Mastöb(2)
22 Haziran 2015, Pazartesi 13:2514 Aralık 2009 tarihinde yapılan MASTÖB 3. Olağanüstü Genel Kurulunda Sayın Celal Karahan daveti üzerine Yönetim Kurulu Üyesi olarak Medya Basın Komisyon Başkanı görevinde bulunduğumu, Yönetim Kurulunda görev yaptığımı, Birliğin sağlıklı çalışmadığı ve Sayın Celal Karahan'ın çalışma şeklinden memnun olmadığımız için onunla bir dönem daha görev yapılamayacağı konusunda bazı arkadaşlarımızla görüş birliği içinde olmadığımız için 23 Ekim 2010 tarihinde yapılan Malatya Sivil toplum Örgütleri Birliğinin (MASTÖB) 4. Olağan Kongresine ayrı liste ile çıkmıştık.
23 Ekim 2010 tarihindeki MASTÖB'ün 4. Olağan Kongresinin açılış konuşmasında Sayın Karahan “MASTÖB'ün kuruluş çalışmaları Eski İmar İskan Bakanımız Sayın Ahmet Karaaslan Başkanlığında 2003 yılında başladık ve 2006 yılında da kuruluşumuzu tamamladık ve hazırladığımız tüzüğü Türkiye'nin 81 iline gönderilerek bir örnek teşkil ettik. Karadenizliler, Erzincanlılar, Ardahanlılar ve hatta Adıyamanlılar gibi birçok il bizim tüzüğümüzden faydalanarak kurmuş oldukları Federasyon, Birlik ve Dernekler ile bizden kat ve kat önemli çalışmalar yaptılar, Fakat her nedense biz Malatyalılar her şeyin öncülüğüne yapar sonra da elimizi çeker ve o sivil toplum örgütü de çöker.” diyerek sürdürdüğü konuşmasında; “Ben 9 ay önce yapılan olağanüstü kongre ile göreve geldim, arkadaşlarımla beraber gece gündüz çalışarak önemli çalışmalar yaptım. Bizler, Malatyanın tüm değerlerini kucaklayarak başarılı oluruz. Aksi takdir de başarılı olamayız.” demiş olmasına rağmen;
· Hiçbir uygulamasında MASTÖB tüzüğünü kullanmamış, keyfi davranışlar içinde olmuştur.
· Sicil Kurulunun yapması gereken hazırun listelerini “tek tek ben yaptım, hepsi doğru” diyen Sayın Karahan'ın usulsüz olarak ilave ettiği isimlerle kongre sonucunu 87 - 81 olarak lehine değiştirmiştir.
Kongre sonucunda arkadaşlarla yapmış olduğumuz değerlendirme sonucu bize oy vermiş 81 arkadaşımızın bize olan güvenlerine karşı duymuş olduğumuz sorumlulukla 23 Ekim 2010 tarihinde yapılan Olağan Kongre sonuçlarına itiraz edilmesi kararı verilmiş ve yukarıda bu durumu özetleyen yazımı 04 Kasım 2010 tarihinde açıklamıştım.
Bu açıklamam MalatyaTime Gazetesi başta olmak üzere basınımızda yer alması üzerine Mastöb bu açıklamaya cevap vermek için bir kurul oluşturmuş. Fakat cevap verememişlerdi.
4. Olağan Genel Kurul ile sonrasında da şahsımı bertaraf etmek için hukuksuz yapılan 6. Olağan Genel Kurul iptal edilmiştir. 3'ü benim açtığım dava olmak üzere 4 farklı mahkemenin 4 Hakimi, biri Profesör olmak üzere 5 bilirkişi, İl Dernekler müdürlüğünün 4., 5. ve 6. Genel Kurullara ilişkin 3 denetim heyeti raporları ile yaşanmış DÖRT DÖRTLÜK hukuksuzlukları ve yanlışları www.mastob.org.tr web sitelerinde yer alan 334'ü Gerçek üyeler ve 267'i Tüzel Kuruluş temsilcileri olmak üzere 601 genel kurul katılımcıları adına mı yapmaktalar…?
Umarım aşağıda 5 yıla yakın zamandır dava süresince Mastöb'de yaşananların yer aldığı açıklamalarıma; bu büyük oluşum içinde görev yapan arkadaşlarımızın hukuk içinde olumlu bir cevap vereceklerine yürekten inanmaktayım. Umarın yapılacak genel kurulda cevaplarımızı da buluruz ve 5 yıldır aynı kadronun Kanun dışı çalışmaları ile Mastöb'e hiçbir katkı veremedikleri ortada olan bir gerçek ortada iken yine usulsüz bir genel kurul daha yapmak üzere yola çıkılmaz.
