Siyasetinize tüküreyim!..

Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacımızın olduğu bu dönemde, özellikle sosyal medya hesaplarından ve medyadan yapılan bazı yayınlar pes dedirtti. Devleti, özellikle de hükümeti basiretsizlikle, beceriksizlikle ve art niyetli olmakla suçlayan yayınları gördük. “Asrın felaketi” olarak nitelendirilen deprem afetinin vurduğu 10 tane il ve binlerce bina var. Bunun gibi bir afete düçar olmuş ülkemiz, büyük bir sınavı, büyük bir başarıyla veriyor. Eksiklikler elbette var. Gönül isterdi ki hiç olmasın. Takdir edersiniz ki; büyük bir felaketle başbaşayız.

Geçmişte Marmara depremi gibi bir afeti de yaşadı bu millet. 3 gün boyunca devletin tek bir ferdinin deprem bölgesine gelemediğini gördük. İnsanların üzerlerine yıkılan binalarda öldüğünü, günler sonra çürümüş cesetlerinin çıkarıldığını ve çıkarılamayanların da molozlarla birlikte denize döküldüğünü gördük. Yurt dışından gelen yardım paralarının, devletin memurlarına maaş olarak ödendiğini öğrendik zamanın başbakanından. Hatta, afet bölgesi ilan edilmemesi için 30-40 bin olması gereken ölü sayısının, 18-19 binlerde bırakıldığına şahit olduk.

Bu gün ise deprem anından itibaren, vatandaşının yanında olan belediyeleri, milletvekillerini, bakanları ve bütün kurumları görüyoruz. “Eksiklikler var mı?” var. Bu eksiklikleri, olması gerekenleri dile getirip, kırmadan incitmeden yerine getirilmesini sağlamaya çalışmalıyız. 

Deprem bölgesinde canını dişine takmış binlerce insanın gayretini görmeyip, “O da olmadı. Bu da yapılmadı. Şunu çaldılar. Bunu yürüttüler. ” demek, faydadan çok zarar veriyor. Maalesef bunun örneklerini her geçen dakika daha fazla görür olduk.

Depremin yaşandığı ilk andan itibaren, tüm Türkiye seferber olmuş durumda. Ülkemizin hemen her noktasında yardım kampanyaları düzenleniyor. Herkes elinden geldiğince, karınca kararınca bir şeyler göndermenin derdine düşmüşken, olumsuz yayınlar gelecek yardımların da önünü kesiyor. Depremi fırsat bilip, hırsızlık, arsızlık ve yağma yapanlar, sanki her yerde varmış gibi yayınlar yapılıyor. Gönül isterdi ki hiç olmasın.  “Falanca yerde bir tırı boşalttılar” veya “Filanca kişiler, kendi yakınlarına yardım götürdü” ya da “Falanca yere hiçbir yardım gitmedi” demek, deprem bölgesindeki ekiplerde bulunan binlerce insanın şevkini kırar oldu. Bu tür haberlerin çoğalması demek, insanımızın yardım etme isteğini öldürüyor. 

Lütfen, ama lütfen, biraz daha hassasiyet. Biraz daha yapıcı eleştiri.

Rabbim, bu millete bir daha böyle acılar göstermesin.