Malatya’daki TOKİ Kısıtlılığı: Sami Er’in Açıklamalarıyla

 DEPREMİN GÖLGESİNDE BİR ŞEHİR VE BEKLENEN İMDADIN GECİKMESİ

Malatya, tarihine tanıklık eden topraklar üzerinde yüzyıllardır “vakar”la duran bir şehir. Ancak son depremler, bu “asil duruş”u derinden sarsarak, hem “fiziksel” hem de “manevi” yaralar açtı.

 Yıkılan evler, hasar gören umutlar ve dağılan hayaller… 

Her biri, Malatyalıların gönlünde derin bir “hicran” olarak yer etti. Devletin şefkatli eli olan TOKİ’den beklenen yardımın “sınırlı kalması”, halkın bu “matem” dolu tabloya bakışında bir “muamma” oluşturdu. 

Peki, bu bekleyişin sebepleri nelerdi? İşte Sami Er, bir dönemin “tanığı” ve şimdinin “umudu”, bu “sualin” izini sürüyor.

YOL HARİTASI: TOKİ’NİN MALATYA İÇİN ÖZEL PLANI

Sami Er, Malatya’da TOKİ tarafından gerçekleştirilen konut projelerinin “sınırlı sayı”da kalmasının ardındaki sebepleri açıklarken, bu durumun basit bir “ihmal” ya da “göz ardı” etme meselesi olmadığını vurguluyor. “Bilâkis,” diyor Er, “bu, Malatya’nın tarihine, dokusuna ve ruhuna duyulan derin bir saygının neticesidir.” 

TOKİ’nin hızı ve kapasitesi mümkün olanın çok ötesinde olsa da, Malatya’nın mahallelerinde, sokaklarında ve evlerinde yaşayan “hafızanın” korunması gerektiğini hatırlatıyor. “Eğer mümkün olsaydı, şehre 30.000 konut kazandırmak TOKİ için mesele teşkil etmezdi. Lâkin, şehrin manevi dokusunu muhafaza etmek bizim için daha mühim bir mevzudur.”

ENGEL VE ÜMİTLERİN DANSI

Sami Er, Malatya’daki inşaat sürecinin “ağırlaşmasına” sebep olan temel meseleleri de açıklığa kavuşturuyor. “Rezerv alanlar”ın karmaşıklığı ve “hukuki süreç”lerin uzaması gibi mevzular, projelerin “hızına” mani oluyor. Fakat, halkın desteği ve birlikteliği ile bu engellerin üstesinden gelinmesi mümkün. “Vatandaşımız bize yardımcı olursa, şehrimizin konut meselesini kısa sürede halletme kudretine sahibiz,” diyor Er, geleceğe dair “umut” dolu bir tablo çiziyor.

KALICI ÇÖZÜMLER VE YENİDEN İNŞA

Sami Er’in “hedefi”, Malatya için “kalıcı” ve “sürdürülebilir” çözümler üretmek. İyileştirme çalışmaları ve iki aşamalı ihale süreçleri, zeminin sağlamlaştırılması gibi adımlar, projenin önündeki “engelleri” aşmada kritik rol oynuyor. “İnşallah, kısa sürede çarşımız ve şehrimiz yeniden can bulacak,” diyerek, Malatya’nın yeniden dirilişine olan inancını ifade ediyor.

SONUÇ: MALATYA’NIN YENİDEN DOĞUŞU

Sami Er’in açıklamaları, Malatya’da TOKİ konut projelerinin sınırlı kalmasının altında yatan “derin” ve “düşünceli” bir planlamanın izlerini taşıyor. Bu planlama, şehrin tarihi “dokusuna” ve “sosyal yapısına” duyulan saygının bir göstergesi. Malatya’nın yeniden inşa süreci, sadece fiziksel bir yapıların yeniden kurulması değil, aynı zamanda “toplumsal hafızanın” ve “manevi bağların” korunması anlamına geliyor. Sami Er ve ekip arkadaşlarının öncülüğünde, Malatya’nın geleceği için atılan adımlar, şehrin yeniden “can” bulmasının ötesinde, halkın “yaralarını sarmayı” ve “umutları yeniden yeşertmeyi” hedefliyor.

Bu süreç, aynı zamanda Malatyalıların “sabrının”, “direncinin” ve topluluk olarak bir araya gelme “gücünün” de bir testi. Engeller, hukuki süreçler ve fiziksel zorluklar aşılabilir görünüyor, ancak bu mücadelede en önemli faktör, “halkın katılımı” ve “destek olması”. Sami Er, “Eğer el ele verirsek, inanıyorum ki, Malatya’yı eski şanına, hatta daha da ötesine taşıyabiliriz,” diyerek, “toplumsal dayanışma”nın önemine vurgu yapıyor.

Sami Er’in vizyonu, Malatya’nın sadece “binaları”nı değil, “ruhu”nu da yeniden inşa etmeyi hedefliyor. Bu süreçte, TOKİ’nin projeleri ve yerel yönetimin çabaları, şehrin dokusunu koruyarak ve halkın ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak ilerliyor. Malatya için planlanan gelecek, sadece daha “güvenli” ve “modern” konutlar değil, aynı zamanda “kültürel miras”ın ve “toplumsal doku”nun da güçlendirilmesini içeriyor.

HÜLASA:
Malatya’da TOKİ konut projelerinin “sınırlı kalması”, üzerinde “derin düşünülmüş”, “şehrin geleceğine yönelik” “umut dolu bir strateji”nin parçası. 

Sami Er’in rehberliğinde, Malatya halkının katkılarıyla ve devletin destekleriyle, şehir, yıkımın ardından yeniden doğuşunun eşiğinde. Bu, sadece bir inşaat projesi değil, aynı zamanda Malatya’nın kalbindeki umudun, direncin ve toplumsal birliğin yeniden inşasıdır.

Selam ve dua ile 
Fiemanillah