Derneğin 2006 yılındaki kuruluş heyecanın yaşatılması ve yaşanan kırılmaları ortadan kaldırılması için Kuruculardan oluşacak bir yönetim anlayışı ile yola devam edilmesini arzuluyorum.
Aşağıda 10 Haziran 2015 tarihinde Sayın Adil Gevrek'e faks yolu ile (mastöb ve kendi şirketinin faks numaralarına) gönderdiğim açık mektup yer almaktadır.
Ayrıca 23 Ekim 2010 tarihinde yapılan 4. Genel Kurula ilişkin Mahkeme sürecinde yaşananlar ile 7 Ekim 2012 tarihinde yapılan 6. Genel Kurula ilişkin Mahkeme sürecinde yaşanan önemli detaylar aşağıda ilgilerinize sunulmaktadır.
Bilgin Akbal
------------------------------
MASTÖB YÖNETİM KURULU BAŞKANI
SAYIN ADİL GEVREK
BAĞCILAR-İSTANBUL
10 HAZİRAN 2015
Sayın Başkanım;
25 Mayıs 2015 tarihli telefon görüşmemizde Yeni Malatyaspor'umuzun Şampiyonluğunu tebrik ettikten sonra, müsait olduğunuz bir zamanda sizinle görüşme talebimi iletmiştim. Öyle inanıyorum ki yoğun gündeminizden dolayı görüşmemiz gerçekleşememiştir.
Bildiğiniz üzere Mastöb'ün 23 Ekim 2010 tarihinde yapılan Genel Kurulunda ve sonrasında da devam eden usulsüzlükler (Kanun ve Tüzük ihlalleri) sonucu kimsenin arzu etmediğine inandığım ciddi kırılmalar Birliğimizde oldu. Geçen bu 5 yıllık zaman içinde, bu kırılmaları onaracak bir anlayış da maalesef ortaya konulamamıştır.
Önümüzdeki günlerde yapmayı planladığınız Mastöb'ün Genel Kurulu ile arzuladığımız “Birlik ve Beraberliğimizin” yeniden tesisi için; 2004 yılında başlayarak 2006 yılında kuruluşunu gerçekleştiren kurucularımızdan oluşturulacak bir Yönetim Kurulu ile Birliğimizin yapılacak bu genel kurulunu bir bayram sevincine dönüştüreceğine can-ı gönülden inanmaktayım.
Başarılarınıza yenilerini katmanız temennisi ile en kalbi sevgi ve saygılarımı sunarım.
Bilgin AKBAL
Elektrik Yük. Müh.
---------------------------
4. Olağan Genel Kurula İlişkin Mahkeme Aşamaları
· İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü yaptığı denetim sonucu tespit ettiği usulsüzlüklerin düzeltilmesi için Dernek Yönetimine yazılı bildirildiği, kanuna aykırı durumlar için Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusu yapıldığı ve ayrıca Genel Kurulda oy kullanan 35 kişinin kongreden 2 ay sonra Noterden onaylanmış üye kayıt defterlerine yazılmış olduğu, genel kurulun yapıldığı tarihte oy kullanan 35 kişinin derneğin üyesi olmadığı tespit edilerek mahkemelerde konunun takip edileceği bilgisi verilmiş.
· Mahkeme ön incelemesinde davayı kabul ederek Dernekten defterleri, genel kurul tutanakları ve dava dilekçesine cevap vermelerini ister.
· İstenen belgeler ve defterler mahkeme dosyasına konmaz.
· Hakim il dernekler müdürlüğünden gönderilen derneğin genel kuruluna ilişkin denetim raporunun dosyada olduğunu, tarafların cevap vermesini ister.
· 4. Olağan Genel Kuruldaki usulsüzlükler çözülmeden hemen alelacele bir 5. Olağanüstü genel kurul yapılır.
· “Mastöb'ün Mas'ı gitti Top'u kaldı” diyen daha önce sendikacılık yapmış ve bu tür davalı konuları çözdüğünü söyleyen (Genel Kurulun usulsüz yapıldığına ilişkin yazılı itirazlara rağmen) zat başkan olur. “Derneğin mükemmel bir tüzüğü var” diye büyük havalar atanlar. 2 yıllık genel kurul yapılması sürelerini 3 yıla çıkarırlar ve tüzüğün kendi içindeki bütünlüğünü-kimyasını bozarlar. Genel Kuruldaki 2. toplantıya yeter sayıda üye katılmadığından, yeterli sayıya ulaşmak için Genel Kurula katılmayanların yerine sahte imzalar atılır.
