Sisi, Ama Mısır'ın Temsilcisi!..
05 Eylül 2024, Perşembe 19:13Darbeci katil SİSİ dün iade-i ziyaret kastıyla Türkiye'ye geldi.
Hiç şüphesiz Arap aleminin lokomotifi ve siyasi lideri olan Mısır TÜRKİYE için de çok önemli bir ülkedir. Bu nedenle ilişkilerin 12 yıl aksamış olması her iki taraf için büyük bir kayıptır. Eğer bu kayıp olmasaydı belki İsrail 11 aydır Gazze'de soykırım yapamayacaktı!.
Ama bu kayıpla birlikte Mısır halkı ve İslam Alemi başka büyük kayıplar yaşadı. Binlerce Müslüman Mısır'da meydanlarda katledildi. Yüzlerce genç idam edildi. Binlerce insan hapsedildi ve çoğu hâlâ hapis. Yüz binlerce insan başta Türkiye olmak üzere bir çok ülkeye hicret etmek zorunda kaldı, yani yerlerinden yurtlarından edildi. Döndükleri taktirde idam edilecek yine binlerce Mısır vatandaşı var!..
Bütün bu haller içinde hiç bir şey olmamış gibi, sadece aksayan ticareti düzeltmek, protokoller imzalamak, sadece maddi kazanımlara bakmak çok adil değildir.
SİSİ, katil darbeci bir general, bir diktatör, hain bir kriptodur. Ama bugün Mısır'ın Cumhurbaşkanı olduğu da gerçektir. Ne yapabiliriz ki!?.
Darbe yapıldığında en çok Türkiye karşı durdu. Ama netice alamadı. Aradan 12 yıl geçti, bugün ilişkileri düzeltme yoluna gittiler. Keşke o gün Mısır'la ilişkileri bozup gavurun ekmeğine yağ sürmeseydik!. O gün dik dursaydık ama diklenmeseydik!. Kardeş Mısır halkını yalnız bırakmasaydık!. Amerika'nın ve İsrail'in daha çok kucağına itmeseydik!. Devlet aklı bugün anladığını keşke 12 yıl önce idrak etseydi!.
Artık o günler geride kaldı. Keşkelerin bir faydası yoktur. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Ama bu kârı, sadece ticari kâr olarak düşünmemek gerekir. Bundan sonra diyalogları sadece kazan kazan ilişkisine döndürmediğimiz sürece kârdır.
Bu süre içerisinde yıkılanları yaptığımız taktirde, cezaevinde boş yere yatırılan insanlara özgürlüklerini verdiğimiz taktirde, davaları devam eden suçsuzları beraat ettirdiğimiz taktirde, Mısır'da genel bir af ilan ettirdiğimiz taktirde, memleket hasreti çeken yüz binler emniyet içerisinde ülkelerine döndükleri taktirde, bu buluşmanın, bu ziyaretin faydalarını görürüz.
Eğer Mısır'a demokrasi gelir, halk iradesine saygı gösterilir, halkın seçtikleri halkı yönetirlerse, darbeciler ve katiller yargı önünde hesap verirlerse bu ziyaretin faydalarını görürüz.
Yoksa SİSİ de gelip kendisini Türkiye'de affettirmiş, vicdanını rahatlatmış olur. O zaman sıradaki Katil ESED de elini kolunu sallayıp gelsin!. Bir milyon insanın katilini de temize çıkaralım!.
Bu durum, onları orada tutanları razı eder ama her evde yara bırakmış, kan akmış insanları asla razı etmez!.
Genel olarak dünyanın çok zeki insanlarıdır Mısırlılar. Kadim bir medeniyete sahipler. İlim ve bilim alanında geçmişten bugüne izleri vardır. Bugün Amerika'da ve Batı'da en çok Mısırlı bilim adamları bulunur.
Aynı şekilde Firavunlar da bu milletten çıkmışlardır. Tarih boyunca halk, yöneticilerinden zulüm ve zorba görmüştür. Medeni dünya da onlara köleliği hep reva görmüştür. Kendi kendilerini idare etme imkanı vermediler bir gün!. Yoksa halkın kahar ekseriyetiyle seçilmiş MURSİ, bir kripto General tarafından alaşağı edilmez, binlerce vatandaşı öldürülmezdi!.
Hani Amerika ve Avrupa demokrasi havarileridir ya!. Hani her yere demokrasi ve özgürlük götürmek istiyorlar ya!. Neden sadece islam ülkelerinde ve Afrika'da kan ve göz yaşı var!?. Neden istediklerini devirip, istediklerini atıyorlar!?. Mısır gibi bir medeniyete sahip bir ülkeyi bugün konuşma özürlü katil darbeci bir General mi yönetmeliydi!?.
