Tek taraflı tartışmalar toplumun yarısını geriyor!

Kadıncağız eşiyle büyük sorunlar yaşıyordu. Eşi eve girdiği andan itibaren sürekli tartışma yaşanıyordu. Hayat artık çekilir gibi değildi. İyi bir aile danışmanına gitti. Durumu anlattı. Kocasının ne kadar ters bir adam olduğunu, sürekli kendisine laf çarptığını, kavga derecesine varan söz dalaşlarını, hepsini uzuun uzun anlattı.

Aile danışmanı bayana bir ilaç hazırladı. Orta boy bir şişe ile ilacı kendisine verdi.

-“Eşiniz eve gireceği anda bundan çokça ağzınıza alıp ara ara hafif çalkalayarak ağzında beklet. Kocan yatıncaya kadar da ağzından çıkarma ve yutma. Kocan yattığında bunu lavaboya çıkar. Ağzını yıka ve sen de yat!”

Kadın bir ümit ilacı aldı. Danışmanın ofisinden çıktı. Aradan 3 gün geçmişti ki kadın aile danışmanının ofisine neşe içinde girdi. Danışmana:

-“İlaç için çok teşekkür ederim. Gerçekten çok büyük faydasını gördüm. 3 akşamdır kocamla tartışmıyoruz. Evliliğimizi kurtardı. İlaç harikaydı.”

Danışman hafiften tebessüm ederek:

-“Bakın ağzınızı kapalı tutunca tartışmalar nasıl da bitti.”

***

Merhaba sevgili okurlarım. Yine ben geldim. Hanım okuyucularım yazılarımı okuyunca bana kızıyor ve söyleniyorlar. Hatta çok cesur davranıp makalemin altına yorum yazanları bile oluyor. Gerçeklerin bu taraflarını açığa vurduğum için de kızıyorlar. Ama kızmasınlar. Ben yaşanmış gerçekleri yazıyorum. Belgelerim var.

Cuma hutbesinde hoca bir hadis okudu. Sanıyorum hadis idi.

-“Evlerin en hayırlısı; içerisinde kendisine iyi davranılan yetimin olduğu evdir.”

Yol boyunca bunu aklımda tutup eve geldim. İçeri girer girmez elimde marketten alınması gereken ve Cuma namazına çıkmadan önce 40 kere tembihlenen malzemeleri göremeyen hanım başladı söylenmeye. “Aklım neredeymiş… Hiçbir şeyi önemsemiyormuşum… Yol üzerinde marketi görünce de mi aklıma gelmemiş… 50 yaş üstünün alması gereken vitaminleri hiç kullanmadığım için unutuyormuşum… Allah bilir ya cebimde para yokmuştur da onun için unutmuş yalanına sığınıyormuşum… Zaten hiç param olmazmışmış… Abisi arasıra harçlık göndermese bu ev ne ile dönermişmiş… Zaten düğününde de onun istediği gelinliği değil de diğerini almışmışım…”

Tek taraflı tartışma düğün gününe kadar geri gittiyse bunun düğünde takılan altınlara, o altınların bir kısmına kaynanasının masraflar için el koymasına, 2.çocuğun doğumunda eltilerin eve gelip hiçbir şeye yardım etmeyip misafir gibi oturmasına, sülaleme otelcilik yaptırdığıma kadar uzayacağı belli. Bunları artık ezbere biliyorum. İlk zamanlar tepki verdiğimde bu yazdıklarımın yaklaşık 900 katı ile misilleme yaptığını gördüğümden artık tepkisiz kalmayı tercih ediyorum.

Karımın, sevgili hatunumun bu tek taraflı tartışma anında nefes almak için bir saniyelik yaşadığı boşlukta araya girdim ve:

-“Bugün hoca hutbede neyden bahsetti biliyor musun?”

Bir anlık merak duraklamasından istifade edip devam ettim:

-“Hoca hutbede Evlerin en hayırlısı; içerisinde kendisine iyi davranılan yetimin olduğu evdir, hadisini söyledi. Biliyorsun babam rahmetli geçen yıl vefat etti. Bu durumda ben de yetim kalmış oldum. Bu yetime iyi davran. İyi davran ki evimiz hayırlı bir ev olsun.”

Düşünmesine ve davranmasına fırsat vermeden hızlıca çalışma odama geçtim.

***

İşte böyle sevgili okurlar. Bütün erkekler benzer şeyleri az ya da çok yaşarlar.

“Bütün erkekler aynıdır”

Doğru bir söz ama bu söz söylendiği yerde doğru. Bu sözü Çin'de pazarda kocasını kaybeden Çinli kadın söylemiş. Ne yana baksa aynı tipler…

Gelelim makalemizin asıl konusuna…
Asıl konuyu tam yazmaya başlayacaktım ki Malatyatime'a yazmaya başladığım gün makalelerin boyunu kısa tutmamız gerektiği konusundaki uyarıları aklıma geldi. Bir buçuk sayfayı geçmesin diye neredeyse kapının girişine bile afiş bastıracaklar. O derece işi sıkı tutuyorlar yani. Şimdi benim asıl konu yaklaşık 2 sayfa. Yazılmış olan kısımla etti 3,5 sayfa. Bunu bırakın yayınlamayı binanın güvenliğinden bile geçiremem. Mecburen biraz kırpıp haftaya yazmam gerekecek. Mübarek ramazan akşamında Tevarih'i de yeni kılmışız. Bu kadar yazmamız bile büyük fedakârlık. Ama asıl fedakârlık sizde. Sonuna kadar okudunuz ya. Takdirimi kazandınız. Haftaya kadar dinlenin. Kanepenizi Seray'dan aldıysanız onda vardır. Şezlong konumuna getirin. Ayak kısmına fazladan bir minder koyup ayağınızı yüksekte tutarak uzanın. Eyice dinlenin. Dinlenin ki haftaya yeni makaleler geliyor. Bünyeniz anca kaldırır.

Kalın sağlıcakla...