ÖFKEMİ DİNDİREMİYORUM!..
21 Eylül 2020, Pazartesi 09:07
-SESLİ MAKALE-
-Malatya 6. Bölge kapsamına alınacak mı?
-Hangi iller 6. Bölge kapsamına alındı?
-Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı neyi diretiyor?
-Cumhurbaşkanı kime talimat verdi?
-Bölge milletvekillerini hareketlendiren mihmandar kim?
-Bülent Tüfenkci neden tweet attı?
-O magandanın cezası verilecek mi?
-Gazetecilik neden zor bir zanaat?
-“Sağlık çalışanlarımız bu süreçte olağanüstü bir çaba sergilediler”
-“Ama yoğun bakımda çalışan doktorlarımız, özellikle de hemşirelerimiz ve hasta bakıcılarımız... Onların hakkını ne yapsak ödeyemeyiz.”
-“Düşünün: Korona hastasıyla bütün gün ilgileniyorlar. İlaç veriyorlar. Damar yolu açıyorlar. En yakın temas noktasındalar. Akşam da evlerine gidiyorlar. Çocukları var, eşleri var. Anne-babaları var. Bulaştı mı? Bulaştırır mı? Bu endişeyi yaşıyorlar. Ertesi gün tekrar görevlerinin başına dönüyorlar. Ne yaparsak yapalım, ne söylersek söyleyeyim... Doktorlarımızın, özellikle hemşirelerimizin ve hasta bakıcılarımızın hakkını ödeyemeyiz.”
Yukarıdaki tespitler bu zorlu süreçte hayatlarını yok pahasına feda ederek görevlerini yapan sağlık çalışanlarımız hakkında, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın söylediği sözler. Aslında bu işin en tepesindeki kişi olmasından dolayı konuyu özetlemiş ve sağlık çalışanlarımızın fedakarlıklarına vurgu yapmıştır.
Yukarıdaki sözleri taşımamda ki amacı açıklayayım. Aile terbiyesinden yoksun, içindeki maganda duygularını dışa yansıtan, hadsiz ve haysiyetsiz bir hain; geçtiğimiz günlerde, Turgut Özal Tıp Merkezinde, Öğretim Üyesi Dr. Arife Şimşek'e görevi başında saldırdı.
Bu işin lamı, cimi yok. Kimse bu fedakarlar ordusuna el kaldıramaz. Kaldırmamalı. Hem de pandeminin dünyada pik yaptığı böyle bir süreçte… Kim olursa olsun, vazifesini yapan sağlık çalışanlarına kalkan ellerin kırılması lazım! O mümtaz şahsiyetlere küfreden dillerin kesilmesi lazım! Ayrıca onlara hile ve hud'a ile yaklaşanların akıllarını tutmak lazım!..
Söylenecek çok şey var ama ne dersem diyeyim, ne yazarsam yazayım; böyle hadsizlere olan öfkemi dindiremiyorum.
Devletimizin bu canilere gereken dersi vermesini bekliyoruz. Zaten hakkında yasal süreç te başlatılmış. İnşallah müstahak olduğu cezayı alır. Bu vesileyle Arife Şimşek hocamızın şahsında bütün sağlık çalışanlarımıza “Geçmiş olsun” diyor, sağlık, sıhhat ve afiyetler diliyorum.
ARTIK BU İŞİN ŞAKASI YOK!
Bir hafta içerisinde en az ona yakın arkadaşım, koronavirüse yakalanarak vefat etti. Devletler bu durum karşısında çaresiz! Dünya sağlık örgütü ise, hikaye yazmaya devam ediyor. Covid-19 gün geçtikçe hırçınlaşıyor. Önceleri etrafımızda Covid-19 rahatsızlığına yakalanan yok iken; şimdi ise çığ gibi “ölüm” haberleri alıyoruz.
Anlayamadığımız konu şu; alemde ne tabiatın, ne de sebeplerin tesiri yoktur. Tesir “tevhide” aittir. Hiçbir şey tesadüfi değil ve kendi başına hareket etmiyor. Her şey ezelden takdir edilen program dahilinde, an-be an geometrik şekil gösteriyor. Rabbimiz “Semavat ve arzda zerre miktarı bir şey, O'nun ilminden gizli kalmaz. Zerreden daha küçük , zerreden daha büyük hiçbir şey yoktur ki, Kitab-ı Mübin (Levh-i mahfuz)'da bulunmasın (Sebe 34:3)” buyuruyor. Demek her şey bir asker gibi O'nun emrini dinliyor ve O'nun namıyla hareket ediyor.
Aslında yapılacak iş çok basit.
Evvela bu virüsün bizlere vermek istediği mesajı doğru anlayarak, günahlarımıza tövbe edip; Allah'a tarziye vermemiz lazım. Tabir-i diğerle, Allah'dan özür dilememiz lazım. Yoksa şimdilik sadece koronavirüsle bizi tokatlayan Allah, diğer memurlarını da üzerimize musallat ederek; maddi ve manevi kıyametleri başımıza koparacak. “Tekadu temeyyezu minel gayz…” yani “(Cehennem) öfkesinden çatlayacak” ayeti, bu manaya işaret ediyor.
Acizane benden söylemesi…
“SATILMIŞ” DEĞİL, “TETİKÇİ” HİÇ DEĞİL!..
GAZETECİLİK ZOR ZANAAT!..
1926 yılında Nobel ödülü B.Shaw'a verilmişti. Ödülün akabinde Shaw, “Bu Nobel ödülü başıma bela oldu… Halbuki 1925'te hiçbir şey yazmadım. Belki de bu ödülü ondan vermişlerdir.” demişti.
