Prof'un biri Selahattin Gürkan'ı bize havale etmiş!..
23 Mayıs 2023, Salı 09:25Hay hay efendim, memnuniyetle!...
Fi tarihinde çocuğu olmayan bir kralın sonunda bir oğlu olmuş. Ama çocuğun sol kulağı yokmuş. İleride kralın oğluyla çocuklar dalga geçmesinler diye kral ferman yayınlamış, doğan her çocuğun sol kulağının kesilmesini emretmiş. Artık yeni yetişen nesil tek kulaklı olmuş. Zamanla başka diyarlardan gelen iki kulaklı insanları görünce, bakın bakın adamın iki tane kulağı var diye alay ediyorlarmış!.
Tarihte eşi benzeri olmayan asrın felaketi dedikleri depremi 11 il yaşamış, 14 milyon insan etkilenmiş, on binlercesi de enkaz altında can vermiş. Demir yolları kıvrılmış, binalar tuz buz olmuş, tarihi yapılar yıkılmış, dağlar parçalanmış, yeryüzünün ekseninde kayma olmuş. Bunun adı deprem!. Sebebi ise sadece fay hatlarının kırılması!..
Ama yüz yıllar boyu fay hatlarının neden kırılmayıp bizim zamanımızda kırıldığını kimse açıklamaz!. Aynı şekilde sel olur, tedbirsiz olanları, dere boyundaki yapıları alıp götürür. Felaketin adı seldir!. Ama kimse dönüp bu selin bugün olmasının sebebini sorgulamaz.
Aslında din adamlarının, alimlerin işi de bu noktada başlar. Yer altıyla, fay hatlarıyla, depreme sebep olan etkenlerle bilim uğraşır. Her şeye rağmen başımıza gelen felaketlerin engellenememesinin manevi sebebiyle de alimler muhatap olur, Kuran devreye girer, Peygamber ve ashabının söyledikleri devreye girer, tarihteki kavimlerin helak sebeplerine dönülür.
Bugün bunu yapmayan alimlerin yerine Selahattin Gürkan iki kelime söyleyince, sosyal medyada rakipleri tarafından linç edilmiş!. Tıpkı tek kulaklıların iki kulaklıları alaya aldıkları gibi!.
Dört aya yakındır ki deprem felaketini yaşadık. Adı alim olan, adı Diyanet olan kurumdan kimsenin gıkı çıkmadı. Dini açıdan kimse bir yorumda bulunmadı!. Hayrola ya!. İnanan müslümanlar olarak bu felaketin hiç bir manevi sebebi, etkisi, tarafı yok mu acaba!?..
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Selahattin Gürkan’dan önce konuşması gerekenler neden tek kelime etmediler!?...
Sadece bir fay hattının kırılması sonucu mu başımıza bu felaket gelmiştir!?.
Bundan başka bunun izahı yok mu!?.
Bu Kuran neden bahseder!?.
Kuranda doğal afetlerle ilgili bir şey yok mu acaba!?
Peygamber bu konuda hiç bir şey söylememiş mi!?.
Sahabeler döneminde kimse benzer bir şey yaşamamış mı!?.
Silah patladığı için adam öldü!. Katilin, azmettiricinin ve kimsenin suçu yok öyle mi!?.
Buradaki manevi hakikati, bu zamanda başımıza gelen bu musibetin sebebinin azgınlığımız olduğunu söylemek Malatya Büyükşehir Belediye Başkanına mı kalmalıydı!?.. O da dost meclisinde, meal bilgisiyle, teferruata girmeden, maddi sebeplerden sonra sadece iki kelime olarak zikretmesi çok mu zorunuza gitti!?. Alimlerin evet, bu millet azdı, Allah da bu uyarıyı hepimize yaptı, demeleri gerekmez miydi!?.
