Öznur Hanım, durum bu arz ederim
07 Aralık 2016, Çarşamba 06:22İşimiz haber olunca, İstanbul-Malatya arası mekik dokumak zorunda kalıyoruz. Yine birkaç gün önce İstanbul-Malatya seyahatimiz oldu. Bu seyahatimde havanın şiddetli soğuğunu iliklerime kadar hissettim. Hatta bu hislerimi yaşlı bir amca şu şekilde tercüme etti: “Bu senenin en şiddetli soğuğu bugün oldu” İçimden “Mübarek soğuk hava beni mi bekledi?” diye bir soru da geçmedi değil hani.
Uçaktan henüz inmiştim ki kendisini kıramayacağım kişilerden birinden bir telefon aldım. Beni yanına çağırıyordu. Fırat Mahallesi'nin nabzını elinde tutan berber Nihat, Malatya'ya geldiğimi haber almış, benimle görüşmek istiyordu. Nihat ağabeyin daveti üzerine Fırat Mahallesi'ne doğru yola çıktım. Yolda, meşhur türkülerimizden biri aklımdan geçiyordu: “Aney aney aney aney kernekli misin (...) Kerneğe gelmeye yeminli misim?”
Gideceğim yere vardığımda ise Kernek'in eteğinde bulunan Fırat Mahallesi'nde kıyamet kopmuş gibi geldi bana. Eski şirin halinden eser YOKTU. Şehrin akciğeri konumundaki Beydağı'nın eteğinden eser kalmamış; tamamen beton yığını haline dönüşmüştü.
Ezelden beri birileri “Ben yaptım oldu” diyor, bize de sadece yazmak düşüyordu. “Keşke böyle olmasa” diyor öteye de gidemiyoruz.
Berber Nihat'ın demlediği çay soğuk havada içimi ısıtmıştı... “Anlat Nihat ağabey ne var ne yok?” dediğimde Nihat ağabey, kendine has bir üslubuyla:
“Ne olsun ciğerim, halimiz perişan” dedi.
“Hayrola ağabey?” deyince birden içlendi ve derin bir nefes alarak, “TOKİ bizi mağdur ediyor. Sen sayın bakanımıza durumu arz edince, 5 yıldır verilmeyen evlerimiz çarçabuk verildi.” dedi.
“Ee sorun ne o zaman?” diye sorunca, “Sorun şu evlerimizde doğalgaz yok. Soba kurmamız yasak. Elektrikle ısınmaya çalışıyoruz. Ama tüm binalar bir anda yüklenince mahallenin ana trafosu kaldırmıyor. Elektrik kesiliyor” diye cevap verdi. Devamında ise, “Bu mahallenin sakinleri buraların yerlileridir. Çok yaşlı insanlar var burada. Garip gureba bu soğuk havalara nasıl dayanır?” ifadelerini kullandı.
Nihat ağabeyden başka mahalle sakinlerinin de sözlerini dinlemek istedim. Hemen hemen hepsinin derdi aynıydı. Haliyle az-çok hukukumuz olan birkaç kişiyi aradım. Ayrıca Malatyamızın kıdemli vekili Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı sayın Öznur Çalık'ı da arayarak durumu arz ettim. Temennim sorunun Öznur hanım tarafından çözülerek, halkın duasını alması yönündeydi. Hâsılı kelam, gayret bizden, tevfîk Allah'tandır...
Son söz olarak, olayı irdelerken ulaştığım bilgilerin konu başlıkları şunlar:
TOKİ, hak sahiplerini 5 yıl mağdur etmiş. Yani hak sahiplerine teslim etmesi lazım gelen evleri 5 yılda ancak teslim etmiş.
Hak sahiplerine, Büyükşehir Belediyesi aylık 250 lira yardım yapıyormuş. Bu paraya kiralık ev bulmak mümkün değilmiş. Rağbet artınca, evlerin kira bedelleri uçmuş. Virane olmuş evler bile 500 liradan kiralanır olmuş.
Büyükşehir Belediyesi, beşinci senede kira yardımını kesmiş.
Teslim edilen evlerde ısınmadan başka eksiklikler de var.
Doğalgaz olmayınca, mutfak, banyo ve çamaşır için sıcak su bulmak da mümkün olmuyor.
Vekilimiz, sayın Öznur Çalık'a durumu arz ettik amma şehremini olan iki kişiye de bir çift sözümüz olacak. “Sayın valim ve sayın belediye başkanım, bu şekildeki bir yaşamı nasıl yorumlarsınız? Bu insanlarla bir empati kurun bakalım. Konuyla ilgili yapacak bir şey yok mu sizin açınızdan?”