Porgalı Kezban Teyze ve “Kimliksiz Hakikatler”
20 Şubat 2025, Perşembe 20:34
Üzerine karın üstüne kar düştüğü, Karlık Dağları ile Hamza Dağı arasında kalan Porga Vadisi’nin ortasındaki Zerne Köyü’nde, taştan örülmüş, üfürseniz yıkılacak, üç odalı eski bir evin içinde tek başına yaşayan Keziban Teyze her günkü gibi sabah erkenden kalktı.
Ömür boyu üzerinden hiç eksik bırakmadığı yöresel elbiselerini giyip, naylondan örtülmüş küçücük penceresinden dışarıya baktı. Nerdeyse bir insan boyunu aşacak kadar yağan karı seyrettikten sonra bismillah deyip işe koyuldu.
Önce sobayı yaktı, çay suyunu üstüne koydu. Bitişik odadaki ahıra yöneldi ve önce eşeğin sonra da ineğin yemini verdi. Ahırı da bir güzel temizledikten sonra üşüyen ellerini sobada ısıtıp biraz dinlendi. Yarım bıraktığı patiğini azıcık da olsa örmeyi de ihmal etmedi.
Sırasıyla ineği sağması ve sütü kaynatması günlük yaptığı işlerden bir kaçıydı. Dışarı çıktı ve kar süpürme aletini omzuna atıp dama doğru yöneldi. Dizleri eskisi gibi güçlü olmasa da damdaki karı küremek zorundaydı. Uzun yıllardan beri yaptığı mutat bu işlerden dolayı üşümeyi ve yorulmayı unutmuştu. Porga’daki her kulukli teyzenin kaderiydi bu…
Tekrar içeri girdi, çayını demledi ve bizzat kendi elleriyle yaptığı tereyağı, peynir ve yoğurdun hiç eksik tutmadığı sofrasına kurulup kahvaltısını yaptıktan sonra günlük işlerinin ikinci bölümüne başladı.
El arabası ile ahırdaki ahbınları doldurup dışardaki yığının üzerine biriktirdi. Sıra, evin önündeki ocakta ekmek pişirmeye gelmişti. Ateşini tutuşturduktan sonra akşamdan hazırladığı hamuru tek tek sacın üzerine serip günlük ekmeğini pişirdi.
Bitti mi? Hayır.
Sobada yakacağı odunları kim hazırlayacaktı? Komşular değil herhalde… Derheyi ve baltayı alıp odunları ve çırpıları bir güzel kırıp kovaya doldurdu ve sobanın yanına bırakıverdi.
Bu kadar yoğun işleri arasında akraba ve komşu ziyaretlerini ihmal etmeyen Kezban Teyze, bugünkü ziyaret tercihini eltisi olan Emine teyzeden yana kullandı. Karla kaplı dar ve engebeli sokaklardan geçerek kendisi gibi kulukli olan Emine Teyze’nin evine vardı. Çaylar içilip sohbetler yapıldıktan sonra Keziban Teyze tekrar evin yolunu tuttu.
Günün sonunda, Keziban Teyze kapı eşiğine oturup kitabını açtı. Bir önceki günden yarım bıraktığı yerden okumaya başladı: “Kimliksiz Hakikatler”… Şaban Ali Düzgün Hocamızın bu kitabını tesadüfen seçmiş olamazdı. Belki de bu kitabın ismi ile bize bir mesaj veriyordu.
Sizce Keziban Teyze bize ne demek istiyordu?
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.