Bu anekdotu paylaşmamdaki ana sebep, icra ettiğim gazetecilik mesleğinin “Zor zanaat” olduğunu belirtmektir. Çünkü hakkın hatırını yüksek tutup, doğruları yazdığınızda, yazdığınız kişinin cürmü kadar bir kitleyi (!) karşınıza alıyorsunuz. Bu kitlenin vicdanı tefessüh etmişse, o zaman siz kimi zaman satılmış kalem oluyorsunuz, kimi zaman da tetikçi..
O halde ya kamu vicdanını temsil ederek, o vicdansız kitlenin rağmına, hakkı yazmaya devam edeceksiniz; ya da Shaw gibi yazmadan yılın gazetecisi (!) ödülünü alacaksınız…
Not: Gerçekten 1925 yılında B. Shaw hiçbir eser yazmamıştı. Aslında Shaw bu ifadeleriyle, Nobel ödülü ile ne kadar keyfi ve politik davranıldığını ortaya koyuyordu.
KULİS
BAKANLIK'TAKİ DİRENÇ KIRILMIŞ!..
AÇIKLAMA YAKINDA...
DİRENCİN YÜZDE 90'I KIRILMIŞ!..
Hatırlanacağı gibi, geçtiğimiz 21 Ağustos günü Resmi Gazete'de “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar” yayınlanmıştı. Yayınlanan karar, Malatya'nın 6. Bölge Teşvikleri'nden yararlananlar arasında olmadığını belirtiyordu. Malatya'nın ekonomisini yakından ilgilendiren 6. Bölge Teşvikleri'yle ilgili, önceki gün Malatya Milletvekilimiz sayın Bülent Tüfenkci de bir müjde paylaşmıştı sosyal medya hesabından.
Sayın Tüfenkci'nin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım:
Bülent Tüfenkçi'nin bu paylaşımı, Malatya ekonomisini yönetenler arasında büyük heyecan ve sevince sebep olmuştu. Bana ulaşan kulis bilgilerine göre, Cumhurbaşkanımızın söz konusu talimatının gereğini yapması gerekenlerin, konuyu biraz ağırdan aldıkları yönünde. Yine aldığım bilgilere göre, Malatya'da 6. Bölge Teşvikleri'nin devam edeceği yönündeki kararı, bakanlığın ilan etmesi bekleniyor. Bu konunun bakanlıkta bir dirençle karşılaşıldığını, ancak Bülent Tüfenkci mihmandarlığındaki heyetin, bunun yüzde 90'ını hallettiklerini duydum. Büyük ihtimalle karar, bugün-yarın ilan edilecek. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın konuyla bizzat ilgilendiği de duyumlarımız arasında.
Şu anda 6'ıncı bölge teşviklerinden faydalanan iller; Ağrı, Ardahan, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak.
Bakanlık çalışanlarından bazılarının, geçen Ağustos'ta yayınlanan çalıştayın doğru olduğunu, adı geçmeyen iller için bir kayıp olmadığını ve bu iller arasındaki kararın uzatılmasının gereksiz olduğunu belirtir bir tez ortaya koyuyorlar. İşin doğrusunun bu şekilde olmadığı ise herkesin malumu. Çünkü piyasanın algılaması ve uygulama noktası çok farklı.
Şöyle ki; Malatya bu paketle iki türlü teşvikten faydalanıyordu. Cazibe merkezi programlarından yararlanıyordu. Bakanlık Malatya'nın cazibe merkezi programından çıkarılmadığını söylüyor. Sadece cazibe merkezi programlarıyla çakışan yönleri revize ettiğini beyan ediyor. Zaten Malatya 6. Bölge olmadan önce 4. Bölge kapsamındaydı. Cazibe merkezleri bir komisyona havale edilmiş durumda. O komisyona müracaat edildikten sonra, beş milyonun üzerindeki yatırımlara onlar karar verecekler. Ama uygulamada böyle olmayacağı noktasında bir kanaat var.
6.Bölge Teşvikleriyle, Cazibe Merkezi Teşvikleri arasındaki farkın daha iyi anlaşılabilmesi için, kısa bir açıklama yapayım: Diyelim ki teşvik için başvurulduğunda KDV ve vergi istisnaları noktasında bir teşvik veriyorlar. Ama cazibe merkezleri programındaki faiz indirimleri, SGK primleri komisyona havale ediliyor. Onlar da kabul edilip edilmeyeceği noktasında bekletiyor. Uygulamada şimdiye kadar cazibe merkezleri programı kapsamında SGK desteği alan bir firma yok. Onun için bunun eski haliyle veya SGK primleri noktasında uzaması gerekiyor.
Duyduğum kadarıyla, bölge milletvekilleri ve özellikle de sayın Bülent Tüfenkci, daha önce, Cumhurbaşkanımıza konuyu arz etmişler. Cumhurbaşkanı da bu konuda çalışılmasını istemiş. Bülent Tüfenkci de sadece Malatya Milletvekilleriyle değil, Elazığ, Erzincan ve Erzurum Milletvekilleriyle de görüşmüş. Onları da ikna ederek, baskı oluşturma gayretinde bulunmuş. Sizin anlayacağınız, Cumhurbaşkanımız bu konuda çalışılmasını istiyor. Ancak bakanlıktaki yetkililerde ise bir direnç var. Aldığım son bilgilere göre vekillerin ve özellikle Bülent Tüfenkci'nin baskısı sonuç vermiş, bugün-yarın bakanlıktan bu konuyla ilgili bir açıklama bekleniyor.
Selam ve dua ile
Fiemanillah