· Hukuktan sorumlu yeni tayin edilen Avukat kolları sıvar. “5. olağanüstü genel kurul yaptıklarını ve davacılarında aday olmadığını belirterek (Usulsüzlük yapıldığına ilişkin İtiraz dilekçesi olmadan)” kongre tutanaklarını mahkeme dosyasına koyarlar.
· Fakat 5. Olağanüstü Genel Kurulun usulsüz yapıldığı İl dernekler Müdürlüğünün Denetim raporu ile tespit edilir. Ayrıca bir dava açılmaz.
· Mahkeme bir Profesörü bilirkişi tayin eder. Profesör Raporunda “Dava dosyası ve dosyaya sunulmuş tüm belgeler incelendiğinde, davalı dernek 4. Olağan Genel Kurulu ilanının tüzük ve kanuna uygun bir biçimde yapılmadığını (yapıldığını kanıtlayamadıkları), Genel Kurulda oy kullanan 35 kişinin kongreden 2 ay sonra Noterden onaylanmış üye kayıt defterlerine yazılmış olduğu ve bir kısmının dernek organlarına seçildiği her ne kadar dosyada Üye Kayıt Defteri yoksa da söz konusu denetleme raporuna bu konuda itibar edilmekle, Olağan Genel Kurul toplantısının usulsüz yapıldığı ve iptali gerektiği kanaatine varılmıştır.”görüşünü bildirmiştir.
· Dernek baktı davayı kaybedecek. Hakimin Malatyalı ve davacıların (Davalı taraf Malatyalı değilmiş sanki) hemşerisi olduğunu, tarafsız olmadığını ileri sürerek Şubat 2012 de Reddi Hakim talebinde bulunurlar. Bu arada davacı 4 kişinden üçü davadan çekilir.
Davalı Avukatı aynı zamanda Mastöb'de Hukuktan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı yapan zat 04 Ocak 2013 tarihindeki “Militan Demokrasi Mastöb'ü eline geçirmiştir.” başlıklı röportajında 3 kişiye baskı yaptık, sıkıştırarak feragat etmelerini sağladık. Ama Bilgin Akbal'ı çözmek mümkün değil. Onu vazgeçiremedik. Demiştir.
· Hakim Reddi hakim talebinin gerekçesini Davalı Avukatından sorar. (Kendisinin Yönetim kurulu üyesi olduğunu unutur.) “Efendim Yönetim Kurulu Kararı” der. Hakim de “Reddi Hakim” talebini kanundaki hangi gerekçeye dayandırdıklarını yazılı olarak bildirmesini ister. Fakat Davalılar “Reddi Hakim” talebini kanundaki hangi gerekçeye göre yaptıklarını bildirmezler.
· Hakim, Reddi Hakim talebine ilişkin talebi karara bağlanması için Refik Hakim belirlenmesi ister.
· Talebi karar bağlamak için başka bir mahkeme hakimi atanır ve Davalı tarafın Reddi Hakim talebine ilişkin dosyaya hiçbir delil sunmamaları ve dosyayıda kapsamlı incelemesi sonucutalebin reddine ve talebin kötü niyetle yapılmış olduğuna hükmederek de, kötü niyetli talepten dolayı talepte bulunanlar (Dernek) cezalandırılır.
· Dosya mahkemeye geri geldiğinde, Hakim yeni bir duruşma günü belirler ve taraflara bildirir.
· Dernek Yönetimi bu kez karar duruşmasından 2 gün önceye tüzüğe aykırı olarak 6. Olağan Genel Kurulu yapmak için karar alır ve web sitelerinde genel kurulun yapılacağı ve genel kurula katılacakların listesi yayınlar. Listelerde ismim yoktu.
· Dernek yetkilisini arardım. Dernek yetkilisi disiplin kurulu kararı ile çıkarıldığım bilgisi verdi. Bana herhangi bir bildirimde bulunulmadığı söyledim. Arkasından derneğin hukuktan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Avukat e-posta ile disiplin kurulu kararı ile üyeliğime son verildiği ve genel kurula katılamayacağım gelmememi bildirildi.
