Müzik Yapımcısı Baba-Oğul Şevket ve Şahin Özer

Malatya-Sümer Ortaokulundan mezun olduktan sonra Diyarbakır Sağlık Koleji sınavını kazanmıştım. Okulumuz yatılıydı. Diyarbakır Sağlık kolejinde okurken 2. Sınıftan 3. Sınıfa geçtiğimiz yıl okulumuzun kız sağlık kolejine dönüştürülmesi nedeniyle biz erkek öğrencileri Haydarpaşa Sağlık Kolejine naklettiler. İstanbul’u göreceğim, son iki yılımı orada geçireceğim için çok sevinmiştim. 

1966 yılında İstanbul da okumaya başladım. Okulumuz Haydarpaşa köprüsünün hemen başındaydı. Okulumuzun yanından Anadolu’ya uzanan tren yolları geçiyordu. Malatya’dan uzakta gurbette olsam da Emine bibimin oğlu Şevket Özer’in de orada olması benim için manevi bir güçtü.

Şevket abim; Halıcılık ve halı ipleri boyamasıyla uğraşan, Malatya’nın “Boyacılar” olarak tanınan, saygın bir ailesi olan Mahmut Özer eniştem ve Emine Bibimin 6 evladından en büyükleri olanıdır. Genç yaşlarında gurbete çıkmış ve İstanbul’a yerleşmiştir. 

Şevket abimin Sirkeci’deki Büyük Postanenin karşısında küçük bir dükkânı vardı. Hatırladığım kadarıyla bono alım satım işiyle uğraşıyordu. Sonradan Mahmutpaşa çarsında büyük bir plakçı-kasetçi dükkanı açmıştı. Raflar çeşitli sanatçıların kasetleriyle doluydu. Dükkana her uğradığımda bol bol sohbet ederdik. Malatya’dan havadis sorardı. Vedalaşırken de az çok demez elime biraz harçlık tutuştururdu. Bir öğrenci için bu mutluluk veren bir durumdu.

Bir bayram tatiliydi. Şevket abimin Lalelideki evine bayramlaşmaya gitmiştim. Evleri Laleli Camisinin yakınlarındaydı. Şevket abim ve yengem evdeydi. Bayramlaştık. Yengem bana bir mendil hediye etti. Tam hatırlayamıyorum ama sanırım arasında bayram harçlığı da vardı. Oğlu Şahin evde yoktu. Şahin’in nerede olduğunu sorduğumda Şevket abim: 

“Şahin boks antrenmanına gidiyor. Bu gün de antrenmanı var”  dedi ve şu olayı anlattı: “Şahin bir gün antrenman sonrası eve dönerken yolda birkaç serseri çocuk yolunu kesip sataşmaya başlamışlar. Şahin de ‘ben boksörüm çekilin yolumdan, sonra karışmam’ demiş.
 (Boksörlerin böyle durumlarda boksör olduğunu söyleyip uyarması gerekiyormuş.) 

Çocuklar bu uyarıyı dinlemeyince Şahin onlara bir girişmiş. Çocuklar neye uğradıklarına şaşırıp kaçışmaya başlamışlar” dedi. 

O bayram ziyaretimi ve o mendili hiç unutmam. Sanırım bende mendil taşıma alışkanlığı da o zamanlar başladı. 58 yıldır pantolonumun arka cebinde mendilim hiç eksik olmadı.

1968 Yılında okuldan mezun olup Anadolu’nun çeşitli yerlerinde görev yapmaya başlayınca Şevket abimle bir daha görüşemez olduk. Ama kendisinin de bir 45’lik plak çıkardığını ve okuduğu “İdam sehpası-Bülbülün feryadı” türkülerinin beğenildiğini ayrıca bir Türk filminde de rol aldığını duydum.

Rahmetli Emekli öğretmen ve yazar Lütfi Gülşen amcam. Pütürgeli TRT ses sanatçısı Bahattin Turan’ın yaşamını anlattığı bir kitap yazmıştı. Bahattin Turan bu kitabında, ilk kasetini Şevket Özer’in çıkarttığını şöyle anlatmıştı:

“Bir gün Aksaray’da terzi bir dostumun aracılığıyla o zamanın ünlü plak yapımcısı, Batı Plak sahibi Şevket Özer ile tanışmıştım. Günümüz plakçılarından Şahin Özer’in babası…

Şevket Özer sazımı, sesimi çok beğenmişti:

-Bahattin; sazını, türkülerini çok beğendim. Çok sanatçı geldi geçti buradan. Senin sazın, çalışın, türkülerin, içtenlikli, duyarak söylemen onlarınkine benzemiyor. Geldiğine sevindim. Sana kaset yapalım, beğenileceğini düşünüyorum demişti.