Türkiye açısından baktığımız zaman bu ziyaret gayet verimli geçmiştir. Ama hak, adalet ve özgürlükler açısından, Mısırlı kardeşlerimiz açısından, darbe zamanı meydanlarda kurşunlara canlarını siper edenler açısından durum hiç de böyle değildir. Umarız ki, bundan sonra atılacak adımlar, onları da memnun edecek hamleler olur!. Aksi taktirde hükümet ve Sayın Cumhurbaşkanımız Müslüman Kardeşler cemaatinin ve müslümanların gözünde onları da davalarını da satmış olur!. Zira mazlumları savunan Türkiye'nin bugün o mazlumların gözündeki yeri; Türkiye'nin sadece maddi kazanımları değil, mücadele verdiği mazlumların haklarının da alınmasıdır. Ama bu konuda somut bir adım henüz atılmamıştır. Özelde konuşulmuşsa şayet, yetkililerin kamuoyunu bilgilendirmeleri gerekir.
Ayrıca;
Mısır ile ilgili, SİSİ ile ilgili bugüne kadar konuştukları ve yazdıkları ayaklarının altına konulsa başları göğe değecek kadar olan yazar ve çizerlerin bugün suspus olmaları, kustuklarını yalamaları çok acı değil mi!?. Enazından bu ziyaretin olumsuz yanlarını ve gündeme getirilmesi gerekenleri dile getirmeleri gerekmez miydi!?.
Bugün İslam Alemi başsızdır. Osmanlının yıkılışıyla birlikte islam hilafetini de bir asır önce kaldırdılar. O günden beri başsız kalan ümmet büyük bir zillet içerisindedir. İslam ülkelerinin devlet başkanları Siyonistlerin atadığı ve orada tuttukları piyonlardır. Bugün ümmetin başına gelenler, hilafetin yıkılmasından kaynaklıdır. Osmanlı hilafet devleti olsaydı bugün dünyanın sahibi Yahudiler değil, Müslümanlar olurdu. Müslüman ülkelerde demokrasi ve özgürlükler yok ki halk idarecilerini değiştirsin!. Bazen kazara bir seçim kazanılsa da Mısır gibi, hemen darbe ile alaşağı ediyorlar.
Alemi islamın umudu Türkiye'ydi!. Türkiye ancak hepsine abilik yapabilirdi. Türkiye'de umutlar yeşerebilirdi. Türkiye güçlenir yeniden Alemi İslamı birleştirebilirdi. Bu nedenle ümmetin umudu Türkiye idi. Yüz yıldır bu alemden uzaklaşmamıza rağmen hâlâ umut kapısıysak ne mutlu bize!. Ama biz bunu bugün iyi değerlendiremiyoruz. Dün o topraklar bizimken, bugün gidemediğimiz o yerlerden Allah'ın bize gönderdiklerine sahip çıkamıyoruz!. Ya gücümüz yok, ya da içerde hâlâ düşmanımız çok.
Fakat bilmeliyiz ki; Allah nurunu tamamlayacaktır. Bizimle olmazsa başkasıyla!..
İstanbul'u fethetme müjdesine nasıl nail olmuşsa ceddim, Allah'ın ayetindeki müjdeye de bu milleti mazhar eder Rabbim. Umarım o nur bizimle, Türkiye ile tamamlanır.
Bugün gücümüz sadece duadır. Allah dualarımıza icabet ederse ve dilerse her şey daha iyi olur. Yoksa kaybettiğimiz dünyamızın yanında yarın hesabımız da ağır olacaktır.
Bizim sorumluluğumuz sandık başına gidip oy kullanmakla bitmez!. Başımıza müslüman idareciler seçmekle sorumluluktan kurtulamayız!. Asıl o zaman aldanırız!. İdarecisini müslümanlardan seçtikten sonra müslümanın asıl işi başlar. Yoksa o müslüman bugün sadece sisteme hizmet eder, rejime taze kan olur. 22 yıldır yaşadığımız en büyük sorun da budur!. Bizden olanlara oy verdik, akabinde onlara yardımcı olmadık!..
Nasıl mı?.
Yanlışlarına karşı çıkmadık, doğrularına yardımcı olmadık!. Böylece başkasına teslim ettik. Etrafında etten duvarlar ördüler, yanlış üstüne yanlış yaptırdılar!. CHP bile bu yanlışlar üzerine iktidara gelme hayalleri kuruyor!. Yanlışlarımız sadece doğrularımızı götürmedi, yerine yanlışları getirdi ve daha da yanlışını getirecektir!. Çünkü hiç bir yanlış hesaptan doğru sonuç çıkmaz...
Fi Emanillah.
Ebuzer AYDIN
"Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni"