Mülki amirler, organizasyon için çalışsınlar!..

“Asrın felaketi” olarak nitelendirilen Kahramanmaraş depremi sonrasının planlamasıyla ilgili acizane bir kaç kelam etmek isterim. Hatırlanacağı üzere daha önce de bazı tespit ve tavsiyelerim olmuştu.
Depremde zarar görmüş kardeşleri için tüm Türkiye, birlik-beraberlik içnde elinden geleni yapıyor. Kimi nakdi yardım yapıyor, kimisi ayni… Kimisi koli taşıyor, kimisi enkaz altındaki cana can katmanın derdine düşüyor. Acizane bizler de elimizden geldiğince en iyi bildiğimiz işi, yani gazeteciliği yapma gayretindeyiz. Toplumu bilgilendirme, yöneticileri de teşvik ve yol gösterme görevini yerine getirimeye çalışıyoruz. Yol göstermeyi “herseyin iyisini ben bilirim” şeklinde bir ukalalıkla değil, sahadan aldığımız bilgiler doğrultusunda kırmadan incitmeden yapmaya gayret gösteriyoruz. 

BARINMA VE ISINMA İHTİYACI, ÖNCELİĞİMİZ OLMALI!..

Yıkılan şehirlerin yeniden imarı adına atılması gereken adımların planlamasını elbette ülkemizi yönetenler daha iyi bilecektir. Acizane biz de, “Şu şöyle olsa daha şık olurdu” “Bu böyle daha güzel olurdu” tarzında bir kaç kelam edelim. Öncelikle deprem sahasında gördüğümüz bir fazlalığı tekraren dile getirmek isteriz. Yapılan ayni yardımlar yani gıda, ilaç ve giyecek yardımlarının toplanması ve dağıtımında bir organizasyon eksikliği olduğu kanaatindeyim. Şöyle ki; Gelen giysi yardımlarına bölge halkı doymuş durumda. Belki köylerle ilgili çalışmalarda kullanılabilir. 

HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI SONRASI…

Ayrıca depremzedelerin yemek sıkıntısı çekmediğini de söyleyebiliriz. Tabii bu sözlerimiz, yardımların kesilmesini istemek şeklinde yorumlanmasın. Daha orantılı bir şekilde bölgeye ulaştırılsın diye söylüyorum. Barınma ve ısınmayla ilgili yardımlar da yavaş yavaş rayına oturuyor gibi. Hasar tespit çalışmaları sonrası evi hasar almayan vatandaşlara evlerine girebilecekleri yönünde tavsiyeler de yapılıyor. Hasar alamamış binaların elektrikleri de talepler doğrultusunda verilmeye başlandı.

KAMU PERSONELİ VE YÖNETİCİLERİNİN DURUMU!..

Bölgeden dikkatimi çeken bir başka husus da; bölgedeki kamu personelinin de mümkün olanlarının görev başı yapması sağlanmalı. Bölge insanı, özellikle kamuda amir konumundaki kişilerin ellerinde kolilerle, sularla veya tencere başında yemek dağıtımında görmek istemiyor. Onların işi kamuyu yönetmek olduğuna göre, daha vasıflı işlerde kullanılmalılar. Bu teklifi, yapılan işi hakir gördüğüm için değil, bölgedeki binlerce gönüllü zaten o işi layık-ı veçhiyle yapacaktır. 

YENİ CAMİ ENKAZINA DOKUNULMASIN!..

Son söz olarak, acizane bir teklifim daha, merkezde bulunan Yeni Cami’nin enkazına mümkün mertebe dokunulmaması yönündedir.Yeni Cami enkazı, deprem bilincinin kazanılması adına bir ibret vesikası olarak şehrin tam merkezinde duruyor. Bu enkaza dokunulmayıp, etrafında bir şerit oluşturulursa, gelecek nesellere ibretlik bir anıt olarak bırakılmış olur. Böylece, etrafı depremle alakalı bilinçlendirme çalışmalarıyla donatılır ve gelecek nesillere, Malatya’nın tarihiyle ilgili bir anıt bırakılmış olur. Büyük bir toplumun yaşadığı büyük travmanın anıtı!..