Önce Vatan (Güvenlik Sorunumuz)
03 Mart 2021, Çarşamba 07:18
05 Haziran 2015 tarihli Gelecek 4 Yılda Ülkemizin Çözmesi Gereken Sorunlar Nelerdir? Hiç Düşündünüz mü? başlıklı yazımla, 07 Haziran 2015 tarihinde yapılan seçimlerde TBMM'de 4 yıl için görev yapacak milletvekillerimize çok büyük görevler düşmekte olduğunu belirterek aklıma gelen 67 sorunu 8 temel başlık altında yazmıştım.
Geçtiğimiz 6 yıllık süreçte; 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandumla Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçildi. 3 Milletvekilliği Seçimi ve 1 Yerel Yönetimler Seçimi yapılmasına rağmen 2015 yılındaki yazımda sıralamış olduğum sorunlar bugün de hala önemini korumaktadır. Sorunlarımızın önem sıralamasında;
1-Güvenlik
2-Demokratikleşme (Yasama, Yürütme, Yargı, Toplumsal ve Bireysel Haklar, Basın Özgürlüğü)
3-Yoksulluk (Ekonomi, Eğitim, Çevre ve Sağlık) olarak sıralarım.
Geldiğimiz süreçte neden GÜVENLİK en başta yer almaktadır?
Son yıllarda Güney sınırımızdaki Irak ve Suriye'deki iç karışıklığın sonucu; birçok Irak ve Suriyeli ülkelerini terk ederek Türkiye'ye yerleşmiştir. Bu iki ülkenin parçalanmış olması bizi de tehdit altına sokmuştur. Sınır ötesi yapılan askeri operasyon ve harekatlar ile bu tehditin önüne geçilmeye çalışılmaktadır.
Yunanistan Doğu Akdenizde kendine ait adalarını baz alarak (uluslararası hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak) Sevilla Üniversite tarafından hazırlanan Sevilla Haritasını gerekçe göstererek kendi Münhasır Ekonomik Bölgelerini (Deniz tabanı altı doğal kaynaklar, deniz içinde yer alan ürünler ve deniz üstü hava sahası) ilan etmiş ve Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye 41.000 Kilometrekare bırakmıştır. Bizim hesaplamalarımıza göre Doğu Akdeniz'de KKTC'nin hakları hariç 189.000 Kilometrekare alanımız vardır.
1974 sonrası Kıbrıs'ta 2 kesimli 1 devlet olma yolunda tarafların bir anlaşmaya varamamış olması,1961 yılındaki Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına göre “Rumlar ve Türkler eşit haklara sahiptirler hükmünü” ortadan kaldırmamıştır. Hali hazırda KKTC'nin; Türkiye ile karşılıklı kıyılarının yanı sıra Suriye, Lübnan, İsrail ve Mısır ile karşılıklı sınırlarda hakları bulunmaktadır.
Avrupa Birliği; Adanın kuzeyindeki Türk Devletinin haklarını yok sayarak, adanın tek temsilcisi gibi davranan ve sorunları çözülmemiş GKRY'ni Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında üye olarak kabul etmiştir. GKRY; Kıbrıs Cumhuriyeti olarak (KKTC'nin haklarını da yok sayarak) Kıbrıs'ı çevreleyen deniz alanları üzerinde haksız olarak Münhasır Ekonomik Bölgelerini ilan etmiştir.
Güney sınırlarımızda bu yaşananların yanı sıra; batı sınırımızda Yunanistan Lozan anlaşmasına aykırı olarak Ege Adalarında işgal ve silahlandırmalar yapmaktadır. Amerika Birleşik Devleri Batı sınırımızda Dedeağaç ve Güney sınırımız başta olmak üzere birçok noktada Amerikan Üstleri kurmaktadır.
Amerika NATO'da birlikte olmamıza rağmen ihtiyacımız olan Hava Savunma sistemi (Adı üstünde SAVUNMA sistemi, SALDIRI sistemi değil) satmamış. Bu sistemi başka ülkeden temin etmemize de ve kullanmamıza karşı çıkarmaktadır. Amerika bunun yanı sıra parasını ödediğimiz F35 uçaklarını teslim etmemekte ve ülkemizi tek taraflı olarak; maddi ve teknik katkı verdiğimiz F35 imalat programından çıkarmıştır. Bununla da kalmayıp “YAPTIRIMLARLA” tehdit etmektedir.
