Malatya'da Belediyecilik!..
30 Nisan 2025, Çarşamba 16:19
Malatya'ya her ziyaretim; sıla-i rahimi, akraba ve dost ziyaretlerini, siyasileri, vekilleri ve Belediye Başkanlarıyla yakın teması, sivil toplum örgütleri ve devlet kurumlarıyla iletişimi kapsar. Akabinde vatandaşın bakışıyla şehri ve yönetenleri değerlendiririm.
6 Şubat depreminden sonra gerçekten telafisi zor günlerden geçerek bugünlere geldik. Her geçen gün inşaatlar yükseldikçe, batık şehir ortaya çıktıkça, umutların da tazelendiğine şahit oluyoruz.
Evlerimizin ve işyerlerimizin yapımı bitip şehir merkezimize, çarşı pazarımıza gidip geldiğimiz zaman rahatlayacağız. Sadece biraz sabır, biraz daha dayanma ve metanet!..
Bu zorluklar içinde Malatya’da belediyeciliği kısaca değerlendirecek olursak;
Kanaatim odur ki, bir belediye başkanı veya herhangi bir kurum, bugünkü işini yarına bırakmazsa, mesainin yarısı dahi çalışmalarına yeterli gelir. Zira bu dönem, belediyelerin en az iş yapacağı, en az proje üretip şehri güzelleştireceği dönemdir.
Dünyada binanın içinde kalarak en uzun mesai yapan ülkelerden biriyiz.
Bir belediye başkanının mesaisi ne saatle sınırlıdır ne de belediye binasında oturmakla!
Başarılı bir başkan; sokakta esnafla, mahallede halkla olandır. Akşam özel ziyaretlerde bulunup gece önemli toplantılara katılandır. Kim mesaiden sonra akşam saatlerinde bir iş için belediyeye gider ki?! Kim mesai sonrası belediye başkanını görme ihtiyacı duyar ki?! Her belediyenin zaten 7/24 çalışması gereken birimleri iş başında değiller mi?!
Mesela:
Battalgazi Belediye Başkanı Sayın Bayram TAŞKIN'ı belediye personeline sordum, dönüp halka da sordum. Memnuniyet derecesini çok üst seviyede gördüm.
İşi olup kendisine ulaşamayan varsa, sorunu olup çözümü için başkanla bir araya gelememişlerse, Başkan Bey belediyeye uğramayıp dışarda keyfini sürüyorsa, halk memnun değilse, o zaman aleyhte duranın alnından öperim. Bunun dışında işini yapanın, mesai saatinden sonra makamda oturmasının hiçbir anlamı yoktur.
Daha doğrusu, belediye makamında imzalanacak işler dışında bir başkanın oturmasının hiçbir manası yoktur. Hele hele böyle bir zamanda başkanların içeride oturmasını gerektirecek ne olabilir?! Sahada, halk arasında, esnafla iç içe olması gerekmez mi?!
Hangi başkan mesaiden sonra evine veya özel işlerine dönebilir ki?! Yine halkın arasında, onların dertleriyle hemhal olmak zorunda değiller mi?!
Herkes gibi bir belediye başkanının da eksiği veya hatası olacaktır. İş yapanın hatası daha çok olur. İş yapmayanın hatası da olmaz!
Kimsenin elinde sihirli değnek de yok ki her yeni güne kalktığımızda Malatya'da yeni bir değişiklik görelim!
Her şey yavaş yavaş, sabırla, sırayla, zamanla...
Malatya şu an enkaz ve inşaat halindedir. Vatandaş bu dönem belediye başkanlarından çok şey beklemiyor. Halkın gönlüne girsinler, sosyal belediyecilik yapsınlar, partilerine zarar vermesinler, birlik içinde hareket etsinler, oylarını kaybetmesinler, halkın memnuniyetini kazansınlar. Halkın arasında ve iş yapacaklara yardımcı olsunlar.
Özellikle yerinde dönüşüm konusunda Malatya’dan daha kötüsü yoktur!
Bir an önce bütün ruhsatlar verilsin ki bu şehirde binalar beraber yükselsin. Bir taraf bitince diğer tarafın sıkıntısını bu millet çekmesin!
Yine başkanlarımız fakir fukarayı gözetsinler. Köylülerimizin kum, çakıl, su borusu vb. küçük ihtiyaçlarını ihmal etmesinler. Bu şehirde binlerce yetim çocuk var; onlara ve bu yetim derneklerine sahip çıksınlar. Vatandaş ile merhabalaşıp sokakta, markette karşılaşsınlar.
Halkımız onları gördükçe mutlu olacak, elini sıkacak ve dua edecektir.
Bu konuda hakkını vermemiz gereken, hem Yeşilyurt Belediye Başkanımız Sayın İlhan GEÇİT'e hem de Battalgazi Belediye Başkanımız Sayın Bayram TAŞKIN'a söylenecek söz yoktur. Halkla gece gündüz iç içeler...
Bu millet hatır gönül bilen millettir. Sevmeyi sevilmeyi, saymayı sayılmayı istiyor. "Beni gör," diyor. "Makamda oturup her şeyin normal olduğunu sanma! Benimle biraz hemhal ol," diyor.
Kimse bu süreçte Beydağı’na teleferik, yedi yıldızlı otel ve kayak merkezi istemiyor! Tüneller ve yeraltı metrosu istemiyor.
Biraz sosyal belediyecilik, vatandaşı görme ve gözetme, acil sıkıntıları giderme, yol, su ve kanalizasyon gibi arızalara erken müdahale ve arada bir basın aracılığıyla da bilgilendirilmeyi istiyor.
Tabii diğer taraftan bu şehirde mübarek makam koltuklarında oturup hakkını vermeyenler de yok değil! Yapışmışlardır adeta o koltuklara! Şerefi ve itibarı orada bulmuşlar ya!
Vatandaşın en büyük rahatsızlıklarından biri de; o koltuklarda oturduğunu sanan, aslında koltukların kendilerine oturduğu bazı verimsizlerdir. Umarım başkan beylerin de bir gün basireti açılır, durumu görürler...
Fî Emanillah.
Ebuzer AYDIN
"Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni"