Malatya'daki kanser vakaları artacak!
28 Ağustos 2023, Pazartesi 12:27
-“Duyarsız yetkili”ler, “ayarsız siyasetçi”ler ve “tutarsız vatandaş”ın tutumları sebebiyle, büyük bir “tehlike”yle karşı karşıya olduğumuzu biliyor musunuz?
-Malatyalıların "ciğerleri" dağlanıyor. Gören var mı?
-"31 bin binanın 4 ayda yıkılması" mümkün mü?
-Akciğer sorunlarında "patlama" olacak!
-Şevket Keskin’in "kazanma stratejisi" ne?
-Şevket Keskin’in, "yerel idareyi ve siyasetçileri suçlamasının" altında yatan sebep nedir?
-Gördüğüm kadarıyla, "Şevket Keskin" hangi zarfı çoktan açmış?
-"Mikail Sülük’ün" yaptıklarını gördünüz mü?
-Karamsar ahval üzerine, bir kaç kelâm etmeyi ihmal etmedim…
-"Çocuklarımızın halet-i ruhiyesini" düşünen yok mu?
-"Haftanın karikatüründe" ne var?
-"Fiskos Masası’nda" ne var?
-"Laf Ebesi’ni" görmeden geçmeyin!
***
Belki de bu yazıyı okuyunca, “Ciğerimiz dağlandı” diyeceksiniz.
“Ciğerimiz dağlandı” kelimesini, “mecaz” anlamında kullanmayacaksınız.
“Duyarsız yetkili”ler, “ayarsız siyasetçi”ler ve “tutarsız vatandaş”ın tutumları sebebiyle, büyük bir “tehlike”yle karşı karşıya olduğumuzu anlayacaksınız.
Yüzlerce evladını kaybederek “canı yanmış”, bütün birikimiyle elde ettiği “evinin damı başına yıkılmış” ve tüccarının “ticareti yok olmuş” Malatyalıların, önümüzdeki yıllarda “kanser vakaları”yla karşı karşıya kalma ihtimalinin, çok fazla olduğunu görüp, çok ama çok üzüleceksiniz…
31 BİN BİNA, 4 AYDA YIKILACAKMIŞ!..
“Yüzyılın Afeti” olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden, 7 ay gibi pek de kısa olmayan bir süre geçti.
Afet sonrası, yıkılmayı bekleyen “36 bin bina stoğu”nun, yalnızca 5 bini ortadan kaldırılabilmiş, 31 bin bina ise, yıkılacağı günü bekliyor.
Malatyamızın çiçeği burnunda valisi sayın Ersin Yazıcı, 31 bin binanın yıkımının, dört ay içinde bitirileceğini ifade etmiş etmesine de, bana göre nâ mümkün…
Bundan kat-ı nazar ederek, “karaciğer nakli”yle övünen Malatyalıların, önümüzdeki süreçte “akciğerini kaybetme” riskiyle karşı karşıya olduğunu, üzülerek belirtmek istiyorum.
AKCİĞER SORUNLARINDA, PATLAMA OLABİLİR!..
Yazının burasında; Dehşet ve hayretle “Neden?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Hemen cevabını vereyim.
Malum olduğu üzere, yıkılan ve yıkılmayı bekleyen binaların hemen hemen tamamı, 2000 yılı öncesi yapıldı.
Söz konusu binalarda kullanılan, yaklaşık 3 bin 500 ürün, “asbest” denilen “zehri” barındırıyor.
Özellikle, Malatya merkezinde yıkılan bütün binalarda, asbestli malzemeler kullanılmış.
Bir de yıkılan binaların enkazında pervasız bir şekilde “ayrıştırma” işlemi var ki; vahim tablonun daha vahim bir hale gelmesini sağlıyor.
Ortaya çıkan “asbestli toz bulutları”nın, bölgedeki insanların “akciğerine yapıştığı”nı hesap edersek ki öyle; vay halimize…
Olaya pragmatik bakacak olursak; 10 yıl içerisinde, “akciğer kanseri vakaları”nda ciddi bir “patlama” olacak gibi görünüyor.
Asbest liflerinin solunması; “Mezotelyoma”, “asbestozis” ve “akciğer kanseri” dahil olmak üzere, çeşitli “tehlikeli rahatsızlık”lara yol açıyor.
Durum böyle olduğu halde, “idarecilerimiz” neden “duyarsız”?
Umut tacirliği yapan “siyasetçilerimiz” neden “ayarsız”?
Dost meclislerinde atıp tutan, idareci veya siyasetçileri görünce; süt dökmüş kediye dönen “vatandaşımız” neden “tutarsız”?
Anlayan beri gelsin…
ŞEVKET KESKİN’İN KAZANMA STRATEJİSİ!..
Geçtiğimiz hafta Hasbihal’de ESOB Başkanı Şevket Keskin’le ilgili bir bölüm vardı.
Söz konusu bölümde “Sicil” kelimesinin geçiyor olması üzerine, şahsımı arayan okurlarım “Şevket Keskin’in sicili bozuk mu?” şeklinde bir soru yönelttiler.
Bu tarz soruların ardı, arkası kesilmediği için, buradan cevap verme zarureti hâsıl oldu.
Haşa! Şevket Keskin’in sicilinin bozuk olduğunu iddia edemem.
Sicili bozuksa da, ben bilmiyorum.
Böyle bir iddia, iftira olur ki; o da bana yakışmaz.
Orada demek istediğim husus, Şevket Keskin’in “zevzek” misali “tatsız” “tuzsuz” konuşmalarından dolayı, gerek bürokrasinin, gerekse siyasetçinin yanında, “kredisinin bittiği”ni belirtmek içindi.
Bu sebeple “iş yapamadığı”nı ve “yaptıramadığı”nı anlatmak istemiştim.
Bu görüşümü şöyle bir anekdotla da teyit edeyim: Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz haftalarda Malatya’ya gelen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e bizzat kendisi “Bunlar beni dinlemezler ve konuşmam bunların hoşuna gitmez…” demişti. Mehmet Şimşek de dahil, etraftaki insanların yüzünü ekşitecek bir söz daha etmişti.
CİDDİ BİR SİYASİ TECRÜBE GEREKLİ!..
Aslında Şevket Keskin’in bulunduğu bu durumun, bir “strateji” olma ihtimali de var.
Çünkü, 25 yıl gibi uzun bir zaman diliminde bulunduğu koltuğa yapışmak, ciddi siyasi bir tecrübe(!)’ye işaret eder.
Beceremiyorsan, etrafındakileri beceriksiz göstereceksin ki, beceriksizliğin gizli kalsın.
Şevket Keskin’in, yerel idareyi ve siyasetçileri suçlamasının altında yatan sebep de bu olsa gerek.
SEN DE 3 ZARF HAZIRLA…
Bu durum, hemen herkesçe malum “3 zarf hikayesi”ni bana hatırlattı.
Bilmeyenler için tekrar edeyim.
Devrin birinde bir yönetici bir makama geçmiş.
Masasına oturmuş ve sümenin altında 3 tane zarf olduğunu görmüş.
Birinci zarfın üzerinde “Dara düştüğünde bu zarfı aç” yazıyormuş.
İkincisinde “İşler düzelmezse bu zarfı aç” ve üçüncüsünde de “Yine de düzelmezse bu zarfı aç” yazıyormuş.
Yönetici bir müddet sonra, hayli sıkıntılı bir duruma düşmüş.
Koltuk elden gitti-gidecek bir durum hasıl olmuş.
Yönetici ilk zarfı açmış.
İçinden “Kötü durum dolayısıyla senden öncekileri suçla” notu çıkmış.
Hemen geçmiş gazetecilerin karşısına başlamış, önceki yönetimin kötü yönettiğini anlatmaya.
Bir müddet işler “rayına” oturmuş.
Ancak yine işler karışmaya başlayınca, ikinci zarfı açmış.
“Etrafındakileri suçla” notu çıkmış zarfın içinden.
Yönetici başlamış etrafındakileri suçlamaya.
Yine işi kurtarmış bir müddet daha.
İşler yeniden kötüleşince, üçüncü zarfı açmış.
Zarftan çıkan notta “Sen de üç zarf hazırla” yazıyormuş.
Gördüğüm kadarıyla, Şevket Keskin ikinci zarfı çoktan açmış, üçüncüsü için de gün sayıyor.
Hadi hayırlısı…
MİKAİL SÜLÜK’ÜN YAPTIKLARINI GÖRDÜNÜZ MÜ?
Malatyamızın meşhur simalarından, halk adamı Bünyamin Canal ağabeyle birlikte, bir zamanlar davet üzerine Pütürge’nin dağ köylerinden birine gitmiştik.
Her tepenin başında bir veya birkaç ev görünce, kendisinden şu “manidar” ve “hikmet-âmiz” sözü işitmiştim: “Allah bu insanlara burayı sevdirmeseydi, buraları kim beklerdi?”
Gerçekten de öyle değil mi?
“Allah” herkese bir “şevk” vermiş ve o şevkle mesleğini icra ediyor.
“Sen ağa, ben ağa! Bu ineği kim sağa?” sözünün güzelliği de, burada ortaya çıkıyor.
Yazıma böyle bir “girizgah” yazmamın sebebi, Pütürge Belediye Başkanı Mikail Sülük Beyefendi’dir.
Ortağı olduğu aile şirketi, “Türkiye’nin en büyük hazır giyim üreten firması”dır.
İstihdam ettiği bin kişiyi de göz önüne alınca, “şirketin büyüklüğü”nü varın siz düşünün.
Durum böyleyken, “zor insanlar”ın bulunduğu ve “zor bir coğrafya”ya sahip Pütürge’ye belediye başkanı oldu.
Neden böylesine zor bir göreve talip olduğunu hep düşünmüşümdür.
Bunun nedenini-niçinini, Malatya’da rakiplerine kök söktüren bir “milletvekili” de yıllar önce sormuştu.
İşte sorunun cevabı, Bünyamin Canal ağabeyimin sözlerinde saklı.
Allah bu coğrafyayı ve bu insanları Mikail Başkan’a sevdirmiş…
Geçtiğimiz günlerde, bir kez daha Pütürge’yi baştan aşağıya gezme fırsatı bulmuştum.
Yapılan hizmetler, Pütürge’nin “merkez”inden başlayıp; “doğu”sunu, “batı”sını, “kuzey”ini ve “güney”ini kaplamış durumda.
Devasa bütçelere sahip belediyelerin dahi yapmakta aciz kaldığı, hizmet binası, sosyal tesis, toplu konutlar, deprem evleri, parklar, camiler, kilit-parke taşları, sulama suyu hizmetleri, asfalt ve daha bir çok hizmette, Pütürge Belediyesi’nin imzası var.
İnanmayan Nemrut’a çıksın.
Algılamayan Tepehan Şükan Bölgesi’ne gitsin. Toz-toprak olmayan, pırıl pırıl emekle karşılaşacaktır.
“Acaba…” diyen, Pazarcık bölgesine insin. “Villa tipi” deprem konutlarını görsün.
Sonrasında, rotasını Şiro Havzası’na çevirip, “müreffeh” bir yaşam alanları ve “mabetler”le karşılaşsın.
Akabinde, Sakuşağı’na çıkıp, “kaymak gibi akan yollar”da, soğuk sulara ulaşsın…
Sonuç olarak; Pütürgeli bir vatandaş olarak, teşekkürler Mikail Başkan… Pütürge’yi ve Pütürgeliyi sevdiğin için!..
Not: Yukarıda bahsettiğim geziyi, önümüzdeki günlerde, “yazı dizisi” halinde yazmayı planlıyorum. Allah Tevfik versin…
KARAMSAR AHVAL ÜZERİNE, BİR KAÇ KELÂM!..
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımdan duymuştum.
Bir grup genç, İstanbul’daki Bakırköy Adliyesi’ne gidip “Bizi neden bu zamanda dünyaya getirdiniz?” diyerek, anne-babaları hakkında “şikayetçi” olmuş..
Şikayet “absürtlüğü”nü tartışacak değilim.
Sağanak şeklinde üzerimize yağan musibetleri görünce, bir yerde gençlere hak vermiyor da değilim.
Düşünsenize; Koronavirüs salgını, depremler, savaşlar ve ekonomik kriz, hepsi arka arkaya geldi.
Üstüne üstlük “idarecilerimizin ihmali”nden kaynaklı, olumsuzlukları da yaşama ihtimalimiz, bardağı taşıran son damla…
ÇOCUKLARIMIZIN HALET-İ RUHİYESİNİ DÜŞÜNEN YOK!..
Hepinizin malumu, önümüzdeki günlerde okullar açılıyor.
Bunun farkında olan, ancak çocukları hazırlamak gibi bir derdi olmayan idarecilerimiz, henüz eğitim için gerekli ortamı hazırlayabilmiş değil.
Okul, “yıkık”. Öğretmen, “bitik”. Öğrenci, kapı gıcırtısına dahi tepki veren “ürkek” bir serçe.
Bir de bunun üzerine okullarımızın hemen yanı başında “ağır hasarlı bina”lar.