· Yönetim Kuruluna ve Denetim Kuruluna ve Sicil Kuruluna ortak yazı yazarak “Kanun ve tüzüğe göre dernek üyeliği sonlandırılanın ilk genel kurulda durumu ile ilgili genel görüşme istediğimi ve bunu yönetim kurulu genel kurul gündemine alma zorunlu olduğunu bildirdim.” Ve ayrıca cep telefonlarına SMS mesajı gönderdim.
· 6. Genel Kurulun yapıldığı gün Disiplin Kurulunun aldığı kararının iptali için genel görüşme açılmasını istedim. Kanunen yerine getirilmesi gereken bu talep yerine getirilmedi.
· Genel Kuruldan 2 gün sonraki Davanın Duruşmasında Dernek Avukatının mahkemeye verdiği yazı ile Bilgin Akbal Disiplin Kurulu kararı ile üyelikten çıkarıldığı ve taraf ehliyeti olmadığından davanın reddini mahkemeden isteyen yazısı ekinde Genel Başkan Bekir Alyüz'ün 25 Mayıs 2012 tarihli İmzasız yazısı ile Bilgin Akbal'ın disiplin kuruluna sevk edildiği, 26 Haziran 2012 tarihli Disiplin Kurulu Başkanı Mustafa Akboğa'nın konuyla ilgili savunma isteğini içeren imzasız yazısı ve daha sonra benim derneği dava etmem ve küçük düşürmem ve ayrıca 19 Haziran 2012 tarihinde Mahkemede görülmek olan davaya katılmam, savunma vermediğim gibi gerekçelerle 11 kişilik disiplin kurulunun isimleri açılmış fakat imzasız olarak “üyelikten çıkarıldığıma oy birliği ile karar verdikleri”ne ilişkin 2 sayfalı yazısı yer almaktaydı. Bu 3 belgede de adları açılmış kişilerin imzası yokken Avukat tarafından “Aslının Aynı” diye mühür basıp imzalanmıştı.
· İmzasın Disiplin Kurulu kararında ismi açılmış Erkan Ulukaya'yı aradım Disiplin Kurulunda üye olduğunu bilmeğini, Kimsenin kendisini konuyla ilgili aramadığını belirtti. Mastöb yönetim kuruluna Ekim 2012 de Beşiktaş noterliliğinden ihtarname göndererek usulsüzlük yapanlar hakkında disiplin kuruluna sevk edilmesini istedi. Fakat geri dönüş olmamıştır. Erkan Ulukaya'nın ihtarnamesi ile ilgili olarak Konu hakkında ayrı ayrı müracat olmasına karşın Ekim 2012 de 6. Genel Kurul sonrası seçilen içinde 3 Avukatın da yer aldığı Disiplin Kurulu da, Denetim Kurulu da herhangi bir işlem yapmamıştır.
· İl Dernekler müdürlüğünün yapmış olduğu denetleme sonucu; 15 Şubat 2012 tarihinde Yönetim Kurulu Kararı ile Disiplin Kuruluna sevk edilişime ilişkin kararları (toplantı yeter sayısı olmadan), Disiplin Kurulunun kararı ile üyeliğime oy birliği ile son verildiğine ilişkin 11 üyenin imzası açılmış 6 imzanın olduğu kararı (Daha önce 2 sayfa olan kararın 1. Sayfası olmadan) ve 20 Nisan 2012 tarihinde Yönetim Kurulu karar defterine yazılmış. Disiplin kurulunun Yönetim Kurulunun toplantı yeter sayısı olmadan disiplin kurulu kararını deftere geçirip imzalamışlar. Toplantı yeter sayıları olmadan karar alamazlar. Diğer taraftan dernek üyeliğinden 20 Nisan 2012 tarihinde çıkarılmış olmama karşın yukarıda da görüleceği üzere Daha önce mahkemeye sunulan Bekir Alyüz'ün ı 25 Mayıs 2012 tarihli Disiplin Kuruluna gönderilen yazısı, Disiplin Kurulu Başkanı Mustafa Akboğa'nın benden savunmamı istediği 26 Haziran 2012 tarihli yazı ve Disiplin Kurulunun kararı (Daha önce mahkeme dosyasına koydukları ve 19 Haziran 2012 deki duruşmaya katıldığım yazılı 1. Sayfa) İmzası olmayan disiplin kurulu üyesi Erkan Ulukaya Disiplin Kurulunda üye olduğunu bilmeğini, Kimsenin kendisini aramadığını ve usulsüzlük yapanlar hakkında işlem yapılarak disiplin kuruluna sevk edilmesini noterden kanalı ile Mastöb yönetim kuruluna gönderdiği ihtarname ve 6. Genel kurulun usulsüz yapıldığına ilişkin divana vermiş olduğum dosya dahil hiçbiri İl Dernekler Müdürlüğünden denetleme yapmak için gelenlere verilmemiştir.
