Meşale’nin Gölgesi: Divan mı Gerçek?
23 Ekim 2024, Çarşamba 13:34Malatya’da 90’ların başında sessiz sedasız bir hareket filizlendi. Çay ocağı köşelerinde, öğrencilerin sohbetlerinde ve idealist tartışmaların ortasında bir fikir platformu doğdu: Meşale. Bu platform, ilk günlerinde, Malatya’nın köylü, gariban ve inançlı gençlerini bir araya getirdi. Bir amaç vardı; öğrenmek, gelişmek ve bu bilgiyi topluma aktarmak. Zamanla, bu hareket büyüdü, güç kazandı ve “Meşale Derneği” adı altında daha resmi bir kimliğe büründü. Bugün Malatya’nın bürokratlarının, siyasetçilerinin ve akademisyenlerinin birçoğu bu köklü derneğin ışığı altında yetişti.
Fakat yıllar geçtikçe, bu ışığın parlaklığı sönmeye başladı. Meşale’nin saf, idealist ruhunu paylaşanlar azalırken, bu hareketin meyvesini yemek isteyen bazı kişiler ön plana çıkmaya başladı. Özellikle bazı yüksek makamlarda bulunanlar, Meşale’nin verdiği eğitimi ve felsefeyi bir fırsat olarak gördü. Onlar için bu yapı, kişisel çıkarlarını gerçekleştirebilecekleri bir basamaktı. Ve derken, Meşale’nin adını gölgede bırakan başka bir oluşum doğdu: “Divan ve Bilim, Kültür ve Sanat Derneği.”
Bu dernek, Meşale’nin bir devamı gibi gözükse de, aslında bambaşka bir niyet taşıyordu. Divan, kentin kaderine gizli kararlar alarak yön vermeye çalışan bir güç merkezi haline geldi. Resmi olarak 2023’te kapanmış olsa da, Divan’ın gölgesinde saklananlar hala Malatya’nın siyasi ve idari mekanizmalarını etkilemeye devam ediyor. Şehrin politik gündemini belirleyen, kapalı kapılar ardında alınan kararlar, çoğu zaman halkın iradesinden çok uzakta kalıyor.
Bugün birçok kişi, Meşale’yi suçluyor. Şehrin karşılaştığı sorunların kaynağını bu köklü dernekte arıyor. Ancak gerçek şu ki, Meşale’nin adı kullanılarak bir grup, şehrin yönetiminde gizli bir rol oynuyor. Onlar, Meşale’nin mirasını kişisel çıkarlarına göre şekillendirenler. Resmi makamlarla çok içli dışlı olmadan, perde arkasından Malatya’nın kaderini belirlemeye çalışan bu kişiler, her başarısızlığın suçunu Meşale’ye yıkmakta tereddüt etmiyor.
Şehrin büyük kararlarında bu gizli ellerin etkisini görmek mümkün. Belli ki bazıları, koltuklarında kalmak ya da güçlerini korumak için bu eski oluşumun adını kullanmaya devam ediyor. Şimdi sorulması gereken soru şu: Malatya’nın geleceğini bu gizli yapıların elinde mi bırakacağız, yoksa gerçek meşaleyi yakanların safında mı duracağız?
Eğer bu şehirde bir değişim olacaksa, sadece geçmişin ışığını taşıyan değil, o ışığı adil ve samimi bir şekilde yaymak isteyen insanlarla olacak. Aksi takdirde, kararlar alındığında arka plandaki gerçek yüzler hep gizli kalmaya devam edecek.
Kalın sağlıcakla
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Divansever arkadasa
24-10-2024 11:26Yazarın yazdığı yazıda ben yanlış göremedim. Divancilardan belediye başkanlari çıktı, bugün bir divancinin genel sekreter adayı olarak adı geçiyor. Dün Esenlik şirketinin iştiraki Epak vardı başındaki divanci degilmiydi, Yeşilyurt işgem müdürleri, belediye başkan yardımcıları hepsi divanci...Dün üniversitede kim varsa vahabilik yapan, bu devlete hizmet edilmez diyen, cuma namazına gitmeyen...Yok Allah rızası için çalışmışlar...