Her biri yıkılacağı o “meçhul” günü bekliyor.
Belki yarın, belki yarından da uzak…
Yani eğitim için “karamsar”lık üzerine bir tablo çizilmiş durumda.
Büyük depremleri yaşamış, artçılarıyla hemen her gün sarsılan bu çocuklar, dersliklere doldurulacak ve hemen yan binanın yıkılışını izleyecekler.
Depremi yaşayan, psikolojileri altüst olan ve en ufak bir sarsıntıda ödleri kopan bu nazik ruhlu çocuklara, tekrardan deprem kabusunu yaşatmak, acaba hangi ihmalin sonucudur?
Ve bu ihmalin sorumlusu kim?
FİSKOS MASASI:
- Yeniden Refah Partisi’nde, sicili kirli, kendisi kinli ve adımı mimli kişiler; aday adayı olmayı düşünüyormuş.
- Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmak isteyenlerin stratejisi, Selahattin Gürkan ve Öznur Çalık arasında olası kavgayı, kendileri için fırsata çevirmekmiş…
- İlhan Geçit, Ak Parti’den Battalgazi Belediye Başkanı Adayı olacakmış.
-Selahattin Gürkan’a operasyon çekmek için, bir kadın tutulmuş. Bu kadın, Gürkan’ın korumaları tarafından darp edildiğini iddia edecek ve Selahattin Gürkan’ı zor durumda bırakacakmış.
-Boğaziçi Vakfı -Eski Meşale Vakfı- yerel seçim aday adaylığı sürecinde, Öznur Çalık’ı destekleyecekmiş.
-Geçtiğimiz günlerde Malatya’ya gelen ulusal bir kanalın muhabirliğini yapan Fulya Öztürk, Belediye Başkanlarını arayarak, talimatlar yağdırmış.
-Malatya’da hırsızlık olayları hayli çoğalmış.
-Malatya’ya yeni yapılacak Şire Pazarı’nın adı “Recep Tayyip Erdoğan” olacakmış.
LAF EBESİ:
Siz işinizin hakkını verdikten sonra, bırakın bir kısım zevat kakofonik bir melodiyi seslendirsin. Zira, çatlamış küpten suyun sızması; eşyanın tabiatı gereğidir…
Selam ve dua ile…
Fiemanillah
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Biçare
02-09-2023 19:304 ayda bu iş bitmez ama iyi bir koordinasyonla bir buçuk yılda bitebilir
Mikail Arslan
01-09-2023 13:56Mikail sülük baya methetmissiniz ama puturgeyi doganyolu depremden sonra baştan başa donatan kişi onur caliktir
Bozkurt
30-08-2023 11:28Merkez için plan nerede?Uygulama neden hala başlamadı,yıkımlar neden bu kadar yavaş gitti?Malatya hizmet bekliyor, Keskin samimi olup tribüne degil esas sorunlara eğilmeli..
Taştepe
30-08-2023 11:26Maske takılmalı,vatandaş uyarılmalı
Mlt 44
30-08-2023 11:24İnsanların en hayırlısı;insanlara yararı olandır..Kolluk sağlık ve belediye yetkilileri önlem almalı...Vatandaş ne yapacağını şaşırmış durumda..
Altan Taş
29-08-2023 13:50Murat Bey, tebrikler. Böyle bir yazı ancak usta bir kalemden çıkar. Diğer yandan "Yüzünüze karşı cümle kuramayanlar, arkanızdan kompozisyon yazıyor" Laf ebesi bölümünde çıkarılması gereken çok ders var. Her hafta takipteyiz
Beril
29-08-2023 13:46Murat bey, birbirinden hassas konuları ele almışsınız. Çocuklar bakanların vekillerin dekorları olarak kullanıldı. İki fotoğraf çekildikten sonra herkes dağıldı! Malatya'da zaten eğitim yoktu deprem de tuz biber ekti! Aman eğitim sistemini fazla eleştirmeyeyim şimdi buradan beni FETÖ'cü ilan ederler! Ama baktıkları kadarlar Farkında değiller
Deniz Banu
29-08-2023 13:43Bu dönemde en çok zarar gören çocuklar oldu. Zamanın MEB Bakanı bu konuda hassas davranılacağını ve rehberlik hizmetinin artacağını belirtti. O söz havada kaldı. Neden verilen sözler tutulmuyor? İki çizgi film oynatarak çocuk psikolojisi düzelmez. Bu çocukların travmayı atlatması lazım. Uzman kişilerle konuşması anlatması daha çok paylaşması gerek. Biz aileler de kimi zaman nasıl davranacağımızı bilmiyoruz. Bari verilen sözler tutulsaydı!
Gülcan
29-08-2023 13:40Laf ebesi bölümünüz çok güzel olmuş Murat Bey. Siz yolunuzdan yürüyün, bırakın sizi kıskananlar çatlamış halleriyle türkü arkanızda ıslık çalsınlar..
Ece
29-08-2023 13:38Asbest riski görmezden geliniyor. Yıkım yapılırken sulama zorunlu hale geldi, ama şehir toz duman içinde. Özellikle yıkım sırasında orada bulunan vatandaşlar bu işten nasibini alacak. Daha dün akşam sağanak yağıştan önce fırtına koptu. O sırada evleri toz duman kapladı. Dışarıdaki hava korkunçtu. Allah yardımcımız olsun. Malatya artık yaşanabilecek bir kent değil.
Cüneyt
29-08-2023 13:36Pütürge Belediye Başkanı Mikail Sülük'ün çalışmalarını yakından takip ediyorum Deprem zamanında da ilçesine canla başla sarıldı. İlçede enkazlar kalktı. Vatandaşı ile iç içe olan ve Pütürgelilerin kendisi gibi orada kalmasını hedefleyen nadir insanlardan biri. Nasıl Mikail Başkan Pütürge'de kaldıysa istiyor ki halkı da köyüne sahip çıksın. Bunun için de çalışmalar yapıyor. Ekonomik anlamda yenilikler yapmayı hedefliyor. Çalışmaları duyurduğunuz için de size ayrıca teşekkür ederiz.
Fikret
29-08-2023 13:27Öznur Çalık ekibini yavaş yavaş kuruyor. Belediyedekileri tehdit ediyor. Ben gelirsem… diyor. Bu kadın Malatya’nın yakasından artık düşmeli
Gurbet
29-08-2023 13:25Malatya’da insan canı çok ucuz. Aşağı emeksiz caddesinde ağır hasar almış bir binanın balkonu yıkıldı yıkılacakken bile, Malatya Valisi Hulusi Şahin bunu görmezlikten geldi. Vatandaş ise, o binanın altında bulunan çay ocağının taburelerinde hiç bir şey olmamış gibi çay içiyordu. Anlaşılan Malatya’da vatandaşın canı ucuz. Enflasyon, bir tek ona vurmamış…
Hasan Hüseyin Toktay
28-08-2023 23:15Hayırlı akşamlar diliyorum Kıymetli Dostum
Selim
28-08-2023 18:18Karikatürler çok manidar. Emeğinize sağlık. Dolu dolu bir yazı okudum.
Vural
28-08-2023 18:17Kaleminize sağlık. Malatya'nın sorunları yazmakla da konuşmakla da bitmez.
Serdar
28-08-2023 18:1731 bin binanın 4 ayda yıkılması mümkün değil. Aradan geçen 7 ayda neler yapıldı ki bundan sonra da yapılabilsin. Bunun muhasebesi yapılmalı. Yeni valimiz belli ki tez canlı. Ama sözlerle yapılanlar birbirini tutmayabilir. Bu açıklamanın içi zor dolar diye düşünüyorum. Fıkra olarak anlatılabilir.
Yavuz Selim Aydın
28-08-2023 18:15Malatya'da imkanı olanlar kenti terk etti. İmkanı olmayan da hayat mücadelesine devam ediyor. Yaşamaya çalışıyor. Kentte hala depremin izleri silinmedi. Yıkılacak binalarla birlikte Malatya tamamen tarlaya dönecek. Her yer enkaz. Daha depremin kalıntıları silinmemişken yeniden ayağa kalkmayı konuşmak için çok erken.
Muhammed
28-08-2023 18:13Malatya kaç yıl içerisinde düzelir bilinmez ama kalan insanların da şehri tamamen terk etmesi kaçınılmaz gibi görünüyor. Çünkü Malatya'da yaşam artık çok zor.
Tamer
28-08-2023 17:18Malatya'da kalmak mı zor, gitmek mi zor...Allah herkesin yardımcısı olsun
Gökhan
28-08-2023 17:07Maalesef merkezde İnternet ve telefonlar çekmiyor ve çözüm için hiçkimse bir şey söylemiyor bu kadar boşvermişlik olamaz. Ve bu memleket yaşanması zor bir yer olmaya başladı.