“PİSLİK SİYASETİ”NE SEHVEN DÜZELTME!..
31 Mart 2020, Salı 06:07
SESLİ MAKALE
-Sanki: FOX TV'nin muhabirliğini yapıyor!
*
-Sanki: Yakaladığı haberle HALK TV'nin göğsünü kabartıyor!
*
-Sanki: “İşte ODA TV'nin intikamı bu!” şeklinde şampanya patlatıyor…
Malatya veya ülke kimin umurunda?
CHP MYK üyesi ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'dan bahsediyorum. Veli Ağbaba'nın geçenlerde attığı tweet tam bir klinik vak'a idi...
Felaket tellalı mübarek!.. Milletin psikolojisini ve halet-i ruhiyesini hiçe sayarak attığı tweete bakın:
“Koronavirüs nedeniyle İstanbul'da 20 kişi hayatını kaybetti. Bu isimler e-devlette var. Virüs yüzünden 1 ilde 1 günde 20 kişi ölüyor; ama '81 ilde toplam 16 kişi öldü' deniliyor. Bu bir skandaldır!! Bu saatten sonra kime nasıl inanacağız?”
İroni yaparak tiye aldığım şu cümlelerle sizlere sesleniyorum Ey Malatya'daki CHP'liler; Veli Ağbaba'dan beklentilerinizi ve bütün hayallerinizi unutun ve üstüne de bir bardak su için.
Çünkü, Veli Ağbaba'nın iddialarına dayanak olarak gösterdiği CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Mezarlıklar Müdürlüğü'nün hazırladığı liste meğerse sehven sisteme yüklenmiş!.. (Yersen) Sehven 20 kişinin yüklendiğini ben demiyorum, CHP'ye yakın bir yayın organındaki cümleleri sizlere aktarıyorum. İşte o yayın organının internet sitesindeki haberin spotu: “E-devletteki sistemde İstanbul'da 28 Mart cumartesi 20 kişinin hayatını coronaya bağlı olarak kaybettiği görülürken Sağlık Bakanlığı'nın tüm Türkiye için ölüm sayısını 16 olarak açıklamasının yarattığı tartışmaya İBB Mezarlıklar Daire Başkanı Ayhan Koç açıklık getirdi. Koç, cumartesi günü yeni uygulamaya başladıkları bir sistemde “bulaşıcı hastalık” kaydı ile gelen tüm ölümlerin sisteme sehven “corona” olarak girildiğini belirterek doğru verinin Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı rakamlar olduğunu söyledi. Koç “Sadece o gün yeni bir deneme yapılırken E-devlet ile farkında olmadan paylaşıldı. Bize gelen ‘bulaşıcı hastalık' ölümlerinin hepsinin Covid-19 olma ihtimali yok” dedi.
Organize bir şekilde toplumu germeye çalışıyorlar. Hükümeti zor duruma düşürmeyi amaçlıyorlar. Ardından da hiçbir şey olmamış gibi, bir özür bile dilemiyorlar. Veli Ağbaba'nın, milletle dalga geçmesinin yeni yolu bu her halde? Pisliği at. Millet biraz daha gerilsin, devlete ve makamlara güveni kalmasın. Ardından da işin doğrusu yine kendi partinin bir elemanı tarafından yalanlansın. Sen de hiçbir şey olmamış gibi hayatına ve “Pislik siyaseti”ne devam et.
Not: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, “Kabinemizin 25. toplantısını az önce tamamladık (…) Tespit yapılan kişi, hastalık vakası, vefat ve taburcu vakalarımızı şeffaf bir şekilde her gün açıklıyoruz” diyerek, konuyu bir nevi tekzip etti…
MÜSLÜMAN'IN TEK KİMLİĞİ OLUR
Her mesleğin erbabı vardır. Erbabına “Şunu şöyle yap” veya “Bunu böyle yap” denilmesi, hem cehalet, hem de hadsizliktir. Naçizane “Söz dinleyen, salih olur” düsturunu benimseyenlerdenim!
Hem de istişare etmeye büyük önem veririm ki; bu hususta hakikaten istişare ettiğim ve her hususta maslahat gördüğüm kişiler var.
Onlara bütün içtenliğimle teşekkür ederim!
Fakat, bazı tipler var ki, bunlar peynirciye, peynir satan cinsten…
Bu tipler, “Bu başlığı, neden attın?”, “Ben senin yerinde olsaydım…” veya “Haber yapacağına, gidip görüşsen…” şeklinde, itirazvari sözler ediyorlar.
Hatta geçen hafta “Çarşamba sohbetlerinde” konuk ettiğim Ramazan Keskin Hocaefendi beni aradı. “Meşale Derneği'yle bağlantımız yok!” şeklindeki attığım başlıktan dolayı, “Kendisine tepki gösterenlerin olduğunu” söyledi.
Kendisine şu cevabı verdim:
Kıymetli Hocam,
-Evvela: Ben gazeteciliğe tüccar mantığıyla yaklaşırım. Bir tüccar elindeki malı, güzel bir şekilde nasıl satabileceğini düşünürse, ben de yazımı güzel ve etkili bir şekilde okuyucuya ulaştırmanın yollarını ararım. Yazımın başlığı veya girişi ne kadar etkili olursa, anlatmak istediğim konunun da o kadar çok müşterisi olur.
