Malatya’nın anılmamasının sebebi ne?

“Asrın Felaketi” olarak nitelenen Kahmaranmaraş merkezli depremler sonrası, tüm ülke yardım seferberliğine başladı. Bugüne kadar milyonlarca insan “Benim de bir katkım olsun” diyerek, büyük bir fedakarlık örneği gösterdi. Deprem, toplum olarak bizleri sarstı ama yıkamadı. Birlik ve beraberliğimizi son haddine kadar bütün dünyaya gösterdik. Elhamdulillah… 

Depremlerin olduğu günden bugüne kadar yapıcı eleştiri adına yazılar kaleme aldım. Kamuoyunu bilgilendirirken, yöneticilerimizi uyararak olan ve olması gerekenleri anlattım bu köşeden.

Enkaz altında kalan canlarımızın kurtarılmasında görev alan herkesten Allah razı olsun.

Enkaz altından çıkmış ve bölgemizin soğuğunda yakınlarının da çıkarılmasını bekleyen canlarımıza destek olan herkesten Allah razı olsun.

Depremzedelere su taşıyan, gıda taşıyan, yemek yapan, yemek dağıtan, giysi dağıtan, çadırını kuran, konteynerinin konulacağı araziyi düzelten, çöpünü temizleyen, kısaca depremzedenin eksiklerinin giderilmesi için bir çakıl taşını dahi alıp kenara bırakan herkesten Allah razı olsun.

Kısaca, depremzedenin eli, ayağı, dili ve gözü olan herkesi büyük bir takdirle izliyor, elimizden gelenin en iyisini yapmak gayretiyle, tüm dünyaya duyuruyoruz: Deprem, Türkiye’yi sarstı, yıkamadı. Daha da güçlendirdi. 

Dün gece, ülkemizin hatta dünyanın bile görmediği muhteşem bir yardım kampanyası yapıldı. “Türkiye tek yürek” sloganıyla düzenlenen ve ATV, Fox Tv, Kanal D, Kanal 7, TRT ve Tv 8 kanallarının ortak yayınıyla tüm dünyaya gösterilen yardım kampanyasında, 115 milyar 146 milyon 528 bin TL ve 9 milyon 10 bin adet SMS bağışı yapıldı. Büyük bir rakamdan bahsediyoruz. Yardım yapan herkesten de Allah razı olsun. 

Canlı yayını takip edenlerden biri de bendim. Dikkatimi çeken bir husustan bahsetmek isterim. Canlı yayına bağlanan iş, siyaset ve medya dünyasından insanların yaptıkları yardımları sıraladığını, afet bölgesindeki illeri sıraladıklarını ancak yıkılan bina oranı olarak üçüncü sırada bulunan Malatya’yı anmadıklarını gördüm. Bir Malatyalı olarak, elbette memleketimin ismini gözlerim ve kulaklarım aradı. Bunda, sivil toplum kuruluşlarımız ve siyasilerimizin eksikliğinin olduğunu düşünüyorum. Size bir örnek verecek olursam; “Düne kadar deprem bölgesinde 10 ilin adı anılırdır. Dün bu illerin arasına Elazığ da ilave edildi. Dün Elazığ afet bölgesine dahil edildi. Bunda en büyük pay, oranın sivil toplum kuruluşlarının ve siyasilerinindir. İllerinin yaşadığı afeti çok güzel bir şekilde göz önüne serdiler ve istediklerini aldılar. Lütfen bunu bir kıskançlık olarak görmeyin. Maalesef Malatyamız büyük bir afet yaşadı, yaşadığı bu afeti kimselere anlatamadı" diye düşünüyorum. 
      
Birkaç gün önce Malatya’nın kamu yöneticileriyle ilgili konuya dikkat çekmiştim. Kamuda yönetici olarak görev alanların büyük bir çoğunluğunun şehri terk ettiğini, bir kısmının da koli taşımak ve yemek servisi yapmaktan daha önemli görevlerinin olduğunu hatırlatmıştım. Son günlerde, şehri terk eden ve yazlık mekanlarda “Depremzede”liğin (!)  nimetlerinden faydalanan yöneticilerden bahsediliyor. Bunlar, astronomik rakamlar diye tabir edilen maaşları alan ve şehir için bir fayda sağlaması beklenen insanlar. Asgari ücret alıp da belediyenin temizlik kadrosunda çalışan insanlar da depremzede… Onların da canları enkaz altında kaldı. Onlar da deprem korkusunu iliklerine kadar yaşadı. Onlar da soğuktan tir tir titreyen çocuklarına, battaniye ve sıcak yemek arayışına düştü. Bir yandan aileleri ve kendilerine baktılar diğer yandan da görevlerini yapmaya çalıştılar. Enkazdan can çıkardılar, kendileri gibi depremzede olan insanlara yemek dağıttılar. Kendileri gibi depremzede olanların çöplerini topladılar. (Her biri madalyayı, en büyük taltifi hak ediyor) Onlar hakir görülüp horlanırken, yönetici pozisyonundakilerin bir kısmı kapağı şehir dışına atarak kendini kurtardı. 

Şehirde yaşanan afeti ve sonrasındaki organizasyonları idare etmeleri gerekirken, şehri terk eden ve tatil mekanlarından “depremzede pozları veren” bu zevatın, taltif edilmesi veya cezalandırılması söz konusu olacak mı? Bekleyip göreceğiz.

Selam ve dua ile
Fiemanillah