· Mahkeme 4 Olağan Kongrenin İptaline karar verir.
· Davali taraf; Yapmış olduğu hukuksuzlukları sürdürmek için kararı temyiz eder.
· 4. olağan Genel Kurula ilişkin Yargıtay'ın 10 Mart 2014 tarihli ara kararı ile Derneğin defterleri, Yapılmış bütün genel kurul tutanakları, Diğer mahkemelerde görülmekte olan dava dosyalarının kopyaları (Bu tarihte bu davalarda davalı dernek aleyhine karara bağlanmış olup davalı tarafça temyiz edilmiş.), İl dernekler müdürlüğündeki derneğe ait bütün belgelerin dosyaya konulması istemiş.
· Derneğin her iki avukatından ve 16 Kasım 2014 7. Olağanüstü Genel Kurul öncesi ve sonrasında oluşan Dernek yönetimlerden ayrı ayrı istenmesine rağmen dava dosyasına konulmamıştır.
· 16 Kasım 2014 tarihinde yapılan 7. Olağanüstü Genel kurulda Divan heyetine vermiş olduğum dilekçede Genel Kurulun usulsüz yapıldığı, Derneğin sürmekte olduğu davalara ilişkin Hakimler 4. Ve 6 genel kurulların kanunlara uygun yapılmadığından ve üyeliğim ile iligi işlemlerin iptaline hükmettiği, dernek yönetiminin kararları temyiz ettiğini, 4. Genel kurula ilişkin Yargıtay'ın ara kararı ile derneğe ait defterlerin dava dosyasına konulmasını istediğine dair yazı kopyaları verilerek hazırun listelerine ismimin yazılması istendi..
· Tekrar üyeliğe yazılmam için Genel Kurulda karar alındı. Fakat hazırun listelerine adım yazılmadı ve seçimlere katılmam ve oy kullanmam divan tarafından engellendi. İl Dernekler Müdürlüğünden denetim yapılmasını istedim. Yapılan usulsüzleri Dava Konusu Yapmadım.
· Mahkeme tarafından Aralık 2014 sonunda Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulunan davalı Derneğin defterleri teslim edilmediği bilgisi verilmişti.
· Davalı tarafın Avukatı tarafından 20 mart 2015 tarihinde Mahkemeye sunduğu “Davacı Bilgin Akbal hakkında devam eden davalar ile ilgili yapılmış olan temyiz başvurularından vazgeçilmesine ilişkin karar gereğince, işbu temyiz başvurusundan vazgeçiyoruz.” temyiz başvurularını geri çekme talep dilekçesi verilmiş.
· 22 Nisan 2015 tarihli Mahkemenin kesin karar ve 7 Mayıs 2015 kararın davalı tarafça alınmış.
· Genel Kurul çağrısı web sitesinde usulsüz yapılmış. Önceleri hazırun listelerinde adım yer almamış ve tüzüğe göre bana çağrı yapılmamıştır.
6. Olağan Genel Kurula İlişkin Mahkeme Aşamaları
· 2 ayrı dava açılır. Disiplin Kurulu kararının iptali ve 6. Genel Kurulun iptali için.
· Mahkemeler ön incelemesinde davayı kabul ederek, Dernekten defterleri, genel kurul tutanaklarını ve dava dilekçesine cevap vermelerini ister.
· Her iki dava kapsamında İstenen belgeler ve defterler Davalı Dernek ve Avukatı tarafından mahkeme dosyasına konmaz ve dava dilekçesine de cevap verilmez.
· Mahkemeler il dernekler müdürlüğünden denetim yapılmasını ister. Genel kurulun usule uygun yapılmadığına dair görüş bildirilir.
· Her iki mahkemede bilirkişiler tayin eder. Bilirkişi raporları disiplin kurulu kararının ve genel kurul kararlarının iptal edilmesi yönünde karar verilebileceği görüşünü bildirir. Mahkemelerde de bu yönde karar alır.
· Davalı Avukatı aynı zamanda Disiplin Kurulu üyesi olan Hasan Kocabey her iki mahkemenin kararın da temyiz eder.