Türk Dünyası Tamam Da, Malatya Dünyası ne Olacak?

Sami Başkan İstanbul’da…

Öyle böyle değil, tam 30 ülkenin 1200 belediyesinin buluştuğu dev organizasyonda!
Türk Dünyası Belediyeler Birliği Genel Kurulu’nda…
Üstelik Yürütme Kurulu Üyesi seçilmiş!

Tebrikler! Bravo! Alkış!

Ama…

Küçücük bir soru:

Başkanım, Malatya da hâlâ dünya haritasında mı?
Yoksa biz, geçen yılki depremle beraber başka bir galaksiye mi savrulduk?

Malatya dedik ya…
Hani şu betonları dökülmüş, çarşısı çökmüş, sokaklarında konteynerlerin bayrak gibi dalgalandığı şehir!

Başkanım, samimi soruyorum:

Türk Dünyası’na kardeşlik götürürken, Malatya’da kardeşlerimiz hâlâ soba kuyruğunda bekliyor, haberiniz var mı?

Biliyoruz…
Türk Dünyası önemli.

Ama Malatya’da hâlâ insanlar
soğukta donuyor,sıcakta kavruluyor,
bir yıldır balkon özlemi çekiyor!

Bir tarafınız Türkistan’a selam çakıyor…
Öbür tarafınız İnönü Mahallesi’nden gelen enkaz kokusunu duymuyor.

Bakın Başkanım, dost acı söyler:

30 ülke bir araya gelmiş. Allah artırsın.
Ama Malatya’da 30 mahallenin hâlâ altyapısı yok!

Tarih yazıyorsunuz, eyvallah.
Ama bu yazdığınız tarih, Malatya’nın mezar taşına mı kazınıyor, korkuyoruz!

Başkanım…

Ne diyor eskiler:

“Komşuya kuzu çeviren, kendi hanesinde bulgur kaynatmazsa aç kalır.”

İstanbul’dan 30 ülkeye genel sekreterlik taşıdınız ya…
Bi zahmet, Malatya’daki 30 mahalleye de birkaç beton mikseri taşıyıverin!

Pilavlar soğumadan, Malatya’nın yıkık sofralarına da bir kaşık uzatıverin!

El Hasıl:
Malatya hâlâ Dost ve Kardeş Şehirler listesine dahil mi,
Yoksa artık sadece Hasar Görmüş Şehirler kategorisinde mi?

Bir zahmet, bir bakıverin!

MASA YOKTU, MAKAM BÜYÜDÜ!

Tarih: 2 Mayıs 2018…
Yer: Malatya.
Yanımda Sabah Gazetesi yazarı Ferhat Ünlü.
Davetliyiz. Konferans vereceğiz.
Malatya Belediyesi bizi misafir edecek.
Öyle yazıyorlar.

Ama…
Ne bir salon var,
Ne bir masa hazır,
Ne de sandalye ortada!

Bir organizasyon ki,
İstanbul’daki trafik bile bu kadar karışık değil!

Kültür Müdürü kim?
Sabri Akın.
Evet, şimdilerde Yeşilyurt Belediye Başkan Yardımcısı olan zat-ı muhterem.

Masa yok, sandalye yok, salon yok…
Ben de haliyle,
O günkü Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat’a meseleyi arz ettim.
Sonuçta, şehrin ortasında masa kurup konferans verecek hâlim yoktu ya!

Meğer Sabri Akın’ın gönlünde bir volkan varmış da,
Bizim haberimiz yokmuş!

Aradan yıllar geçmiş,
Ama o volkan hâlâ için için kaynıyormuş:

“Murat Çetin’e hakkımı helal etmiyorum!”
diyormuş sağa sola.

Sanki ben masa sormadım da,
Dedelerinin tarlasına gecekondu diktim!

Bir masa ayarlanamamış diye,
Yedi cihana ilan edilen kin,
Adeta Malatya’nın diplomatik kriz listesine geçmiş durumda!

Masa yoktu ama…
Bakıyorum:
Sabri Akın makam sahibi olmuş.
Koltuğu büyümüş.
Unvanı uzamış.

Herhâlde Malatya’da “Masa ayarlayamayana makam verilir” diye gizli bir madde var!
Bilmeyenlere duyurulur.

