Selahattin Gürkan yeniden aday gösterilmez mi?

-Yerel seçimlerde 16 ilin önemi ne?

-“Matematik yalan söylemez” sözünü kanıtlayan hesapta denge şaşmıyor!

-AK Partinin başka bir isimle, getirisi ne olur?..

-Selahattin Gürkan’ın yerine, başka bir adayı, Ak Parti ne için  arayacak? 

-“Efendim Selahattin Gürkan çok yıprandı. İnsanlar O’na oy vermez” sözünü pragmatik tahlil ettim…

-Her seçim öncesi, aynı filmi izlemek ve izlettirmekten bıkmadınız mı?

-Kadın Voleybol Milli Takımı’nın başarısını nasıl gölgelediler?

-Bu algı hangi “manyak kafa”nın eseridir?

-Memleketimin böyle anılmasını kimlerin kemiğini sızlattı?

-“Yüzyılın Afeti”nde adımız anılmadı, formasına 44’ü alınca neden herkes Malatya’yı konuşur oldu?

-Malatya’da binlerce insan kime dava açmaya hazırlanıyor?

-Fiskos Masasında ne var?

-Haftanın Karikatüründe ne var?

-Laf Ebesini okumadan geçmeyin!

**

Hatırlanacağı üzere, 1 Nisan 2019 Pazartesi günü, saat: 13.00’da tüm Türkiye bir “sürpriz” yaşamıştı.

Resmi olan sonuçlara göre, 30 büyükşehirden, 15'ini AK Parti,  11'ini CHP, 3'ünü HDP, 1'ini ise MHP almıştı. 

2019 yılında AK Parti ilk kez ciddi bir “seçim yenilgisi” alarak; İstanbul, Ankara ve Antalya’yı kaybederken; Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’de, Adana ve Mersin’i kaybetmişti. 

Seçimlerle ilgili “Büyükşehir” vurgusu yapmamın sebebine gelecek olursak; AK Parti  ve ortağı olduğu Cumhur İttifakı, elindeki 16 Büyükşehir’i kaptırmamak için, elinden geleni yapacak ve yapmalı. 

İşte o 16’nın içinde, Malatya da bulunuyor. 

HESAP ORTADA!..

“Matematik yalan söylemez” sözüne katılarak, şöyle ifade edeyim: Son seçimlere baktığınızda Malatya’da, AK Parti’nin oyu yüzde 46.7’ydi. Bunun üzerine yüzde 13.9 MHP ve yüzde 9.51 Yeniden Refah Partisi’ni eklediğinizde, bu oran yüzde 69.51’e tekabül ediyor.  

Burada dikkatinizi çekmek istediğim konu; 28 Mayıs 2023 tarihinde, ikinci turda üç partinin aldığı oy oranı bu kadarken, Selahattin Gürkan’ın 2019 yılında Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu zaman aldığı oy oranı ise, yüzde 68.47’ydi... 

Neredeyse Cumhur İttifakı’yla, aynı oy oranını almış. 

Hatta 14 Mayısta ilk turda Cumhur ittifakının aldığı oy sayısı 296 bin 188 iken, Selahattin Gürkan’ın aldığı oy sayısı ise, 305 bin 588 oldu.  Yani Cumhur ittifakından 9 bin 400 kişi, Selahattin Gürkan’a daha fazla oy vermiş. 

Malatya yerel seçimlerinde AK Partili olup da, oy alacak en “joker aday”; en fazla 28 Mayısta alınan yüzde 46.7 civarında bir oy oranına kavuşacaktır.  Yani bu kişi Selahattin Gürkan’dan yüzde 21.77 oranında daha az oy alacaktır.

BAŞKA BİR İSİMLE, RİSKE GİRMENİN NE ALEMİ VAR?..

Yukarıdaki hesap, şunu gösteriyor; Selahattin Gürkan, AK Parti için “Plus-one”.  

Yani, AK Parti’nin blok oyuna “+1” değer katıyor. 

Başta “etnik azınlık”lar olmak üzere, CHP’liden, MHP’liden, İYİ Parti’liden, Atatürkçü  ve Cumhuriyetçi’den de, Selahattin Gürkan oy almayı başarıyor. 

Bu da demek oluyor ki; Selahattin Gürkan, AK Parti’den ziyade, Cumhur İttifakının Malatya’daki doğal adayıdır. 

Durum böyle olduğu halde, Selahattin Gürkan’ın yerine, başka bir adayı, Ak Parti neden arasın ki? 

