Malatya'nın Kayısısı Tatlı, Kazıkları Acı!

Malatya deyince akla kayısı mı gelir yoksa kayısı kadar tatlı olmayan fiyatlar mı? İşte Malatya'nın meşhur ikilisi: Altın gibi kayısı, kazık gibi fiyatlar!

İstanbul'da sakal traşı olurken cüzdan 70 lira hafiflerken, Malatya'da "abi yüz lira yeter" deniyor. İşte Malatya'nın kayısısı tatlı, kazıkları bir o kadar acı!

Lokantada, İstanbul'da 100, belki 180 lira ödeyip kalkarken, Malatya'da aynı lezzeti arasan da bulamazsın ama fiyat 250 lira! Kebaplar öyle bir fiyatlandırılmış ki, "acaba kebap değil de, kayısı mı yedik?" diye insan şüpheye düşüyor.

Çorba içmek istersin, üç kafadar sabah çorbası içersin, "mübarek bu çorba hangi aşhane malzemesi?" diye düşünürken hesap eline tutuşturulur: 210 lira. Yani çorbanın içinde altın mı var, yoksa Malatya'nın meşhur kayısı mı kaynatılmış?

Urfa’ya kaç, orada pazar alışverişinin tadını çıkar. Hem cıvıl cıvıl, hem ucuz. Künefe dört kişiye 250 lira. Malatya'da olsa "Bu künefe özel, Urfa'dan ithal edildi" diye bir hikayeyle 500 lira çekerlerdi.

Malatya esnafı, kazıklama sanatında öyle bir ustalaşmış ki, "Kazıklama Olimpiyatları" yapılsa altın madalya kesin bizim olur. Malatya’da alışveriş yapmak, kayısının çekirdeğini çıkarırken parmağını yemek gibi bir şey.

Evet canlar, Malatya'da kazıklanmadan yaşamak için ya esnafın her numarasını bilmek lazım ya da Malatya’nın kayısısını yiyip bu tatlı hatırayla başka diyarlara gitmek. Malatya'nın kayısısı kadar meşhur, kazıkları bir o kadar baharatlı!

Kalın sağlıcakla...