Bu cehaletin fitilini ateşleyen ise, felaket tellallığı yapan biri. Boş teneke gibi ses çıkarıyor. Söylediklerini herkes biliyor ama onun isminin önünde P R F harfleri olduğundan deprem gününden beri bu millete etmedik psikolojik işkence kalmadı!.
Aslında bu Naci GÖRÜR ama görmeyen adam, Belediye Başkanımızın söylediklerine kızmamış!. Özelde konuşsanız, inanıyorsa şayet, o da benzer şeyleri tekrar eder!. Adamın kızdığı şey; Depremden beri o köşe senin bu köşe benim her fırsatta ve her ortamda felaket tellallığı yapıyor ya! Sen Selahattin Gürkan, kitleleri peşinden sürükleyen, sesi yüz binlere milyonlara ulaşan adam, nasıl benim adımın Prof. Naci GÖRÜR olduğu bilemezsin!?. Adımı nasıl unutursun ki etrafındakiler söylerler!?. Adam buna bozulmuş!..
Sayın Başkan depremin bilimsel tarafından, fay hatlarından bahsediyor sonra bu konuda artık herkesin kabusu olmuş, ama Sayın Başkanın adını hatırlamadığı Naci GÖRÜR’Ü kastederek diyor ya; Ne Görür’dü? Millet Naci Görür diyor.
Adam belli ki buna çok bozulmuş! Biraz da haklı tabi!. Üç yaş ve üstü bu ülkede ne kadar insan varsa bu adamın adını ezberledi. Bu adam herkesin korkulu rüyası oldu!. Aylardır millete uyku uyutmadı!. Yetkililerden biri de çıkıp ağzının payını vermedi!. Kes lan demedi!. Adam nefsini o kadar ilahlaştırmış, egosu o kadar tavan yapmış ki, nasıl olurda benim adımı bilmez, soyadımı söyler de adı neydi der!? Böylece sallamış belediye Başkanımıza. Sonra da bize havale etmiş!.
Eyvallah, hay hay efendim, kırk yıldır Malatya’da kılı kırk yaran, santim santim sokaklarına, siyasetine, ekonomisine, idarecisine şahit ve hakim olan, Malatya’yı yazan biri olarak bu havaleyi kabul ediyor, şimdi de ben gereğini yapıyorum.
Senin gibi bilim adamına… diyeceğim ama edebim el vermiyor!. Sen mi bilim adamısın!?. Sen dört aya yakındır açıklamalarınla olsan olsan cellat olursun!. Senin açıklamalarından dolayı İstanbul tarihi göç verdi. Bu ülkede insanlar fellik fellik kaçacak yer arıyor!. Aylardır milyonlarca insanın ve bu ülkenin uykusunu kaçırdın!. Bitmeyen bir korku dizisi oldun!. İnsanların yaşam kalitesi bu kadar ucuz mu bilim adamı!?. Depremi yaşayan yaşadı, diğerleri de yaşanları ve yaşadıklarını gördü. Ama senin gibi avanak biri bu millete her gün deprem yaşattı!. Depremden daha çok bu milletin belası sen oldun!..
Niçin biliyor musun!?.
İsminin önünde P R F harfleri olduğu için. Ama sen bu millete ilminle bilginle hitap etmedin, çığ oldun, felaket oldun yaklaştın!. Yersiz ve zamansız açıklamalar yaparak millete nasıl bir acı ve ızdırap çektirdiğini biliyor musun!?. 86 milyon insanın evinde her an deprem yaşattığının farkında mısın!?. Kim sana bu yetkiyi verdi?.
Sen bilim adamı mısın, yoksa filim adamı mı!?.
Daldan dala atlayan şebek gibi o kanal senin bu kanal benim, yetmedi sosyal medya hezeyanlarınla bu millete rahat bir an yaşatmadın!..
Bilim adamı sosyal medyada olmaz, Bilimsel makalelerde, bilim dergilerinde, bilimin ve bilimden anlayanların yanında olur!. İlmiyle ve bilimiyle yetkililerle olur!. Deprem olduktan sonra uyuz uyuz açıklamalarıyla ortalığı velveleye vermez!.