1978 yılındaki bu tanışma ve konuşma sonunda ilk kasetimi yapmıştı.

İyi bir plakçı olan Sayın Şevket özer, ilk kasetimle beni onurlandırmıştı. İyilikleri sürüyordu. Bir evini bize ayırmıştı. Ücretsiz olarak, Malatya’dan gelen iki arkadaşla bu evde kalıyorduk. Bunlardan birisi köyden arkadaşım Bayram Çelebi’ydi. O da bağlama çalar, türkü söylerdi. Artık rahat etmiştik. Lütfi Baba:

-Sevgili yeğenimin iyilikleriyle göğsüm kabardı.  Batı Plak sahibi Şevket, ablamın oğlu. Şahin de onun sevgili oğludur. Eniştem de Pütürgeliydi. Halıcı pazarının başındaki boyacı dükkanında, köylülerin iplerini, yünlerini boyardı. Bir Malatya, bir Boyacı Mahmut… Onun üstüne boyacı yok. Ot köklerinden yaptığı boyalarla boyadığı iplerle dokunan halılar, kilimler hiç solmazdı. Yüze gülerdi.

Soy ağacını iyi bir araştır Bahattin... Akraba çıkabiliriz.

-Şevket Özer, bana abilik, babalık yapmıştı. Onun iyilikleri, insanlığı unutulacak gibi değildi. Bana bir gün:

-Bahattin, kasetlerin iyi gidiyor. Beğenildi. Ne düşünüyorum, biliyor musun? Bir de Longplay’in, uzunçaların olsun diyorum, demiş ve beni Taç Plak sahibine götürmüştü. Taç Plakla anlaşma yapıp bir uzunçalar (longplay) çıkarmıştım.

Aradan uzun yıllar geçtikten sonra bir sanatçının anılarında güzel bir yer edinmek, minnet duygularıyla anılmak, Şevket Özer’in ne denli insancıl ve fedakâr olduğunun bir göstergesiydi.

Zamanla çekirdekten yetişen oğlu Şahin Özer babasının yerini almış, baba mesleğini sürdürmüş, hatta daha da ileriye götürmüştür. Askerliğini yaptıktan sonra İngiltere ve Amerika’da prodüktörlük eğitimi almıştır. Her işte olduğu gibi bu işte de eğitimin çok önemli olduğu bilinciyle kendini geliştirmiştir. Sanatçı neler yaşar, nasıl kendini geliştirmelidir, krizler nasıl yönetilir, hep bunları eğitimlerde öğrenmiştir.

 Sonra 1983 yılında, Unkapanı’nda “Şahin Özer Müzik Yapım A.Ş.” firmasını kurmuş ve Müzik Yapımcısı Şahin Özer olarak tüm Türkiye’de ünlenmiştir.

1985 yılında Dünya Müzik Yapımcıları Konfederasyonu üyesi olmuş ve böylece ülkemizi uluslararası platformlarda da temsil etme şansını elde etmiştir. Bizim sektörde de böyle bir ihtiyaç olduğunu fark ettiği için 1992 yılında Müyap’ı kurmuş, sonra da başkanlığına seçilmiştir. Sanatçı ve yapımcı telif hakları konusunda çalışmalar ve TV. Programları yapmıştır. Halen birçok yerli ve uluslararası dernek ve konfederasyonda aktif olarak çalışmaktadır.

Şahin Özer 1980-1990’lı yıllarda Türk Pop müziğine birçok sanatçı kazandırmıştır.
Cengiz Kurtoğlu, Arif Susam, Fatih Kısaparmak, Yonca Evcimik, Mustafa Sandal, Deniz Seki, Davut Güloğlu, Gökhan Özen, Emel Müftüoğlu, Ozan Orhon, Güllü, Naşide Göktürk, Ahmet Şafak, Murat Başaran, Erdinç Erişmiş, Harun Kolçak, Tarık 
Mengüç, Bülent Serttaş, Oya-Bora, Ferda Anıl Yarkın ve daha birçok ünlüyü Türk müzik piyasasına kazandırmış ve halen birçok yeni sanatçıyı da kazandırmaya devam etmektedir.
 Şahin Özer; Mualla Özer ile evli olup, biri radyoculuk yapan Fatih Özer ve küçük oğlu Şahin Özer olmak üzere iki oğlundan başka Burcu ile Deniz adında iki kız babasıdır.

Şahin Özer’e başarılı çalışmalarının devamını ve esenlikler, babası Şevket Özer ve annesine de rahmet diliyorum.