Malatya’da enflasyon terörü var!
27 Nisan 2023, Perşembe 12:48Yıkılan “binalar” ve giden “canlar”la anılan Malatya’nın; yeniden “ayağa” kaldırılması için, çalışmaların yapıldığını “görüyor” ve “takdir” ediyorum.
Bu çalışmalar yapılırken, bazı “hatalar”ın da olduğunu “belirtmek” gerekiyor.
Hem “devlet” olarak, hem de “millet” olarak bazı “hatalarımız” var maalesef…
Malatya’da depremden sonraki hareketliliğin, “Bayram vesilesiyle” biraz daha arttığını söyleyebiliriz.
Bu hareketliliği fırsata (!) çevirmeye çalışanlar da var.
Malatya’ya “misafir” olarak gelen biri, tek başına bir lokantaya otursa, 200-250 lira hesap ödemeden kalkamıyor mesela.
Burada fiyat politikasının nasıl işlediğiyle ilgili yaptığım küçük çaplı bir araştırmada gördüm ki; “işyeri sahiplerinin inisiyatifi” ön plana çıkıyor.
Sadece misafirlerimiz değil, bütün Malatyalılar, “fahiş fiyatlar” altında eziliyor.
Hem bir ürünü bulmakta, hem de bulunan ürünü almakta büyük “zorluk” yaşıyorlar.
Fahiş fiyat artışı, “zincirleme” bir şekilde ilerliyor.
Dükkan kiralarına baktığımızda da bunu görüyoruz…
Malatya’da işyeri kiralamalarıyla ilgili bir “görenek” vardır. İşyerlerinin kirası yıllık olarak ödenir.
Geçen sene Malatya’da yıllık 20-25 bin lira arasında olan yıllık işyeri kiraları, bu sene 120-150 bin lira arasında.
Ev kiraları da hakeza aynı oranda artmış; Geçen sene bin 500 ila 2 bin lira arasında olan ev kiraları; 12-15 bin lira arasında seyrediyor.
MALATYA’DA, HİPERENFLASYON VAR!..
Malatya’daki ticari hayata ve kiralara baktığımız zaman, “hiperenflasyon” yaşandığını görüyoruz.
“Enflasyon terörü” estiren insanlar için, “devletin bir yaptırımı”nın olması gerektiğini düşünüyorum.
Bu millete enflasyon terörünü yaşatmaya, hiç kimsenin hakkı yoktur.
Devletin gerekli “tedbirleri” alması gerekiyor.
Nasıl ki depremin ilk haftalarında “taşıma ücretlerine bir sınırlama” getirildiyse, kiralar ve keyfi zamlar için de bir “tedbir” alınmalı.
Malatya’yı “ayağa” kaldırmak istiyorsak, önce bu işe el atılmalı.
Yani Malatyalının “ekonomik” olarak ayakta kalması için çalışılmalı.
GEÇİCİ İŞYERLERİ DEĞİL, KALICI İŞYERLERİ YAPILMALI
İnsanların “barınması” elbette önemli.
Ancak o insanların “para kazanması”, “ekonomi çarkları”nın yeniden dönmesi gerekli.
Normal zamanlarda bile, doğu illerindeki insanların İstanbul gibi yerlere göç etmesinin bir sebebi de bu değil midir?
Mesela kayısı zamanında insanlar Malatya’ya gelip, çalıştıkları bahçelerde “çadırlar kurup”, para kazanıyorlar.
Demek insanlar para kazanırsa, yerleşim de olur.
Şehrin “ekonomisinin” ayağa kaldırılması lazım.
Ekonomiyi, “vücuttaki kan”a benzetecek olursak; Kan dolaşımı ne kadar sağlıklıysa, vücut da o kadar sağlıklıdır.
Ekonominin canlandırılması, para kazanma imkanının artırılması demek, Malatya’dan giden insanların tekrar “dönmesi” anlamına geliyor.
Şu anda Malatya’da “kültürel bir erozyon” yaşanıyor.
Bunun yanı sıra “demografik” yapı da bir hayli değişti.
Ben “Malatyalıyım”. Malatya’da doğdum ve büyüdüm.
İnsanlarını iyi tanıyor ve iyi biliyorum.
Şu anda Malaya’da çevreme baktığımda ise, insanları “tanımıyor” ve “bilmiyorum”.
Devletimiz “geçici işyerleri” yapıyor.
