Malatya’da Yıkım Çılgınlığı: Evleri Yıkmak Mı, Güçlendirmek Mi?

Malatya’da yaşanan deprem sonrası ayakta kalmayı başaran orta hasarlı binalar, birçok kişi için barınma umudu oldu. Ancak, 5 Temmuz itibarıyla bu binaların yıkılacağı açıklandı. Yıkım kararı gerçekten mantıklı mı? Gelin, bir düşünelim.

ESKİLER AYAKTA, YENİLER YIKILIYOR

Depremde yeni yapılan binalar yıkılırken, eski binalar dimdik ayakta kaldı. Bu durum, denetim mekanizmalarının eksikliğini ve yapı kontrolünün zayıflığını açıkça ortaya koyuyor. Peki, eski binaları güçlendirmek yerine neden yıkmayı tercih ediyoruz? Ekonomik açıdan daha mantıklı olanı yapmak bu kadar mı zor?

YAŞLI VE EĞİTİMSİZ MÜLK SAHİPLERİNE NE OLACAK?

Çoğu mülk sahibi yaşlı ve eğitimsiz. Bu insanlar süreçleri nasıl takip edecek? Kendi evlerinin yıkımıyla başa çıkmak zorunda kalan bu insanlar, şimdi ne yapacaklar? Onlara yardımcı olmak yerine işleri daha da karmaşık hale getirmek neden?

TOKİ VE GÜÇLENDİRME SEÇENEĞİ

TOKİ’nin devasa bütçesi ve kaynakları varken, yeni binalar yapmak yerine mevcut orta hasarlı binaları güçlendirmek zor mu? Hem Malatya ekonomisi hem de vatandaşların huzuru için bu binaları güçlendirsek daha iyi olmaz mı? İnsanları yerlerinden etmek yerine, onları evlerinde sağlıklı ve güvenli bir şekilde yaşatmak daha insancıl bir yaklaşım değil mi?

YIKMAK KOLAY, YAPICI OLMAK ZOR

“Yık gitsin, yenisini yap” mantığı kısa vadeli ve yüzeysel bir çözüm olabilir. Ancak asıl zor olan, mevcut binaları güçlendirip sağlıklı hale getirmektir. Bu, hem ekonomik kaynakları daha verimli kullanmak hem de insanları yerlerinden etmemek adına daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Yapıcı olmak zor, ama doğru olan bu.

VATANDAŞLARIN SESİNİ DUYALIM

Depremle sarsılan Malatya halkı şimdi de yıkım tehdidiyle karşı karşıya. Orta hasarlı binaların yıkılması yerine güçlendirilmesi, vatandaşların hayatlarını daha da zorlaştırmamak adına önemli bir adım olacaktır. Yetkililer, bu konuda daha duyarlı ve yapıcı olmalı.

EV VERİLECEK ZANNI VE GERÇEKLER

Depremin ardından insanlar, evleri ağır hasar görünce devletin onlara yeni ev vereceğini sandı. Bu noktada “adamını bulma” durumu devreye girdi. Az hasarlı evleri, orta veya ağır hasarlı hale getirenler oldu. Şimdi ise ortada kaldılar. Devlet, her şeyini kaybetmiş insanlara bile sahip çıkamazken, bu yıkım çılgınlığına anlam vermek gerçekten zor.

 Kalın sağlıcakla…