Namık Gören'in Dayanak Noktası!..

-“Namık Gören’in göreve getirilmesi meselesini” nasıl okumalıyız veya yorumlamalıyız?

-Namık Gören’i “bu göreve layık görmeyenler” kimler? 

-Gören, kimin desteğini arkasına aldı?

-Namık Gören’in göreve gelmesiyle kimler “mağlup” oldu?

-“Öznur Çalık” nasıl ve neden yok sayıldı?
 
-Doğanyol’daki başarının “mimarı” kim?..
 
-“Öznur Çalık’ın” öne çıkan başarısından bahsettim.

-Bakanlık, bakan yardımcılığı ve genel başkan yardımcılığı gibi bir ‘taltiften’ Malatya mahrum kaldı. Bunun sebebi nedir?

-AK Parti MKYK üyesi ve Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci’yle, “deprem muhteviyatlı” röportajımda neler var?

-Malatya’nın siyaseti, “neden” Malatyalılar tarafından dizayn edilmiyor?

-Kimler sabrımızı sınıyor?

-Çilekeş Malatyalılara neden “ceza” kesiyor!

-Binlerce depremzededen biri olan Cemile Öz’ün sıkıntısı yürekleri dağlıyor!
 
-Tedbir almayı akıl edemiyor musunuz?
 
-Hasarlı binaların yıkımının yapılması için, neyi bekliyorsunuz?
 
-Fiskos Masası’nda ne var?

-Haftanın karikatüründe ne var?

***

Malum olduğu üzere, Ak Parti Malatya İl Başkanlığı görevine, Avukat Namık Gören getirildi. Dün “Namık Gören’in bu göreve getirilmesi meselesini nasıl okumalıyız veya yorumlamalıyız?” şeklinde bir sualle karşılaştım. Sualin cevabını acizane “cevaplamaya” çalışarak, bugünkü yazıma başlamak istiyorum. 

Evvela, Namık Gören’i “bu göreve layık görmeyenler”in “insafsızlık” yaptıklarını belirtmek isterim. Önceki il başkanı İhsan Koca, görevini “layıkıyla” yerine getirmedi ki; daha “nitelikli”, “entelektüel”, “halk adamı”, “dirayetli”, “cesur” ve “vizyoner” bir başkan beklentimiz olsun. Namık Gören, İhsan Koca’nın “öğrencisi” ve mevcutlar içerisindeki, “En iyisi…” ya da, “Eldeki malzeme bu” diyebileceğimiz bir konumda…

Hatırlarsanız; Arşimet’in “Bana bir dayanak noktası verin, Dünya’yı yerinden oynatayım” şeklinde meşhur bir sözü vardır. Namık Gören de bütün hesapları, “altüst edecek” bir noktaya dayamış kendisini. İnsan, siyasi tecrübesiyle “mücerreb” bir geçmişe sahip Öznur Çalık gibi birini arkasına alırsa, yansıması da “Siyaseten level atlamak” şeklinde tezahür eder.

Keza, Namık Gören aslen Pütürgeli. Pütürgeliler ise bir konu hakkında çok rahat “konsensüs” kurabiliyorlar. Mesela, Pütürge siyasetinin bu konudaki gayreti ve Pütürgeli sivil toplum kuruluşları ve iş adamlarının oluşturduğu lobi faaliyeti, asla yadsınamaz…

Mamafih, Ankara’ya çağrılan ve il başkanlığı koltuğuna “namzet görülmeyen” bütün adayların dayandıkları noktayı iyi “tetkik” ve “analiz” etmek gerekiyor. “Arife, tarif gerekmez”. Onun için konuyu fazla “irdelemek” istemiyorum. Lakin şunu yazmadan da geçemiyorum. Avukat Namık Gören’in “hayal bile edemeyeceği” bu göreve getirilmesi; Rıdvan Budak’ın sırtını dayadığı “vekilin”, Basri Kahveci’nin çok itibar ettiği “cemaatin” ve Muhammed Yalçınkaya’nın güvendiği “nüfuzun”; “mağlubiyeti” anlamına geliyor…
   
BUNDAN SONRA HİÇ UĞRAMAYIN!..

14 Mayıs’la, 6 Temmuz arasında tam tamına 54 gün var. “14 Mayıs’ta Öznur Çalık’ın vekilliği nihayet bulmuş” ve yeni “algoritma” ve “hesaplamalar”,  “Öznur Çalık”sız yapılmaya başlamıştı. Bu süre zarfında Öznur Çalık’ın siyasete “nokta koyduğu”nu düşünüp de “Oh” diyenler veya  “yok sayıp” onsuz hesap yapanlar; 6 Temmuz’da yeniden Öznur Çalık’ın siyaset terazisindeki ağırlığını hissetmenin “şokunu” yaşadı. Hatta el, etek öpmek için; Öznur Çalık’ın “evine” ve “eczanesine” hücum edenlerin varlığından da bahsediliyor. Bu kişiler, AK Parti Malatya İl Başkanlığı görevine “vekaleten” getirilen Namık Gören’i, “Öznur Çalık’ın başarısı” şeklinde yorumluyorlar. Bu konuyla ilgili bir arkadaşım, “Çalık eczanesinin önünde bazı kişilerin kuyruk oluşturduğundan…” bahsetmişti. Öznur Çalık’ın yerinde olsam, 54 gün boyunca hiç uğramayanlara, “Bundan sonra da uğramayın…” derim.

  
DOĞANYOL’DAKİ BAŞARININ MİMARI KİM?..
 
Öznur Çalık’tan bahsetmişken; bir başarısını daha aktaralım. Malatya’nın Belediye Başkanlarıyla ilgili yapılan anketlerde, Doğanyol Belediye Başkanı Hakan Bay’ın, ilk sırada çıktığı iddia ediliyor. Hakan Bay’ın “başarısı da asla kendisinin değil”. Çünkü, Sivrice merkezli depremler sonrası büyük yıkım yaşayan Doğanyol’un, yeniden imar edilmesi “Öznur Çalık eliyle olmuştur”. Hakan Bay’ın rağbet görmesinin sebebi de, işte budur.  
 
  
MALATYA SİYASETİNİ, MALATYALI DİZAYN ETMİYOR!..

Dün akşam, AK Parti MKYK üyesi ve Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci’yle, “deprem muhteviyatlı” bir röportaj yapma imkanı buldum. Sohbetimiz esnasında, Bülent beye, Malatya’nın, başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, AK Parti’ye verdiği yoğun desteği hatırlattım. Akabinde de “Bakanlık, bakan yardımcılığı ve genel başkan yardımcılığı gibi bir ‘taltiften’ Malatya mahrum kaldı. Bunun sebebi nedir?” şeklinde bir soru yönelttim. Aldığım cevap “Malatyalılar lobi faaliyetleri konusunda aktif rol alamadı…” tarzındaydı…

Bülent Tüfenkci’nin cevabıyla birlikte siz kıymetli okuyucularıma soruyorum: Gerçekten de öyle değil mi?

İhsan Koca, Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısının kontenjanıyla, Abdurrahman Babacan, Numan Kurtulmuş’un desteğiyle ve İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak da Cumhurbaşkanı eski yardımcısı Fuat Oktay’ın himmetiyle milletvekili oldu.

Durum böyleyse ki böyle; “Malatya’nın siyaseti, Malatyalılar tarafından dizayn edilmiyor” diyebiliriz.

 
  
SABRIMIZI SINIYORLAR!..
 
Malatyalılar memleketinde kalmak için “bahane” arıyor!

Yapılan yanlışlardan ötürü “burnundan” soluyor!

Esnafı, işçisi, memuru ve emeklisi “kan” ağlıyor!

Bizim emniyet ise, şehrin dört bir tarafına “radar koyup”, çilekeş Malatyalılara “ceza” kesiyor!

Hasılı, yapılan yanlışlar, sabrımızın “sınırlarını” zorluyor!

Benden söylemesi…

 
 
HÜZNÜM VE SÜRURUM ÜZERİNE BİR KAÇ KELAM!..

Malatya’daki binlerce depremzededen biri olan Cemile Öz’den bahsetmek isterim. Kendisi 65 yaşında. İlk depremde merdivenden inerken düşüp, ayağını incitmiş kiracı bir vatandaşımız. Depremden sonraki üç ay, bulduğu bir kulübecikte “hayatlarını idame ettirmeye” çalışmış. Akabinde, Melekbaba’daki bir parka kurulan “çadıra yerleştirilmiş”. Kısa bir zaman sonra parktan çıkarılan Cemile annemiz, çadırını yola kurarak yaşamını sürdürmeye çalışmış. Maalesef, Battalgazi Belediyesi zabıtaları burada da rahat bırakmamışlar kendisini. Şu sıralar depremzede aile, Melekbaba’da ağır hasar almış müstakil bir evin bahçesinde, kalıyor.