Ege Denizinde ve Doğu Akdenizde Münhasır Ekonomik Bölgelerimizdeki haklarımızın (Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de haklarının) önüne geçmek isteyen Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arkalarına Avrupa Birliği'ni alarak ülkemizi “YAPTIRIMLARLA” tehdit etmektedirler.
Geçtiğimiz süreçte ülkemizde de ordumuza karşı komplolar kurulmuş, Hain Darbe Girişimi, Rusya ile yaşanan uçak krizi ve geçen yıl İdlib'te 34 Askerimiz şehit düşmesi gibi çok konuda ülke bütünlüğümüze zarar verilmiştir.
Kıbrıs Türklerinin Kuzey Kıbrıs'taki ve Doğu Akdeniz'deki haklarının yanı sıra; Türkiye'nin kendi 782.000 kilometrekare Anavatanı ve 462.000 kilometrekare Mavi Vatanı (Deniz Alanları) Münhasır Ekonomik Bölgeleri ve Ege Adalarındaki haklar dahil toplam 1.244.000 kilometrekarelik VATANına sahip çıkmalıdır. O nedenle Ekonomik ve Askeri alanda yapılan yatırım tehditlerine boğun eğmemek gelecek nesillerimize karşı sorumluğumuz olmalıdır.
Türkiye geçmişte vatanını 2.Dünya Savaşında korumak için açlığı ve kıtlığı göze alarak ateş çemberinden sınırlarını korumuştur. 1967 yılında Kıbrıs'ta kriz çıkmış. Türkiye Kıbrıs'a müdahale etmek üzere iken Başbakan Süleyman Demirel muhalefet lideri İsmet İnönü ile görüşüyor. İsmet Paşa ordunun eksiklerini hakkında bilgi vererek Çıkartma Gemimizin olmadığını belirterek müdahalede çok kayıp verme ihtimali noktasında uyarılar yapmış. O dönemde Türkiye Çıkartma Gemisi satın almak istiyor fakat satan ülke yok. Bunun üzerine kendi çıkartma gemilerimizi yaparak 20 Temmuz 1974 teki Barış Harekatında zafere ulaşmıştır. Benzer şekilde Kıbrıs Barış Harekatı sonrası Amerika ülkemize ambargo uyguladı. Birçok savaş araç ve gereçlerinin temini ile uçaklarının parçalarını kendi imkanlarımızla tamirlerini yaparak, sistemlerimiz aktif halde tutulmuştur. Ambargo etkileri yok edilmeye çalışılmıştır.
Bu sorunda Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanlığı başta olmak üzere mecliste üyesi olan bütün partilerin liderleri bir araya gelip; bu kuşatılmışlıktan çıkış yolu bulmak üzere çalışmalar/çözümler noktasında ortak kararlılık göstermelidir.
Bugün ülkelerindeki karışıklıktan dolayı ülkemizde bulunanlar da dahil 90 Milyonun güvenliği tehdit altındadır. Yakın tarihte birçoğumuzun üzülerek şahit olduğu Yugoslavya, Irak, Suriye ve Libya gibi karışıklara ve parçalanmasına izin vermemeliyiz.
Unutmamalıyız; ordumuzun vatanımıza sahip çıkma noktasındaki kararlı duruşu ile 18 Mart Çanakkale Zaferi kazanılmıştır. Çanakkale Zaferi Ruhundaki kararlı duruş; Kurtuluş Savaşımızın kazanılmasına da yön veren; 19 Mayıs 1919'u, Amasya Tamimini, Erzurum ve Sivas Kongreleri takiben “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” inancı ile 23 Nisan 1920'de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi öncülüğünde ülkemizin milleti ve ordusunun inancı ile Kurtuluş Savaşında zafere ulaşılmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk döneminden alınacak derslerle; ülkemizin karşı karşıya kaldığı GÜVENLİK SORUNU / KUŞATILMIŞLIĞINI bertaraf ederiz…
Bilgin Akbal