Sen egosunu ilah edinen, ben ben demeye doymayan birisin, bu topluma ne faydan olur!?.
Söylediklerini kim uygulamış bugüne kadar!?.
Madem her vesileyle Malatya’yı uyarmışsın, neden Malatya, Erkenek ve Sincik fay hattıyla enkazın altında kalmadı da Kahramanmaraş depremiyle yıkıldı!?. Neden yapılarla ilgili, zeminle ilgili, yapılanlarla ilgi bir şey dememişsin!?. Hadi gel de ki; ben deprem olunca Fahri Kayahan ve Bostanbaşı’ndaki tüm yeni yapıların yıkılacağını söyledim ama kimse beni dinlemedi de!.
Bu deprem dağları taşları parçalamış, eski yeni her şeyi yıkıp gitmiş, sen hala ben ben diyorsun!.
Egosu ile aklının arasını açmış adam! Madem o kadar biliyordun bari depremin ne zaman olacağını da söyleseydin ya!. Biz de ona göre tedbir alaydık!.
Senden önceki deprem bilimcileri, ilim ve bilim adamları 600 yıldan beri aynı şeyleri söylemediklerini mi sanıyorsun!?. Amerika’yı bugün sen mi keşfettin!?.
Bilim adamıysan, bilimsel açıklamalarda bulun!. Ötesi seni ilgilendirmez!. Yüz binlerce insanın oy verdiği, Türkiye’nin en başarılı Belediye Başkanını karalamak sana kalmamıştır!. Belli ki bilgisiz olan sensin Belediye Başkanımız değildir.
Malatya Büyükşehir belediye Başkanı Selahattin Gürkan da bir depremzededir. Deprem saatinden şu ana kadar uyku uyumadan canla başla eksiksiz çalışmış, sahadan ayrılmamış, ne gerekiyorsa yapmıştır. Ne birileri gibi şehri terk edip kaçmış, ne de birileri gibi o kanal senin bu kanal benim felaket tellallığı yaparak 86 milyonluk ülkeye aylardır deprem yaşatmamıştır!. Bu şehrin insanı için, yıkılmış, yerle bir olmuş bu şehrin hafızasını korumak için canhıraş mücadele ediyor. Bunu, sosyal medya bilim adamları anlamazlar!.
Malatya’da depremden kurtulup İzmir’deki evde yatamayan, baba burası da güvenli değil, burada deprem olacakmış diyen, günlerce uyku uyumayan çocuğumun bozulan psikolojisi depremle değil, senin gibi avanakların açıklamalarıyla bozuldu!. Benim çocuğum ve milyonlar aynı psikolojiyi yaşıyorlar hala!. Sebebi, senin o deprem sonrası yersiz ve zamansız açıklamalarındır!..
Ama sen de haklısın profesör!. Bu toplum o kadar çok azmış olmalı ki, asla hatayı kendisinde görmüyor, yaratıcısıyla savaş halindedir. Dinsiz imansız adamları rab edinmişler. Onlar ne derlerse, adeta Allah’tan intikam alırcasına destek oluyorlar!. Ama Allah’ın kitabına dönüp bakmıyorlar!.
Ey millet! Size soruyorum:
Geçmişte helak olan bütün kavimlerin helak sebepleri olan günahların tamamı bu toplumda aleni olarak işleniyor mu!?.
Herkes bu ahlaksızlığa baka baka duruyor mu!?.
Zulüm, zina ve haram başını almış gidiyor mu!?.
Hiç birinizin lgbt kelimesini ağzına almadığı günü var mı!?. Bu sapkınlık aleni olarak sokaklarımızda mı!?. Siyasette mi!? Basın ve sanat dünyasında mı!?. karşı çıkabilen var mı!?.
Faiz yemeyen var mı!?.
İçki tonlarla tüketiliyor mu!?.
