Malatya vakti
23 Ağustos 2022, Salı 10:36
Öyle yerler vardır ki, ne kutsal kitabımızda, ne de peygamberin dilinden övgü almıştır. Ama öylesine yerlerdir ki, gelenler oraya doymazlar. Tam da Malatya’dan bahsediyorum.
Sen varsan, gurbet yar,
Gezerim diyar diyar,
Daha güzeli ne arar!?
Sensiz dünya bize dar.
Yeryüzü bütünüyle Allah tarafından insanoğlu için yaratılmıştır. Her yerin ayrı bir güzelliği ve özelliği vardır. Toprak, üzerinde doğup büyüyene göre özeldir. Nice yerler vardır ki üstüne para verseler mesken edinmezsin. Ayağın kaysa uçurumdan aşağıya gider, cenazeni bulamazlar belki. Ama birileri için dünyanın cennetidir. Böylece Allah yeryüzünün her tarafını sevdirmiştir ki, orayı imar edecek insanlar yerleşsinler.
Öyle yerler de vardır ki, ne kutsal kitabımızda, ne de peygamberin dilinden övgü almıştır. Ama öylesine yerlerdir ki, sakinleri farkına varmazlarsa bile gelenler oraya doymazlar. Yerlilerine gıpta eder, imkan olsa da burada yaşasak derler.
Tam da Malatya’dan bahsediyorum. Toprağı mümbit, insanı yiğit, dağı taşı gül kokan, her tarafında sular akan, güzel şehir Malatya!. Altında birlerce yıllık tarih, üstü izleri... Nice medeniyetlere ev sahipliği yapmış, tarihi seferler düzenlenmiş, nice kahramanların üzerinde kılıç salladığı DESTAN şehir MALATYA…
Adı Malatya işte daha ne diyeyim!? Malatya demek yetmez mi? kim bilmez Malatya’yı!?
Tarihçilere sorun, Evliya Çelebi’ye sorun, Bağrında yatan şehitlere, tarihe ışık tutan Aslantepe’ye, yeraltındaki Ulu Camiye, kanlı kümbete, tahtalı minareye, Tohma’ya, Darende’ye, Akçadağ’a, yaşlı nineye sorun! Arapgir’e, Pütürge’ye, Nemrut dağına, Adıyaman’a, Diyarbekir’e sorun! Aleviye, sünniye, ırklar mozaiği beldede Ermeni’ye sorun! Somuncu Baba’ya, Niyazi Mısri’ye, Şeyh ALİ’YE sorun! Arguvan’da saza, Yazıhan’da söze sorun! Kale’de yaza, Yeşilyurt’ta kışa sorun! Doğanşehir’de dağa, Doğanyol’da bağa sorun! Kuluncak’ta madene, Battalgazi’de tarihe sorun!
Dağa taşa, uçan kuşa, ayığa sarhoşa, taksiye dolmuşa, düzlüğe yokuşa sorun!.
İnönü’den Özal’a, Kutanlı Recai’ye, Milli Görüşçü Oğuzhan’a, Kıbrıs’ta Makarios’a sorun!... Türkiye’nin banisi Mustafa Kemal’e sorun...
Her cevap, “Malatya Malatya bulunmaz eşin” olur. Eşsiz şehir Malatyalı olmak ve burada yaşamak bir ayrıcalıktır. Kimse doğacağı yeri seçmedi elbet ama, birileri burada doğduysa Rabbine ne kadar şükretse azdır. Çünkü burası çok farklı bir coğrafya parçasıdır. Bağrında nice Salihleri ve hazineleri barındırdığı gibi, üzerinde de nice değerleri taşır. Hiç bir ilin şöhreti Malatya gibi değildir. Malatya mı!? Tamam o zaman. Malatyalı mı? Tamam o zaman…
Sahi ya biz böyle miyiz dediğinizi duyar gibiyim!. Bizi bilmem ama Malatya böyledir. Biz de böyle olmak için azami gayret sarfedelim. Geçmişlerimizin yolundan ve izinden gidelim. En doğudan en batıya Malatya demeyen var mı!?. Elbette her yerin olumsuz tarafları olabilir. Ama Malatya deyince kimseden olumsuz bir şey duyamazsınız.