Cemile Öz’ün ailesi, hepi topu 3 kişi. Dede, babaanne ve torun…

Torun 8 yaşında. Maalesef, babası kendi yaşamına son vermiş. Annesi de kendisini “terkedip” gitmiş. Ahmet, babaannesine “Anne” diye hitap ediyor. Başarılı bir öğrenci. Bayram vesilesiyle depremzede aileyi ziyaret ederek, tanışma fırsatım oldu. Gayet “mağdur”, “mazlum”, “mahzun” ve bir o kadar da “mahcup” bir aile. Tek gelirleri Ahmet’ten dolayı aldıkları bakım parası…

Cemile Öz’ü aradığımda, çaresizlikten dolayı “ağlamaklı” bir ses tonuyla cevap verdi. Kendinden vazgeçmiş bu “asil” ve “mümtaz” şahsiyet, torunun okul ve Kur’an eğitimini kendisine dert edinmiş durumda.

Ağlamasının sebebini sorunca, depremden bu yana çektiği sıkıntılardan bahsederek “Bize de bir konteyner nasip olacak mı Allah’ım?” şeklinde dua ettiğini anlattı. Tam da o dua üzerine aramışım Cemile anneyi.

Sağolsun Malatya Büyükşehir Belediye Başkanımız Selahattin Gürkan’a durumu arz edince, kendisinden konteyner sözü aldım. Bu hikayeye tanıklık edince, hem “mahzun”, hem de “mesrur” oldum.

“Hüznümün” sebebi; bu ailemize doğru dürüst bir “yardım”ın gitmemesi, “sürurumun” sebebi ise; depremzede ailenin sıkıntılarının “izale” edilmesine bir derece dahlimin olması… 

  
TEDBİR ALMAYI AKIL EDEMİYOR MUSUNUZ?
 
Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük yıkım yaşayan Malatya, halen “eski günlerine geri dönmenin mücadelesi”ni veriyor. Yapılan veya yapılamayan birçok mesele var. Her biri “dağ gibi birikmiş” bir sürü sıkıntı var Malatya’nın başında. İşte o sıkıntılardan biri de, depremde büyük hasar almış binaların, “yıkımının gecikmiş olması”. Yıkımı bekleyen onlarca binanın hemen dibinden gelip geçen yüzlerce “insan” var. Hatta o binaların dibinde, tezgah kurup ticaret yapmaya çalışan “esnaf” da var.

Geçtiğimiz günlerde Malatya’yı gezerken gördüğüm bir bina var ki; “üflesen yıkılacak cinsten” bir “hayalet” gibi duruyor insanların üzerinde. Balkonlarının yarısı “çökmüş” yarısı da “sarkmış” bir vaziyette bekliyor yıkılmayı.

“Hayret” ve “dehşetle” tanık olduğum bu durum karşısında, yetkililere sormak istiyorum: 

O binalardan sarkan beton veya demir parçalarının, vatandaşın üzerine düşmesi durumunda, hesabını kim verecek?

Bu binaların etrafında tedbir almayı akıl edemiyor musunuz?

Bu binaların altında ticaret yapanlara, neden müsade ediyorsunuz?

Bu binaların yıkımının yapılması için, neyi bekliyorsunuz?
 
 
 
FİSKOS MASASI

- Namık Gören’in Ak Parti İl Başkanı olması için; Öznur Çalık, Ankara’yı arayarak, tabiri yerindeyse, elini masaya vurmuş…

- Yeniden Refah Partisi’nin aldığı oy oranından dolayı, partiye Malatya’da yoğun bir ilgi oluşmuş…

- CHP Malatya İl Teşkilatı’nda, Veli Ağbaba odaklı siyaset yapan teşkilat üyeleri; Veli Ağbaba’nın MYK’ya alınmamasından dolayı, hayatlarının şokunu yaşadıkları konuşuluyor. Bu kişiler, Veli Ağbaba sonrası için, doğru bir pusula ve sağlam bir mihmandar arayışına girmiş…

- Ak Parti Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan, Battalgazi Muhtarlar Derneği Başkanı’nı “Beni bu şekilde meşgul etmeyin…” diyerek azarlamış…

- Bülent Tüfenkci haricindeki Ak Partili milletvekillerinin, telefonlarına ulaşılamıyormuş.

- Son zamanlarda, Malatya’daki hırsızlık olayları ve uyuşturucu satışında büyük bir patlama yaşanıyormuş…

Selam ve dua ile…
Fiemanillah