyecek, çünkü bizim annelerimiz günlük beslenme planımızda bu besinleri zaten düzenli olarak kullanıyorlar. Aslına bakarsanız dışardan hiçbir hazır gıda almayıp sadece annenizin yaptığı yemekleri yeseniz bile turp gibi olursunuz. Turp demişken, 30 gramı 6 gram C vitamini içeren bu güzel sebzeyi hazır mevsimindeyken bol bol tüketmenizi öneririm.
Alınan tedbirler gereği evde olacak olan çocuklarınız başta olmak üzere bilhassa yaşlı yakınlarınıza ve herhangi bir hastalığı olan yakınlarınıza daha fazla özen göstereceğiniz bir süreç olmalı. Özellikle bu süreçte yoğurt, kefir, tarhana, boza, şalgam gibi fermente besinleri sofranızdan eksik etmeyin derim. Probiyotik olarak adlandırdığımız bu besinler bağırsak ve mide enfeksiyonları ile alerjik belirtileri azaltır, kanser riskini azaltır, kalsiyumun biyoyararlılığını artırarak kemik sağlığının korunmasına destek olur ve ayrıca bağışıklık yeteneğinin artmasına da yardımcı olur. Aynı zamanda zararlı organizmalara karşı direncimizi artırır. Uluslararası Yaşam Bilimleri Enstitüsü'nün ‘sağlığa yararlı canlı mikrobik besin bileşimi' olarak adlandırdığı bu güzel besinlerin her geçen gün başka bir faydası ortaya çıkmaktadır. Özellikle yoğurt hepimizin ulaşabileceği ve tüketiminin kolay olduğu probiyotik besin olarak başköşede durmalıdır.
Ayrıca bakteri, virüs ve mantar kaynaklı hastalıklara karşı en doğal koruyucumuz olan sarımsağı ve soğanı yemeklerinizden eksik etmeyin. Hatta eğer pıhtılaşma probleminiz yoksa ve kan sulandırıcı ilaçlar kullanmıyorsanız her gün küçük bir diş sarımsak yutabilirsiniz.
Hücreleriniz Paslanmasın başlıklı yazımdan hatırlayacağınız üzere, E vitamini bakımından zengin olan badem, ceviz gibi kuruyemişler ve doğal yağlar; A vitamininden zengin kayısı, havuç gibi meyve sebzeler; C vitamininden oldukça zengin biber, brokoli, portakal gibi besinler her türlü düşmana karşı hücrelerimizi kahramanca koruyan antioksidan askerlerimizdir.
Bu sebze meyveleri mümkün olduğu kadar çiğ olarak tüketmeye çalışın.
Ayrıca flavanoid ve fenolik bileşikler almak için mor besinlere yönelmenin ne kadar faydalı olduğunu zaten artık biliyorsunuz. :)
Sizlere bu başlıkta anlatacağım en önemli minerallerden biri de çinko. Çinko, vücudumuzda yapısal ve düzenleyici olarak birçok işleve sahiptir. Önemli bir görevi de antioksidan sistemin önemli enzimlerinin çalışmasına yardımcı olmasıdır. Yani şöyle düşünün; çinko olmazsa bağışıklık sisteminiz çökebilir. Bu kadar elzem olan bir bileşik tabii ki vücudumuzda bir miktar var. Ancak besinlerle sürekli takviye alıp eksikliğine yol açmamak şart. Peki, hangi besinlerde var? En fazla miktarda buğdayın embriyosu dediğimiz ruşeymde bulunuyor. Ardından karaciğer, et, kabak çekirdeği gibi besinlerde bol miktarda bulunur. Ayrıca çinko içeren takviye gıdalardan da alabilirsiniz.
Bir diğer başlık bol miktarda antioksidan içeren zerdeçal, zencefil, karabiber gibi baharatlar. Her şeyde olduğu gibi aşırı tüketimi tabii ki zararlı olan, tüketecek gruba dikkatle önerdiğim baharatlar. Çünkü bu baharatlar yaş veya kuru olarak birçok ilaçla etkileşime girerek farklı problemlere sebep olabilir. Bu yüzden herhangi bir hastalığınız yoksa muhakkak beslenmenize ekleyin diyebilirim. İlaç kullananlar ise lütfen doktoruna yada diyetisyenine danışarak tüketsinler.
Tüm bu önerilere ek olarak sizden ricam lütfen Sağlık Bakanlığı'nın önerilerini dikkate alın. Gerekli tedbirleri alıp süreci soğukkanlılıkla kontrol altında tutmamız şart. Zaten temiz bir milletiz, umarım bu virüs vakası böylece kayıpsız atlatılır. Hastalarımıza Rabbimden şifalar diliyorum.
Sağlıkla kalın
Diyetisyen İrem ERCAN