Eşcinsel filimler ve diziler bu ülkenin kanallarında oynuyor mu!?.
Müslümanların kanalları akşama kadar namussuzluğa öncü olup, o çocuk kimden, bu kime kaçtı, ortalık kadını hangi erkeği tercih edecek diye ahlaksızca programlar yapıyor mu!?.
Hiç birinizin kılı kıpırdıyor mu!?.
Yasalar kimden yana!?.
Daha fazlasına ne gerek!?. Başımıza taş yağmadığına dua edelim. İkna olmayanlar gelsinler yüzlerce delil sunayım kendilerine!.
Ama şunu bilmeliyiz ki Allah bizi uyardı. Sadece uyardı, helak etmedi. Ölenlerimiz şehit, kalanlarımız da dönüp tevbe istiğfarda bulunmaları gerekir. Bu konuyla ilgili daha önce yazdığım “İlahi İkaz Deprem!.” Başlıklı makalemi, https://www.malatyatime.com/makale/ilahi-ikaz-deprem-77604 linkini tıklayarak okuyabilirsiniz.
Sonuç olarak;
Selahattin Gürkan en zor zamanda Türkiye’de en yüksek oyu alarak Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştur. Bu depremde olan hiç bir ihmalden de sorumlu değildir. Depremi de o yapmamış, fay hatlarının kırılma talimatını da o vermemiştir!.
Algılardan nemalanan bazı siyasi rakiplerin Selahattin Gürkan’ın doğru sözlerini alıp sosyal medyada sağa sola bükmeye çalışmaları ellerinde patlamıştır. Buna vesile olan, neydi ADI!? Neydi GÖRÜR ama kendisi görmez adam, Malatyalıları provoke etmiştir. Belediye başkanımızı trollerin önüne atmıştır. Yapılan ahlaksızca yorumlardan zevk alırcasına sosyal medyasında yalan beyanda bulunmuştur. Yaptığı tek doğru şey; Başkanımızı bize havale etmesidir. Biz de başkanımızdan memnunuz. Çalışmalarından memnunuz. Ahlakından memnunuz. Devlet adamlığından memnunuz. Belediye Başkanlığından memnunuz. Onun siyasi konumuna diş bileyen, koltuğuna göz diken, bu sözlerden dolayı tırnak sürten sürtüklere yedirmeyiz!. Arka zekalılara yem etmeyiz. Herkes önce bunu böyle bilsin, sonra da haddini bilsin!.
Helal olsun Sayın Başkanım. Allah senden razı olsun. Açıklamalarının sonuna kadar arkasındayız. Fahişe ve türevleri rahatsız olacaklar diye Allah’ın ayetlerini açıklayamaz hale geldik!. Birileri rahatsız olmasın diye Sünnetullah’tan bahsedemez olduk. Doğru söyledin, yerinde ve zamanında söyledin. Bütün bunlardan sonra kendimize çeki düzen vermeliyiz. Allah’a rücu etmeliyiz. Tevbe ve istiğfarda bulunmalıyız. Haramları ve günahları terk etmeliyiz. Yüce Rabbimiz Enfal sûresi 33. ayette buyuruyor ki:
“Ey Resulüm! Sen onların içlerinde bulunduğun sürece Allah onları cezalandırmayacaktır. Onlar tevbe istiğfarda bulundukça da Allah onları cezalandırmayacaktır”
Bugün Resulullah aramızda değil, sünneti aramızdadır. Kuranı Kerim aramızdadır. Kim O’nun sünnetinden ve Kurandan uzaklaşırsa Allah ona uyarı niteliğinde musibet verir. Dileseydi Rabbimiz 6 Şubat sabahına kimse kalmazdı. Ama bizi sadece uyardı!. O gün 14 milyon insanın doğum günüdür. İnşaallah dirilişimiz de bu çöküşümüzde olacaktır…
Fi Emanillah…
Ebuzer AYDIN
“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”