Melankolik Siyaset
19 Nisan 2025, Cumartesi 00:05
Duygusal bir milletiz vesselam.
Nitekim Türkiye'nin son yüzyılına duygusal yürütülen siyaset damgasını vurmuştur.
Monarşiden döndüğümüzden bu yana, Türk siyasal yaşamını kuşatan sağ ve sol iki ana dal, duygusal siyaset-hayal kırıklığı- otoriterleşme denkleminden ne kendilerini ne de toplumu kurtaramamıştır.
"Yeter!söz milletin" diye yola çıkıp kendine özgü bir millet arayışı içine giren Demokrat Parti geleneği ile, milleti kendi bildiği üst bir değere bağlamak gayreti içinde olan Halk Partisi geleneği yakamızı bir türlü bırakmıyor. Dikkat ederseniz siyasi yelpazenin her iki kanadı da aslında aynı tarz siyaset yapmaktadırlar.
Her defasında aynı şeyi yaşamamanın tek yolu, kişi/lider/dava odaklı siyasetten "hukuk devletine" dönüşmektir. Dikkat ediniz, bundan kastım hukuku olan devlet değil, "Hukuk devleti" dir. Zira en vahşi topluluğun bile kendine özgü bir hukuku bulunur.
Hukuk devleti, tüm ideolojilerin, kişilerin, inançların üstünde yer alan, herkes için bağlayıcı rasyonel bir adalet anlayışını ve kurumsallaşmayı içerir. Bunu başaramadığımız sürece patinaja düşmekten kendimizi kurtaramayız. Ayrıca, hukuk devleti talebi Türk siyasal yaşamındaki modernleşme serüveni gibi yukarıdan aşağı olmaz, aşağıdan yukarı olmalı.
Her zamanın bir hükmü vardır. Artık insanlık yaşam tarzı, talepler ve ihtiyaçlar noktasında tek bir milletmiş gibi normatif bir yapıya doğru daha hızlı biçimde evrilmektedir. Bunu görmeli ve tarihin doğru yerinde durmak için "kasabalı siyaset" anlayışını geride bırakmalıyız.
Bence toplum bu noktaya gelmekle birlikte, siyasilerimiz eski alışkanlıklarından kendini kurtaramadığından talep ve arz arasındaki büyük uyumsuzluk sandığa her defasında arayış, kararsızlık ve tatminsizlik biçiminde yansımaktadır.
İç siyasetteki bu dalgalanma maalesef dış politikada da kendini gösteriyor. Osmanlının son döneminde İslamcılık-Osmanlıcılık-Türkçülük şeklinde tecrübe ettiğimiz ve gerçek yaşamda karşılığını bulamayan bu duygusal siyasi dalgalanma son yıllardaki Suriye, Mısır, Filistin, Libya ve Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri ile olan yakın çevre siyasetimizi de etkilemiş durumda.
Reel politikaya uygun olmayan ve duygudaşlık taşımayan bu siyasi perspektif, hem maddi kaynaklarımızın, hem de hissiyatımızın israfına neden olmaktadır. Her defasında büyük ülkülerle yola çıkıp, büyük laflar edip günün sonunda hayal kırıklığı ile son bulan bir melankoli bu kez kendini Orta Asya’da gösterdi. Türk devletlerinin Güney Kıbrıs Rum yönetimini tanımaları karşısındaki şaşkınlığımızı kast ediyorum.
Fıkıhta azimet hususi, ruhsat ise umumidir. Yani herkes özel yaşamında dindarlıkta istediği gibi derinleşebilir fakat toplumla ilişkilerde genişlik esastır. Aynen bunun gibi ensar/muhacir, ümmet bilinci ya da Türklük gibi duygular ruh dünyamızı zenginleştirebilir, fakat dış politikada gözümüzü kör etmemeli. Tarihte yaşadıkları ağır travmalar nedeniyle günümüzde kendilerini pragmatik davranmaya mecbur gören diğer Müslüman ve Türk devletlerine karşı küsmemek lazım. Tashihe ihtiyaç duyan, şimdilik biziz.
Eğer gerçek anlamda birilerine faydalı olmak istiyorsak önce evimizin içini düzeltmemiz, kendimizi sadece belli konularda değil, her konuda tahkim etmemiz gerekiyor. Hani uçak yolculuğunda derler ya, acil bir durum halinde maskeyi çocuğunuza değil, evvela kendinize takın aksi halde kimseye bir yardımınız olmaz diye. İşte o misal.
Filistin siyasetimizin bir sonuca ulaşmaması aslında Filistinlilere değil Filistinlilerin sadece belli bir kısmını temsil eden Hamas’a verdiğimiz destek nedeniyledir. Bugün Hamas’a Filistin’de bile tepki varken, basın seçici davranarak bize hikayenin sadece belli bir kısmını anlatıyor. Aynı şekilde Mısırda İhvan’ı kucakladık fakat İhvan’ın tüm Mısırı temsil etmediğini göz ardı ettik. Orta Asya Türk devletleri ile aynı etnik kökenden geliyor olabiliriz, ama aynı koşullarda yaşamıyoruz. Suriye ile ilgili hayallerimiz, planlarımız olabilir ama gözümüzün gördüğü ile elimizin ulaşabildiği aynı şey değil maalesef.
Hülasa, önce 780 bin kilometre kare.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.