Gurur mu duymak istiyorsun!?. Öyle ol ki, başkaları seninle gurur duysun. Bu güzel toprağa sahip olduğun için gururdan ziyade şükretmelisin. Kıymet bilmelisin. Beni ne güzel dünya ve ahiretin maddi ve manevi nimetleriyle rızıklandırmışsın Rabbim demelisin.
Toprağına ayak basana ensardır Malatyalı. Yabancıya can, cana canandır Malatyalı. Her kutsal yerin üzerinde hak etmeyenler gezebilir. Kötü olmazsa iyinin, zehir olmazsa panzehirin, hastalık olmazsa sağlığın, karanlık olmazsa aydınlığın, küfür olmazsa imanın ne kıymeti olur!?. Her şey zıddıyla bilinir ve imtihan edilir. Toprağa faydalı mineraller bırakanlar olduğu gibi, zehirleyenler de olabilir. Bu kötülüğüne işaret etmez. İçince kötülerin olduğuna delalet eder. Bu şehir, iyilik üzere, iyilikle kurulmuş bir şehirdir. Üzerinde yaşayanlar, fıtrat üzere günahsız doğmuş, örf ve adetlerine göre, gelenek ve göreneklerine göre büyümüş insanlardır. Varsa kötüsü, üzerinde yaşayan iyiler bilinsin diyedir. İyiler de kötülüğe karşı koymalıdır.
Yüce Allah adeta dünyanın bütün nimetlerini ve güzelliklerini vermiş bu şehre. Dağı, taşı, ovası, tarlası, nehiri, akarsuları, gölleri, yeşilliği, yazı kışı, dört mevsimi, yağmuru karı, baharı, tarımı, her türlü meyveyi, sebzeyi bu topraklarda bize nasib etmiştir. Ektim olmadı, diktim meyve vermedi diyeceğimiz bir vakıamız olmamıştır.
Sadece bunlar mı!?. Elbette hayır. Aklı, zekası, dehası, doğuştan siyasetçi kimliği, ülke idaresine, ekonomisine katkısı, yıllarca iktidarında oluşu, sanatçısı, akil insanı, ilme verdiği değeri, içinden çıkardığı insanlığa yol gösteren erleri ve daha niceleri… Hepsi bu topraklarda doğup büyüdüler. Bu şehrin suyu ve havasıyla, doğuştan geniyle nam saldılar.
Pes etmeyen direnen şehirdir Malatya. Cesur yürekli korkusuzların memleketidir Malatya. Haksızlığa tahammül etmeyen, ama ulu’l emre itaat eden şehirdir Malatya. Bu nedenledir ki, doğu ile batının arasındaki köprü, doğunun batısı, batının ise doğusudur. Her iki tarafın uç noktasıdır. Ahlakın, erdemin, yiğitliğin, ilmin, irfanın, doğruluğun, aklın mektebidir Malatya…
Bu şehirde doğduğumuz için, burada yaşadığımız için, bu imtiyazlara sahip olduğumuz için, Malatyalı olduğumuz için, hep beraber haydi Malatya vakti diyelim. Elele verelim, gönül gönüle birlikte ileriye, daha ileriye diyerek, kanımıza, genimize uygun hareket etmeye, kıskançlık, dedikodu ve boş beleş işleri bırakmaya, Malatya’ya yakışır birer insan olmaya çalışalım. İçinde bulunduğumuz nimetin kıymetini bilelim, şükrünü eda edelim.
Malatya, ya ölümüzün ya da dirimizin döneceği yerdir. O zaman vakit, bu şehre ve bu şehirde yaşayanlara sahip çıkma vaktidir. Bu şehir, sadece siyasetçiye ya da bürokrata bırakılmayacak kadar çok potansiyele sahiptir. Çobanı bu ülkeyi idare edebilir. Herkes kendi çapında ben de varım desin ve şehrine sahip çıksın. Yerimizde çok saydık, hatta geriye gittik, sermayeyi tükettik. Artık şahlanalım, ayağa kalkalım Malatya vaktidir, Malatyalı olma vaktidir...
Sen Malatya’sın, bizse Malatyalı,
Aşığız sana, ölürüz bu denli,
Sensin hasret, sensin sevda seli,
Yazmaya kimin kalem tutar eli.
Sağlıkla, muhabbetle, selametle Malatya’da, her nerede olursanız da Malatyalı kalın…
Fi Emanillah…
KAYNAK: MALATYA TİME DERGİSİ