Okuduğunu anlamak

 



Ukalalık yapıyorsun demeyin, ama iddia ediyorum; bizim nesilden herhangi birimizi “kim milyoner olmak ister” yarışmasına götürseniz, büyük ihtimalle joker kullanmadan 15.000 barajını rahatlıkla geçer.

Neden mi?

Cevap çok basit, okuyan bir nesildik de o yüzden...

“Türkiye’nin 1940 yılında başkenti neresidir?” sorusuna joker kullanan, paratoneri hiç duymamış, Cumhuriyetimizin kuruluş yılını bilmeyen,  coğrafi bölgelerimizi hatırlamayan, Çin Seddini Hindistan’a götüren üniversite mezunlarını izlemek, bana ıstırap veriyor.
Kalite bu kadar mı düşer? Anlamakta zorluk çekiyorum.

Okuduğunu anlama konusunda, bilim ve matematik alanlarında ülkelerin genç nüfusunu araştırıp istatistikler yayınlayan PISA diye uluslararası bir kuruluş var. Bu kuruluş 500.000’den fazla öğrenciyi inceleyip istatistik oluşturdu. PISA raporuna göre, okuduğunu anlamada dünyada son sıralardayız.  Yani okuduğunu anlayamayan bir gençliğe sahibiz. Evet, yanlış duymadınız, kendi ana dilimizde, kendi alfabemizle yazılan Türkçe bir metni bile anlamakta zorluk çeken bir gençliğimiz var maalesef.

Matematiğe gelmedim daha!  Fen Bilgisine de…

Peki, bütün bunların hepsi öğrencilerin suçu mu?

Tabi ki değil;

Yaratıcılığı ortadan kaldıran, düşünmeyi engelleyen, taklitçiliği, kolaycılığı ve kopyacılığı teşvik eden, öğrencileri yeni fikirlere kapatan, hata yapmaktan ve fikirlerini söylemekten korkutan, öğrencilere seçme hakkı tanımayan, sistem ne istiyorsa o yöne çekilen, hayata ve eğitime kafa yormaları gerekirken tüm dikkatlerini sadece sınavlara verdiren, kitap okumadan nefret ettiren, ezberci eğitimi ısrarla teşvik eden eğitim ve öğretim sisteminin hiç mi suçu yok?

20 yılda, 20 kez eğitim ve öğretim sistemi değiştiren, ortalama her sene bir icat çıkartan Milli Eğitim Bakanlığı’nın hiç mi suçu yok? 

 1923’ten günümüze ortalama her yıl bir Milli Eğitim Bakanı değiştiren iktidarların hiç mi suçu yok?

Her zaman saygı göstermemiz gereken öğretmenlerimizin, öğrenciler ve öğrenci velileri karşısındaki saygınlığının her geçen gün daha da azalmasına neden olan sistemin hiç mi suçu yok?

En ufak bir problemde CİMER, BİMER ne bulursa öğretmeni şikâyet eden velilerin hiç mi suçu yok?

PISA sıralamasında en başarılı ülkeler arasında bulunan Singapur Ulusal Eğitim Enstitüsü’nü kurucularından Nanyang Teknoloji Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Sing Kong Lee, başarının sırrındaki kilit faktörü öğretim standardı olarak değerlendirdi.  Prof. Lee, “Singapur kaliteli bir öğretim sistemi ve prestijli bir eğitim ile beraber en iyi mezunları yetiştirmek için uzun yıllar çalıştı ve bunun için de çok büyük yatırımlar yaptı. Singapur eğitim sisteminde dikkat çeken en büyük unsurlardan bir tanesi, öğretmen olacak kişilerin mezunlar arasında en başarılı yüzde beşlik dilimden geliyor olması” dedi...
Öğretmene verilen değerin sonucu bu olsa gerek.

 “Hiç bir başarı tesadüf değildir” diyesim geliyor.

Selam olsun Malatya’mın okuyan ve okuduğunu anlayan ve öğretmenlerine gereken değeri veren gençlerine...