Malatya’nın Ruhunu Kim Çaldı?

Malatya… Ah Malatya! Bir zamanlar tarihin, kültürün ve geleneklerin harmanlandığı bu şehir, 6 Şubat depremiyle sarsıldı. Ama asıl yıkım, depremden sonra başladı. Evet, binalar yıkıldı, canlar gitti ama Malatya’nın ruhu, kimliği, tarihi de yerle bir oldu. Mimarlar Odası Malatya Şube Başkanı Yunus Emre Fidanel, Bİ’KENT dergisine verdiği röportajda bu gerçeği gözler önüne serdi. Fidanel’in söyledikleri, Malatya’nın nasıl bir karanlığa sürüklendiğini açıkça gösteriyor.

Depremden sonra ne oldu? Devlet yetkilileri, belediyeler, siyasiler hemen devreye girdi. Ama ne için? Malatya’nın yaralarını sarmak için mi? Hayır! Rant kokusu aldı başını gitti. Malatya’nın yeniden inşası, adeta siyasi bir tiyatroya dönüştü. Fidanel diyor ki, “Malatya’da yaşanan bu yıkım, sadece fiziksel bir yıkım değil, aynı zamanda şehrin kimliğinin de yok edilmesidir.”

Yeni binalar yükseliyor, evet. Ama bu binaların altında Malatya’nın tarihi, kültürü, kimliği eziliyor. Düşünün, Malatya’nın en önemli tarihi yapıları bir bir yok oluyor, yerlerine ruhsuz beton yığınları dikiliyor. Fidanel, “Bu şehri sadece yeniden inşa etmek yetmez, aynı zamanda geçmişini de yaşatmak zorundayız” diyor. Ama kimin umurunda? Malatya’nın tarihî dokusunu korumak yerine, rant peşinde koşanlar şehri beton denizine çeviriyor.

Peki, Malatya halkı ne yapıyor? Susuyor, izliyor, olan biteni kabulleniyor. Fidanel’in de dediği gibi, Malatya halkı sesini çıkarmazsa, bu yıkımın altında ezilecek. Malatya’nın kaderi, siyasetin ve rantın insafına bırakılmış durumda. Ama Malatya halkı, bu sürecin bir parçası olmalı, sesini yükseltmeli.

Son olarak, Malatya’nın geleceği sadece fiziksel yapıların yenilenmesine değil, aynı zamanda şehrin ruhunun korunmasına bağlı. Ama görünen o ki, bu süreçte Malatya’nın ruhu çalınıyor, kimliği yok ediliyor. Siyasetçilerin tek derdi rant! Malatya’nın ruhu mu? Kimin umurunda! Ya sen Malatya, ne yapıyorsun? Sesini çıkarmazsan, geleceğini kaybedeceksin!

Kalın sağlıcakla.