Nerede O Eski Valiler

Ben eskilerden bahsedince birileri hop oturup hop kalkıyor. Ben susuyorum, okuyun yorum sizin!
….

Yıl 1964… Günlerden bir gün… Bingöl Valisi Orhan Alaattin Erbuğ’un makam odasına Bingöl Milletvekilleri ziyarete geldiler. Vali bey, milletvekillerini bir devlet valisinin vakarı ile nezaketle  karşıladı. Çaylar, kahveler içildi, sohbetler edildi, Bingöl’ün sorunları konuşuldu. Her şey çok güzel gidiyordu. Ta ki milletvekilleri isteklerini dile getirinceye kadar.   Milletvekillerinin isteğini duyuncaya kadar çok sakin olan Vali, hışımla ayağa kalkıp kapıya yöneldi ve kapıyı sertçe ardına kadar açıp, milletvekillerine adeta patladı. Ben devletin valisiyim beyler.  “S….tir olun, çıkın, derhal terkedin odamı” 
Ortam buz kesmişti. Kısa bir sessizlik oldu. Milletvekilleri kalksak mı, kalkmasak mı ikilemi yaşayıp, bir anlık tereddüt geçirirken, valinin gür sesi bir daha çınladı makam odasında. “Duymadınız mı?” Birbirlerinin suratına bakıp, çaresizlik içinde yerlerinden yavaşça kalktılar ve homurdanarak odayı terkettiler.
…
Günler günleri kovaladı. Dönemin İçişleri Bakanı Faruk Sükan, Bingöl’e incelemeler yapmak için gelecekti. Bingöl’de hazırlıklar yapıldı ve bakan bey beklenmeye başlandı.
Doğal olarak, Bakan beyle birlikte Bingöl Milletvekilleri de beraber gelmişler ve uçakta, valinin kendilerini makamdan kovduğunu, saygısız olduğunu, iyi çalışmadığını, Bingöl halkının validen memnun olmadıklarını mutlaka değiştirilmesi gerektiğini anlatarak bakanın vali hakkında olumsuz düşüncelere sahip olmasına neden olmuşlardı.
Bakan Faruk Sükan, açılış ve incelemelerini bitirdikten sonra Vali Osman Alaattin Erbuğ’u makamında ziyaret etti.  Tabii ki milletvekilleri de yanındaydı üstelik vekillerin anlattıklarından etkilenmiş ve valiye bir hayli sinirlenmişti.
Bakan, valiye; “Sayın vali, milletvekillerim senden şikayetçi” diyerek sert bir tonda çıkıştı.
Vali, gayet rahat ve kendinden emin bir ses tonuyla cevap verdi;
“Sayın Bakanım, milletvekilleri size ne söylediler bilmiyorum ama, lütfedip olayı bir de benden dinlerseniz, sanıyorum olay açığa çıkacaktır” diyerek anlatmaya başladı. “Sanıyorum sayın milletvekilleri olayı tüm açıklığıyla anlatmadılar size. Benim s…tir olun defolun dediğimi  büyük bir ihtimalle anlatmadılar. Bana şu, şu, şu isteklerle geldiler, ben de bu istekleri duyunca, beyler ben devletin valisiyim,  s…tir olun diye kovdum onları, sanıyorum burayı anlatmamışlardır” diyerek yerine oturdu.
Makam odasını yine ölüm sessizliği kaplamıştı.
Bakan Faruk Sükan valinin bu söyledikleri karşısında ne diyecek diye merakla bekleniyordu.
Kısa bir sessizlikten sonra, bakan Faruk Sükan sessizliği bozdu ve milletvekillerine dönerek bence şu tarihi sözleri söyledi;
“Sayın milletvekilleri, valimi rahat bırakın da işini yapsın”
Nerede böyle bakanlar, nerede böyle valiler…
Sahi eskiden mi güzeldi herşey, eskiler mi güzeldi?
(Bu olayı Rahmetli İbrahim Topaloğlu’ndan dinlemiştim. Rahmet diliyorum. Görülmemiş bir şey daha söyleyeyim. Orhan Alaattin Erbuğ, daha sonraki yıllarda İstanbul valiliğine atandı!)