Geçenler de MESOB Başkanı Şevket Keskin’in de ifade ettiği bir konu vardı. “Geçici işyerleri yerine, kalıcı işyerleri yapılsaydı daha iyi olurdu” demişti sayın Keskin.
Bu konuda, ben de Şevket Keskin’e katılıyorum.
Depremin üzerinden, yaklaşık olarak 80 gün geçmiş durumda.
Geçici işyerleri için çalışılması yerine, kalıcı olanlar için adım atılsaydı, bugüne kadar belli bir kıvama gelinmiş olacaktı…
DEMOGRAFİK YAPI DEĞİŞİMİYLE BİRLİKTE, KÜLTÜREL EROZYON DA BAŞLAR
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, Malatya’nın “bina stoğu”nun da büyük yara aldığını biliyoruz.
Malatya ekonomisinin belki de can damarlarından biri olan Akpınar, çarşıların merkeziydi.
Ancak şimdilerde dümdüz olmuş durumda.
Hakeza, Bostanbaşı, Çavuşoğlu ve Sıtmapınarı’nın bir kısmı yıkılmış durumda.
Bina stoğumuzda ciddi bir sıkıntı olsa da, bu bir kaç yerin durumunu, Malatya geneline yayamayız.
Malatya’nın merkezin baktığımızda, gerçekten durum vahim.
Lakin bütün bütün Malatya çökmedi ya.
Az hasarlı, hatta hiç hasar almayan binalar da var.
Boş vaziyette bekliyor bunlar.
Sahipleri, Ankara, İstanbul, Aydın veya Karadeniz’e gitmiş.
Birçoğuyla görüşüyorum. “Niye Malatya’ya gelmiyorsunuz?” diye sorduğumda, depremden korktuklarını söylüyorlar.
Az hasarlı veya hasarsız evi olan bu kardeşlerime hatırlatmak isterim:
“İnsana korku damarı, hayatı perişan etmek için değil, hayatı muhafaza etmek için verilmiştir”.
Korku damarı “Bir sensör gibidir” diyebiliriz.
Dolayısıyla, bu kardeşlerimin, yeniden Malatya’ya dönmeleri gerekiyor.
Böylece hem memleketlerinin “ekonomisini ayaklandırır”lar, hem de “demografik” yapıdaki bozulmanın önüne geçmiş olurlar.
MALATYA, AKPINAR’DAN İBARET DEĞİL!..
Sözün burasında, çuvaldızı başkalarına batırırken, iğneyi de kendimize batıralım.
Biz medya mensupları, Malatya’daki yıkımı gösterirken, hep “Akpınar civarı”ndan bahsediyoruz.
“Malatya’nın buradan ibaret olmadığı”nı unutuyoruz maalesef.
Bu hususta bizlere ve sosyal medyayı kullanan hemşerilerime çok iş düşüyor.
“Malatya’da büyük bir yıkım oldu”ğunu elbette gösterelim.
Ancak bunu yaparken, “Battık. Bittik. Çöktük. Mahvolduk.” diyerek, insanımızı bir “umutsuzluğa” sürüklemeyelim.
“Evet, bir yıkım yaşadık. Ama biz bu zorluğun da üstesinden geliriz…” diyerek insanımıza ihtiyacı olan “ümidi” verelim.
Bu hususta herkesin, daha hassas davranması gerekiyor.
İnsanları “ürkütmenin”, memleketinden “soğutmanın”, kime ne “faydası” var?..
Kalın sağlıcakla…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
B.Aslan
29-04-2023 11:10Benimde kiracı olarak oturduğum ev az hasarliydi ben dönmek istedim ama az hasarlı olması yetmiyormuş.evsahibi vicdansız insan beni avukat zoruyla çıkarıp evini 8500e verince sağlam olan eşyalarım ve biz dışarda kaldık şuan eşyalar bir inşaat olan evde bizde İstanbul'da sığıntı....biz asla Malatya'dan vazgeçmedik bir mum ışığı kadar durum olsa ben direk gelicem.fakat ne başını alıp giden ev kirasını ödeyebilirim nede eşyaları o inşaat olan evden çıkarıp yeni bir hayat kurabiliriz...yani ben çok zorladım Malatya'dan asla vazgeçmedim hicbirzaman gecmemde ama maalesef fırsatçı hemşehrilerimiz sayesinde biz burda Malatya orda boynu bükük kaldığı.. birgün kavuşma hayalyle yaşıyoruz....
mansur esen
28-04-2023 10:35yazılarınızın arasında konu ile ilgili çizilmiş karikatürler oluyordu. Çok güzeldi. Artık yok mu?