Bulunacak başka adayın, “defolu” olup olmadığı, seçim zamanına kadar bilinmeyecek.

O yeni adayın, Cumhur İttifakı’nın hanesine +1 yerine, -1 yazdırmayacağı ne malum?.. 

Sizce Cumhur İttifakı, elindeki büyükşehirlerden birini daha riske edebilir mi? 

REEL OLANI GÖRÜYOR VE YAZIYORUM!..

Şahsımı bilen bilir; “Realist” yapıya sahip olan biriyim. Olaylara “pragmatik” bakarım. Hayal dünyasına yakınlığım, en fazla “film izlerken” olur. Onda da “Yok artık” diyerek, yanımdakileri rahatsız etmişliğim çoktur. 

Yukarıda yazdıklarım; Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ı, AK Partili olarak görmeyenleri, ya da böylesine bir algı oluşturmaya çalışanları, elbette rahatsız edecektir. 

Mesleğimi, “Güvene dayalı gazetecilik” olarak yapmaya gayret ediyor, “öngörümü” de, realiteye uygun bir şekilde yazıyorum.

 “Efendim Selahattin Gürkan çok yıprandı. İnsanlar O’na oy vermez” sözlerini duyunca, “Geç bunları…” diyerek karşılık veriyorum. 

Her seçim öncesi, aynı filmi izlemek ve izlettirmekten bıkmadınız mı?

BANA NE SPORCUNUN SAPIKLIĞINDAN!..

Malum olduğu üzere, önceki hafta Kadın Voleybol Milli Takımı, büyük bir başarıya daha imza atmıştı. 

Türkiye Cumhuriyeti’nin forması altında elde edilen bütün başarılar, “göğsümüzü” kabartıyor. 

Ancak, o başarıyı gölgeleme çabasına girenleri de, gördük maalesef. 

Şampiyonluktan ziyade, magazin malzemesi yapılan oyuncular ve onların cinsel tercihleri(!) konuşulur oldu. 

Bu cinsel tercih kelimelerine “irrite oluyor” ve “Ne tercihi ulan!.. Allah’ın lanet ettiği bir fiil, basit bir şeymiş gibi gösterilemez. Toplumun ayarlarıyla bu kadar oynayamazsınız.” diyerek haykırıyorum. 

Allah’ın lanet ettiği sapıklığı, normalmiş gibi göstermek ve genç dimağlara sporcunun sportif başarısını değil de, hangi sapıkça hareketi yaptığını anlatmak, hangi “manyak kafa”nın eseridir? 

MALATYA’NIN, BU İSİM İLE BİRLİKTE ANILMASI DA AYRI BİR GARABET!.. 

Özel yaşamında erkeksi kıyafetleri tercih eden bir voleybolcu var.

Sapık mıdır? Değil midir? Bilmem. 

Malatya’yla adı birlikte anılan voleybolcu. 

Bir Malatyalı olarak elbette dikkatinizi çekmiştir. 

Günlerdir Melisa Vargas’tan bahsediyorlar. 

Neymiş efendim?: Vargas’ın uğurlu sayısı 44’müş, bunun için de Malatya’yı çok seviyormuş. Kendisini Malatyalı ilan etmiş. 

Bana ne, ne halt ediyorsa. 

Tabii ki kimseye “Sev” ve “Sevme” diyemem. Ama Memleketimin onunla birlikte anılmasını da istemem. 

Bu da benim doğal hakkım.

“YÜZYILIN AFETİ”NDE ADIMIZ ANILMADI, FORMASINA 44’Ü ALINCA HERKES MALATYA’YI KONUŞUR OLDU

Dinine, vatanına, milletine bağlılığıyla nam salmış Malatya’yı “Asrın Felaketi”nde anmayanlar, şimdi tutturmuşlar “Büyük voleybolcu Malatyalı oldu” diye haber yapıyorlar. 

Dini için, vatanı için, milleti için canını vermiş binlerce yiğidin memleketinin böyle anılıyor olması, gücüme gidiyor arkadaş. 

Afeti iliklerine kadar yaşayan Malatya, sanki hiç bir şey olmamış gibi; sırf vatandaşlık aldı, formasına da 44 rakamını yazdırdı diye, hakkında “lezbiyenlik” iddiası bulunan biriyle anılıyor. 

Başta mücâhid Ramazan Keskin olmak üzere, binlerce Malatyalı şehidin kemiklerini sızlattınız. Ettiğiniz cürümden haberiniz var mı? 

