Sultansuyu’nun Dirilişi

1865 yılı baharında, Malatya’nın bereketli topraklarında büyük bir hareketlilik vardı. Sultan Abdülaziz’in emriyle başlatılan Sultansuyu Tarım İşletmesi’nin temelleri atılıyordu. Osman Efendi, genç yaşında bu büyük projenin başında bulunmaktan gurur duyuyordu. Çocukluğundan beri toprağın dilini bilen, çiftçiliğin inceliklerini öğrenen Osman, Sultansuyu’nu bir tarım ve hayvancılık üssü haline getirmek için gece gündüz çalışıyordu.

O gün, yüzlerce insan büyük bir merakla bu muazzam projeyi izlemek için toplanmıştı. Osman Efendi, işçilerin başında duruyor, her bir detayı dikkatle inceliyordu. Temel atma çalışmaları sırasında, büyük sütunlar ve yapı taşları dikkatlice yerleştiriliyordu. Sultan Abdülaziz’in vizyoner yönetimi altında, Osmanlı topraklarında ilk defa modern sulama sistemleri ve gübreleme teknikleri hayata geçiriliyordu.

Bir sabah, güneşin ilk ışıkları altında, Osman Efendi tarlaların başında dolaşıyordu. İşçiler, yeni kurulan sulama sistemleriyle toprağı suya kavuşturuyorlardı. “Bu su, sadece toprağı değil, Osmanlı’nın umudunu da yeşertecek,” diye düşündü Osman. Onun azmi ve çalışkanlığı, tüm işçilere ilham kaynağı oluyordu.

Bir gün, Sultan Abdülaziz’den gelen bir ferman, Sultansuyu’nun kaderini değiştirdi. Fermanda, Sultansuyu’nun Arap atlarıyla ünlü bir çiftlik haline getirileceği yazıyordu. Bu karar, Osman Efendi ve arkadaşlarına yeni bir heyecan getirdi. Atlar, Osmanlı’nın gücünü ve ihtişamını simgeliyordu.

Arap atları, Sultansuyu’nun geniş meralarında özgürce koşarken, Osman Efendi onları gururla izliyordu. Her bir at, Osmanlı’nın kudretini ve zarafetini dünyaya haykırıyordu. Osman Efendi, “Bu atlar, sadece yarış meydanlarında değil, Osmanlı’nın diriliş mücadelesinde de ön saflarda yer alacak,” diye mırıldandı.

Yıllar geçti, Osman Efendi’nin emekleri karşılığını verdi. Sultansuyu Tarım İşletmesi, Osmanlı’nın modern tarım ve hayvancılık teknikleriyle donatılmış, bereketli bir merkez haline geldi. Ancak Osman Efendi, bununla yetinmedi. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, Sultansuyu’nun modern Türkiye’nin kalkınma meşalesi olmasını sağladı.

Gün geldi, Osman Efendi yaşlandı. Ancak gözlerinde hala o gençlik ateşi yanıyordu. Torunlarına, “Bu topraklar, milletimizin azim ve kararlılığının nişanesidir. Bizlere düşen görev, bu mirası korumak ve geleceğe taşımaktır,” diyordu.

Osman Efendi, Sultansuyu’nun bereketli topraklarında son nefesini verirken, Osmanlı’nın ve Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta nasıl dirildiğini biliyordu. Onun azmi ve kararlılığı, nesiller boyu sürecek bir ilham kaynağı oldu. Allah’ın izniyle, Sultansuyu’nun bereketli toprakları, nice asırlara ışık tutacak, nice nesillere ilham kaynağı olacaktı.