LEVİN KURUKAFA
28-04-2023 03:40Çok güzel yazmışsınız kaleminize sağlık bütün düşüncelerinize katılıyorum el birliğiyle Malatya tekrar kurulur yeterki çıkar gözetmeden biraz devletten birazda bizim çabamız la memleketimiz tekrar ayağa kalkar saygilarimla
Mert
28-04-2023 01:18Vallaha esnaf eskiden beri aynı neye tutturursam o mantığıyla hareket ediyor helal haram düşünmüyor o yüzden de Allah musibetleri eksik etmiyor ama yinede ders alan yok adamlar 2 bin TL'ye verdiği eve bugün 8 10 bin TL istiyor yazık günah o evi tutmak zorunda olan ailenin çocuğunun ekmek parasına göz dikmektir bu başka birşey değil Allah ıslah etsin bir dürüm depremden önce 25 TL idi şimdi 100 TL yazık günah birde müslümaniz diyoruz 4 ay önce evimi İstanbul'dan 15 bin TL ye getirdim Malatya ya depremden sonra malatyadan kaleye 17 bin TL verdim bu kadar aşağılık olmaz insan devlet bir an önce otoritesini göstermeli ve bu şehri düzene sokmalı
Mlt44
27-04-2023 23:53Şehrimiz inşallah düzelecek...Eskisinden de güzel olacak..
Ramazan Yildiz
27-04-2023 21:47Kaleminize, beyninize saglik, selametle
Gülseren Altınışık
27-04-2023 21:25Yazımızın son cümlesine kadar katılıyorum teşekürler malatya malatyalıların gözü aylarında n efislerini islah etsin
Rıza
27-04-2023 20:52Enflasyon elbette var..Ama fırsatçılık daha fazla var..Bir ailenin dışarda yemek yemesi artık üç günlük yevmiyesi demek...Malatya nın yeniden ayağa kalkması bu gidişle seneleri bulacak..Belediye sosyal hayatı eğitimi destekleyici tedbirler almalı...Öğrenciler mağdur kurslar açmalı..Konteyner kentlerde cadirkentlerde egitimi belediye desteklemeli .
Ahmet Aygün
27-04-2023 18:51Malatya mütevelli heyeti şu ana kadar ne yaptığını değil YARINLAR İÇİN KISA ORTA VADEDE ne planladığını ne çalışma yaptığını en üst perdeden dile getirmelidir.Evet hem maddi hem manevi hasarımız büyük ancak vakit sızlanma vakti değil.Yıkılan yerlerin sahipleri merakla yerleri için planlayıcılar ne düşünüyor ve ne yapmaya çalışıyor bilmiyorlar.Belediye ve Valilik makamları başta olmak üzere her kurum biraraya gelip planlarını ortaya koyup halkı rahatlatmalıdır.Bu arada şu 4 konuda şahsi görüşümü belirtmek istiyorum.1-Söğütlü camii nin kıble istikametindeki yıkılan binaların yeri açık alan olarak bırakılmalı, Kışla cadesi ile İnönü caddesi daha doğru bir düzlemde birleştirilmelidir.Buradaki işyerleri EMEKLİLER PARKININ güney tarafında bir kısmına pek âlâ yapılabilir halihazır yol da parka katılabilir.2-Malatya tek merkezlikten kurtulmalı denilip durulurdu şimdi tam zamanı,Biri Battalgazi diğeri Yeşilyurt bölgesinde olmak üzere iki merkez planlanabilir.2 Şire pazarı2 kasap pazarı2 ayakkabıcılar çarşısı2 konfeksiyon vs çarşısı 2-Perakende sebze pz neden olmasın ki!Peki bu nasıl olacak derseniz o sorunun cevabı ŞEHİR PLANCILARINDA.3-Teze camii yeniden dünya kadar emekle onarılmak yerine etrafında çok güzel görsel tedbirler alınarak bizden sonraki nesillerin deprem gerçeğini unutmaması adına güzel bir MÜZE ye dönüştürülmesi doğru olur kanaatindeyim.4-Maliyenin Batı yanına taa Emeksiz devamına kadar olan bölgeye büyük bir camii planlanabilir bu vesile ile çevreyolu altına güzel pozitif bir dokunuş yapılmış olur.Saygılarımla.
Salih canaş
27-04-2023 16:37Yazdığınızın hepsine katılıyorum selamlar