MALATYA’DA DAVA AÇMAYA HAZIRLANAN BİNLERCE İNSAN VAR

Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük yıkım yaşanan Malatya’da, hala yıkımlar devam ediyor. 

Önceki yazılarımda da değindiğim, vatandaşın “asbest tozu”na maruz bırakılması meselesi, halen orta yerde duruyor. 

Yine yıkım yapılan binaların malzemeleri, bulunduğu yerde ayrıştırılıyor. 

Ortaya çıkan toz bulutunu ise, vatandaş soluyor. 

Somut bir adımın atıldığına henüz şahitlik etmedik. 

Yıkımlarla ilgili olarak dikkatimi çeken bir başka hususu yazmak istiyorum: Öncelikle yıkım işini alan firmaların çalışma şeklini anlatayım. Normalde yıkım işini alan firma, yıkılacak binanın gövdesini yıkar, o yıktığı binayı alıp, ayrıştırma yerine götürüp, orada ayrıştırma yapar. 

Binanın ana gövdesi dışındaki mobilya, pencere  ve o binada depremden önce oturanların eşyaları alınamaz. O binaya ek olarak, kamelyaları, bahçedeki ağaçları ve taşları alamazlar.

Malatya’da ise bu iş öyle yürümüyor. Yıkımı alan firma, işi genelde kendisinden başka bir firmaya hatta şahsa taşere edebiliyor. Bunlar da genel de hurdacılar ya da ikinci el malzeme satan insanlar. Bu insanların işi alma şekli de; yıkılması gereken binanın “karkas” olarak yani ana gövde olarak yapımında kullanılan “demir”in kaç ton olduğu hesaplanıyor. Hesaplanan bu miktardaki demire, kim daha fazla ücret verirse, işi o alıyor. İşi bedava dahi yapsa, hesap verdiği kimse yok. 

Lakin binada ne var ne yoksa, talan ediliyor. Binanın bahçesindeki kilit taşları, kamelyası, kapısı, penceresi, içerisindeki eşyalar, her şey kapanın elinde kalıyor. Buna itiraz edenler de çıkarsa, “Ben valilikle anlaştım.” Diyerek, itiraz eden bina sahiplerini de yaka paça oradan uzaklaştırıyorlar.

Sonuç olarak o yıkılan bina sahiplerinin de başındaki kara bulutlar dağılacak. Kimisi “avukat”, kimisi “doktor”, kimisi “hakim” veya “savcı” olan bina sahipleri, yarın öbür gün hayat normale dönünce, adaletin kapısında mallarını çalan yağmacılardan hesap soracak. 

Bana gelen bilgilere göre, sırf bu yıkım yağmaları sebebiyle mahkemeye gideceklerin sayısı 4-5 bini buluyor.   

FİSKOS MASASI: 

-Malatya 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde, işçi sıkıntısı had safhaya çıkmış. 

-Malatyalıların şikayetçi olduğu isimler arasında AFAD Müdürü de varmış. 

-Selahattin Gürkan, Ak Parti Genel Merkezi’nden  “devam” sözünü almış.

-Meşalecilerin iki adayından biri Sami Er, diğeri ise Öznur Çalık’mış.

-Yeşilyurt Belediye Başkanlığı için, Ak Parti’de, Ali Kazgan’ın yanısıra, Kahraman Kavuk, Vahap Erdem, Muhammet Yalçınkaya ve Ertan Mumcu da aday adayıymış. 

-Öznur Çalık, Yeşilyurt’ta Kahraman Kavuk’u destekliyormuş…

-YİKOB’dan sorumlu vali yardımcısı görevden alınmış.

LAF EBESİ: Yaşadıklarıma bakınca, kendimi bir nebze İbrahim Müteferrika’ya benzetiyorum.  Kendisi, Osmanlı’yı matbaayla tanıştırdı. Naçizane ben de Malatya’yı kaliteli matbaacılıkla tanıştırdım. İbrahim Müteferrika, aynı zamanda yayımcı ve yazardı. Ben de yazar ve yayımcıyım… Merhumu,  ezik ruhlu bazı embesiller eleştiriyordu. Benim de karşımda kakofonik bir melodiyle kendini akıllı zanneden bazı embesiller var. İki kelimeyi yan yana dizmeyi beceremeyen bir zat var ki; son sözüm ona: Yukarıdaki cümleleri kurmak için, matbaamın bastığı sözlüğü veya imla kılavuzunu değil, dimağımı kullanıyorum. Dikkatlice oku, belki feyz alırsın. 

Selam ve dua ile
Fiemanillah