Los Angeles’i Devraldık! Uluslararası Turizm Cenneti Yapacağız

Merhaba değerli okurlarım. Yazıma hoş geldiniz. 

İleride bu yazılarımı  kısmet olursa Los Angeles Türk bölgesinden yazmayı hedefliyorum. Hangi hafta olur bilemem ama yazarım inşallah.

Biliyorsunuz ki Los Angeles’ta Hollywood’u da içine alan müthiş bir yangın oldu. Binlerce ev harabeye döndü. İnsanlar yıllardır yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kaldılar. Yangın bittiğinde geri dönen insanların  tamamen yıkılmış ve yok olmuş evlerinde yaşamaları  mümkün değil. Oraları yeniden yaşanır hale getirmek çok büyük bir güç ve zaman istiyor. 

Biz Türkiye olarak orayı devraldığımızı ve uluslararası Türklerle bu bölgeyi yeniden ayağa kaldırmaya karar verdik. ABD’nin keyfine bıraksak devlet olarak oranın hafriyatını 14 senede kaldıramaz. Milyon insan mağdur olur. Evsiz kalan bu insanlar o şartlarda yıllarca karavanlarında veya Florida’daki yazlıklarında hayatlarını sürdüremezler. Bu mağdur zavallı Amerikalıları da Meksika ve Brezilya’da TOKİ destekli yapacağımız yerleşim alanlarına sevk edeceğiz.

Hedefimiz harabe haline gelmiş Los Angeles’i dünyanın cazibe merkezi bir turizm cenneti haline getirmektir. Yani Los Angeles ve Hollywood artık bizimdir. Bununla ilgili itiraz hakları olmadığı gibi bir askeri güç kullanma ihtiyacımız da yok. Birkaç Oflu müteahhit ile bu işi çözeceğiz. 

Ayrıca Yıllardır planladığımız ve yer yer köprülerini bile tamamladığımız İstanbul Kanalını askıya alıp buraya yapacağımız masrafla Panama kanalını almayı düşünüyoruz. Panama kanalı bundan sonra bir Türk kanalı olacaktır. Deneme yayınlarına baş.. Pardon. Çalışmalara başlıyoruz. 

Kanada ve Antarktika konusuna gelince o konuda da isteklerimiz, arzularımız var. Ancak oraların çok soğuk olduğu konusunda bazı belgeseller seyrettik. Bu nedenle oraları yaz aylarında değerlendirmeyi düşünüyoruz.

Bu arada Turpun büyüğü olan Trump konusunu da unutmadık. Plan ve programlarımıza köstek olmaya kalkarsa muhalifleri yani Demokratları destekleyerek onu iktidardan indirebiliriz. Bu bizim en demokratik hakkımız.

Bir başka  konu da Pentagon. Pentagon içinde de yapılanmalarımız var. Bizim çocuklara görev verdiğimizde bunu başarıyla gerçekleştirirler. Buradan askeri bir operasyon yapmamıza gerek kalmaz.

Velhasıl sevgili dostlar uzun sözün kısası yoğun bir tempo bizi bekliyor. Benim de bir sürü işim var. Önce Pazar kahvaltısı tabi. Biliyorsunuz Pazar kahvaltılarını hazırlamak benden. Bu hafta ne hazırlayım diye biraz internette araştırma yaptım. Hep banal, klasik kahvaltılar. Önümüzdeki haftalarda olsa Los Angeles’taki Grand Central’daki 50 civarındaki restoranlardan birinde onur konuğu hatta ev sahibi olarak kahvaltı yapabiliriz. Ama benim derdim bu hafta burada ne yapacağımız.

Neyse pratiğimdir. Hazırlarım bir şeyler. Siz kendinize yanın.

Bu hafta da yazının dibine geldik. İş fıkraya kaldı. Allah’tan Karadeniz bölgesi gibi bir bölgemiz var. Bu konuda asker göndermeye gerek kalmadan fıkraları ulaştırıyorlar.
***
1800’lü yıllarda Amerika’da Kızılderili katliamları yapılıyordu. Devlet Kızılderili katliamını teşvik etmek için Kızılderili kulağı getiren herkese Kızılderili başı para ödüyordu.
İşsiz ve parasız kalan Temel ile Dursun Kızılderili kafa derisinde çok para olduğunu duyunca bir şekilde Amerika’ya gitmişler.

Dağlarda Kızılderili avına çıkmışlar. Günlerce dolaşmalarına karşılık bir tane bile Kızılderili ile karşılaşmamışlar. Bir gece, geceyi geçirmek üzere çadır kurup yatmışlar.
Ertesi sabah Dursun birden gürültü ile uyanmış. Gözlerini açmış, çadırdan kafasını uzatınca ne görsün; Yüzlerce Kızılderili atlarının üzerinde çadırın etrafında dönüyor çığlıklar atıyorlarmış.

Dursun Temel'i dürtmeye başlamış:

-“Temel, Ula Temel! Kalk, kalk zengin olduk, zengiin.

*** 
Kalın sağlıcakla