Melet Deresi

 



Bazıları ona “ melek deresi" diyor!
Hayır, onun adı Urartulardan gelir ve “ bal deresi “ anlamındadır. 
Kim bilir belki de dere boyunca uzanan sarp kayalıkların göğsünde bal arılarının orada koloni kurmasıdır! 
Orada “ arı kayalıkları “ denilen bir yer de vardır!
Melet Deresi etrafında hiçbir yerleşim biriminin olmadığı ve bu nedenle kirliliğe maruz kalmayan ender bir deredir!
Asıpınar Dağı'nın eteklerindeki kar sularının gelip asıl ana kaynak olan “ Fatma Pınarı “ ile birleşmesiyle güçlenerek Eskiköyün kuzeyinden, Karahasan Dağı'nın güneyi arasında derin bir vadide akarak yolculuğunu Sultansuyu ile birleştirir ve oradan Tohma Çayı'na, nihayetinde Fırat Nehri'nin göğsüne düşerek yolculuğunu tamamlar; artık gerisi Fırat'a emanettir!
Melet Deresi'nin kendisine has bir tarihi dokusu vardır ve burada kimi medeniyetlerin izini görmek mümkün!
Derenin kendine has kaya sazanı denilen tatlı su balığı vardır ve doğal alabalık lezzetindedir!
Melengiç ağaçları, yaban incirleri, böğürtlenler ve üzüm asmaları buranın en güzel lezzet çeşitlilikleridir!
Dere boyu kınalı kekliklerin, yabani dağ keçilerinin doğal yaşam alanlarıdır!
Aktığı vadinin her iki yamacı meşeliklerle kaplıdır ve ayrıca bir çok endemik bitki türü de vardır!
Dünyada orjini sadece burada olan ve korumaya alınan sarı kantaron otunun da bu alanda olduğunu belirtmek isterim!
Şimdilerde bu dereye gölet, ya da baraj yapılacağı ve ihalesinin de yapıldığı iddiaları var!
Umarım böyle bir şey yoktur ve bir çok canlı türünü yok edecek böylesi bir projenin detayları kamuoyuna açıklanır ve konu hakkında bilgi sahibi oluruz!
Bu barajın ve göletin hangi noktada tutulması çok önemli!
Derenin Suçatı Köyü'ne yakın bölümde tutulması pek zarar vermeyebilir! Ancak daha üst taraflar bu kadim dere için felaket olur!
Suyun dolanımı çevre için son derece hayati önem arz eder!
Her canlının yaşam hakkını gözetmek zorundayız ve insan olarak bunda en büyük sorumlu da biziz.

Hüseyin ŞAHVERDİ