Divansever Fert
23-10-2024 23:19Yazınız müstear isminizle çelişen bir yazı olmuş. Keşke müstear isim olarak Abdullah bin Ubeyy ismini seçse idiniz. Zira yazınız memlekette boğazından zerre haram geçirmemek için özen gösteren, reklam, güç, siyaset derdinde olmayan, kendi piarı için kamu kaynağı kullanmayan, akrabası yakını vs yi haksızca kamuya sokmayan ve görev istememeyi ilke edinen kendilerine görev verildiğinde hesabının hem ahiret hemde dünyada zor olacağını bilen dürüst insanları maalesef töhmet altında bırakmak için yazılmış. Yazınızı İslamın pak isimlerini kullanmadan sıradan müstear isimlerle yazın lütfen. Zira adaleti olmayan, ahlakı olmayan, vicdanı olmayan insanların iftirası ve hakareti bu insanlara batmaz. Sizinki de batmaz. Ama sizin kullandığınız dini motiflerden ötürü olur ki biri dine , dindarlara soğursa buna inanın en çok iftira attığınız bu dürüst adamalar üzülür. Yoksa kulun alkışı değil Allahın rızası olduktan sonra yazılan söylenen tırıs gelir vırıs gider bu adamlara. Bahsettiğiniz divan bilim kültür sanat derneğinin kapanmadan önce bilim kültür ve sanat dışında bir derdi olmadı. Yazıyı okuyunca çok güldüm. Divanın yaz programlarına katılmış biri olarak vicdanen bunu yazma gereği duydum. Yazınızda bahsi geçen diğer STK ile ise ne direk ne dolaylı hiç ilişkisi yoktu öyle şehir vs ile ilgili bir plan vs ise hiç görmedim. Zaten bilinen bir STK da değildi. Güç devşirmek isteseler bayağıda bilinebilirlerdi. Özetle memlekette dürüst kalmış birkaç idareciye de böyle yazılar ile zarar vermeyin. Keşke zararınız bir tek bu adamlara olsa. Asıl zararı Malatya görüyor. Keşke kendi küçük menfaatlerimiz için Malatya’nın büyük menfaatlerini hiç saymasak. Anlarsanız tabii…
Malatya sevdalısı
23-10-2024 18:20Evet bu adı geçen denek meşale yakınlığı gözüksede bilinmeyen bir yere bir amaca hizmet ettiği kuşkusuz.Çünkü kültürel hiç bir faliyeti yok.Gizemli bir yapı, kamu kurumlarına yerleştirilmeyi amaç edinmiş ve yasal boşlukları yada hülle yöntemlerini iyi kullanarak hiyarerşiyi ve liyakati yok etmişlerdir.bunların devletçe iyi takip edilmesi gerekir.
Malatya sevdalısı
23-10-2024 18:19Evet bu adı geçen denek meşale yakınlığı gözüksede bilinmeyen bir yere bir amaca hizmet ettiği kuşkusuz.Çünkü kültürel hiç bir faliyeti yok.Gizemli bir yapı, kamu kurumlarına yerleştirilmeyi amaç edinmiş ve yasal boşlukları yada hülle yöntemlerini iyi kullanarak hiyarerşiyi ve liyakati yok etmişlerdir.bunların devletçe iyi takip edilmesi gerekir.
Ramazan
23-10-2024 18:1090 karda meşale derneğini kuran/ kurduranlar vahabiydi. Sonrasında divan derneğini kurduranlarda. Milli görüşun çekirdeğinde var bu vahabiler. sosyal doku, Furkan vs.derneklerde de. Malatyada 90 larda ortaya çıkan alimlerde hep bu filizlerden abdurahmanlar, ramazanlar, kayanlar vs. Suud kralı ne istedilerse yaptı. Bunlarda kral ne istediyse...
Uras
23-10-2024 13:54Bu topluluklar işin sonunda hep çıkar odağı oluyor.. Malatya yine Meşale grubunun tesir vaziyetinde.. Yani mesele benim adamım deyip etki alanı oluşturmakta...