*
-İkincisi ise: Ben size “Meşale Derneği ile münasebetiniz var mı?” diye sordum. Siz ise pek tabii olarak “Hayır” dediniz. Kaldı ki, Meşale Derneği'ne üye olmak, farz değil, vacip değil, sünnet değil…
*
-Üçüncüsü: Meşale Derneği, illegal bir dernek mi ki? Bu başlıktan rahatsız oluyorlar? Bunu bana biri açıklayabilir mi?
*
-Dördüncüsü: Bu röportajdan sonra karşılaştığım onlarca kişinin “Biz Ramazan Keskin cemaatiyle, Meşale Derneği'ni bir biliyorduk” şeklinde sözleri oldu. Kaldı ki bu röportajla gerçek ayyuka çıkmış oldu. O zaman sorum şu olsun; Teşekkür etmeniz lazım gelirken, neden teşekki ediyorsunuz?
*
-Beşincisi: Bu röportaj ile, Meşale Derneği'nin bazı müntesipleri, ötekileştirildiklerine vurgu yapıyorlar. Halbuki, “Müslümanım” kimliğinin haricinde ikinci bir kimlik arayanlar, ümmeti ayrıştıranlardır. Buna ne gerek var ki!?
Not: Bu arada bana iyi niyetle dahi olsa tavsiyede bulunmak isteyenlere, şu hatırlatmada bulunmak istiyorum: Ben herhangi bir partinin, derneğin veya vakfın basın sözcüsü değilim. Sadece müspet bir şekilde gazetecilik yapmaya çalışıyorum. Yapacağınız tavsiyeleri bu muvacehede yaparsanız, memnun olurum!
YAPTIĞINIZ “CAİZ” DEĞİL!
Bazı tanıdığım kişilerin yaptırdıkları testler pozitif çıktığı halde, evde kendilerini izole etmeyip; çocuklarıyla yakın temas halinde bulunmaları, beni hayretler içesinde bıraktı. Kaldı ki, bu kişiler bir kişiye bulaştırsalar, çocuklar ise en az on kişiye bulaştırır.
-Çünkü çocuklar, ele avuca sığmaz. Halbuki bu duyarlılık, hem milli, hem vatani, hem de dini bir vecibedir.
*
-Çünkü bir Müslüman'ın, diğer bir Müslüman'a kasten zarar vermesi caiz değildir…
CORONA'NIN RAĞMINA, AZGINLIK YAPAN AZINLIK!
Tüm yurtta Corona Virüs salgınını önlemeye yönelik “evde kal” veya “sosyal mesafeyi koru” şeklinde çağrılar yapılırken, İstanbul'un Büyükçekmece ilçesinde, devletin onca uyarılarını yok sayıp, “Corona gece partisi” düzenleyen bir kısım kişilerin meseli, güneş batıdan doğsa da iman etmeyenlere benziyor! Bu tiplerin “umrecilere” ve “ezana” olan husumeti, Allah'a düşmanlıklarından ileri geliyor. Corona'nın rağmına azgınlık yapan bir gurup azınlık, kıyamet başlarına da kopsa “iman” etmez.
Not: Eğlenceyi organize eden ve gözaltına alınan villa sahibi de dahil 4 kişi adliyeye sevk edildi. Savcılık sorgusunun ardından mahkemeye sevk edilen şüphelilere adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Şüpheliler, 2 ay boyuncu konutlarını terk edemeyecek.
KENDİLERİNİ KUTSAYAN “AHMAKLAR!”
Ne acayip ve garip kişilere tesadüf ediyoruz şu hayatta. Adam resmen “Allah benim belamı versin” diye bir mücadele içerisine girmiş. Hatta daha da garibi, kendilerini kutsanmış ve seçilmiş telakki edenler de var. Bazı aklı evveller, Corona virüsünden dolayı gerekli tedbirleri almayıp, “Biz Müslümanız, bize bir şey olmaz” veya “Biz filan cemaatin mensubuyuz, inayet altındayız” şeklinde, “Allah'ı tecrübe edervari” tavırlar içerisine girmektedirler. Birileri bu ahmaklara, Peygamberlerin dahi adetullah ve sünnetullah kanunlarına riayet ettiğini hatırlatsın!
45 PROJENİN 27'Sİ TAMAM!
Yaklaşık 1 yıl önce mutlu insanların şehri Yeşilyurt'a belediye başkanı seçilen Mehmet Çınar, seçim sürecinde söz verdiği 45 projenin 27'sini hayata geçirmiş durumda. Yerel seçimlerin üzerinden geçen kısa zamana rağmen, projelerin büyük oranda hayata geçirilmesi, vatandaşın takdirini topluyor.
İşte Çınar'ın göz dolduran performansı
31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti'den aday gösterilen Mehmet Çınar, 102 bin 559 oy alarak Yeşilyurt Belediye Başkanı seçilmişti. Yüzde 63.80'lik oy oranıyla ciddi başarı yakalayan Başkan Çınar, seçim öncesi söz verdiği “45 projeyi” hayata geçirmek için kolları sıvamış. 1 yılda verilen sözlerin “4'te 3'ünü” yerine getiren Başkan Çınar, kültür evinden, macera parkına, mahalle meclislerinden, millet kıraathanelerine uzanan 29 projeyi vatandaşların hizmetine sundu. Başkan Çınar, vatandaşların beklentilerini kısa süre içinde karşılayarak büyük bir başarıya imza attı.
Selam ve dua ile
Fiemanillah