Şimdi düşünüyorum da:
•Konferans yoktu ama kariyer olmuş!
•Organizasyon yoktu ama mevki büyümüş!
•Masa yoktu ama masa başı iş bulunmuş!

Ne mübarek bir tevekkül bu!

Buradan kendisine sesleniyorum:

“Sabri Bey,Ben hakkımı helal ettim.
O eksik masanın, kayıp sandalyenin, yitik organizasyonun hatrına değil,
Kalbimde en ufak kin barınmasın diye!”

Bir masa ayarlayamadın diye
Üzülme Sabri Bey…
Sen gönül masası kuramamışsın,
O daha mühim!

SAHA ÇALIŞMASI MI, SAHNE ÇALIŞMASI MI?

Deprem olmuş…
Yer titriyor, insanlar kaçıyor…
Bilim adamları da ekranlara koşuyor!

Kim daha çok sallanıyor?
Kimi daha çok RT alıyor?
Yarış başladı…

Prof. Dr. Mehmet Önal çıkıyor:

“Deprem yorumlarını herkes yapmasın. Sadece aktif tektonik çalışanlar konuşsun.”

Yani diyor ki:

“Ben çalışıyorum,
Onlar konuşuyor.
Ben sahadayım,
Onlar sahnede!”

Ama hocam…
Milletin evinin duvarı patlarken,
Sizin aranızda “kimin mikrofonu daha büyük” kavgası yapmanız,
Acaba hangi tektonik hareketle açıklanıyor?

Aktif saha mı pasif ekran mı?

Eskiden bilim adamı kavga ederdi:
•Bilim için,
•İlim için,
•Millet için…

Şimdi bilim adamı kavga ediyor:
•Reyting için,
•Trend topic için,
•Program başı ücret için!

Hocam,
Yer aktif,
Deprem aktif,
Siz hâlâ medya savaşında pasif!

Aktif fay hattı değil,
Aktif ego hattı oluşmuş!

Hamiş:
Millet balkonundan atlamaya hazır bekliyor, Profesörler arasında “kim daha çok konuk oldu” listesi tutuluyor.

Allah devletimize zeval vermesin…
Bilim adamına da biraz akıl versin!

NACİ HOCADAN MALATYA’YA: AKLIMIZI BAŞIMIZA ALALIM!

Malatya’nın yetkilileri…

O koltukta oturanlar,
O kararları verenler,
O yol haritalarını çizenler…

Elçiye zeval olmaz:
Naci Görür Hocam diyor ki:

“Malatya’ya beş kelamım var!”

Buyurun:
1.Önce toprağı tanıyın!
Malatya’nın altı üstünden kıymetli.
Binayı dikmeden önce zemine bir bakın Allah aşkına!
Beton yetmez,
Sağlam kafa da lazım!

2.Fay hattı varmış yokmuş, öğrenin!
Yerin altı çile dolu…
Üstü mü?
Biraz fazla özgüven dolu!
Fay hattına değil, akla yatırım yapın.

3.Bina sağlam mı, dua mı tutuyor, analiz edin!
Malatya’nın yarısı mühendis,
Diğer yarısı dua zinciri kurmuş.
Mühendisliği bırakıp duaya kalmadan önce,
Sağlam bina yapın!

4.Planı depremden önce çizin!
Duvar çatladıktan sonra mühendis çağırmanın,
Kahve soğuduktan sonra şekeri aramanın
Hiç faydası yok!

5.Kentsel dönüşüm mü dediniz?
Rantçılara bırakmayın o işi!
Bina yenilemek değil,
Akıl yenilemek lazım!

Ey Malatya’nın yetkilileri…
Siz eğer hâlâ “bize bir şey olmaz” diyorsanız…
Müjde!
Fay hatları hâlâ size çalışıyor!

Ve unutmayın:
Bu memlekette taş üstünde taş kalmasa da,
Hâlâ laf üstünde laf koyabilen çok adam var!

Malatya sallanıyor…
Ama akıl hâlâ sabit!

(Not: Bu yazı yazılırken yerel yetkililere nazar boncuğu değil, bir tutam sağduyu gönderilmiştir.)

YENİ MALATYASPOR’U BULAN VAR MI?

Malatya’nın milletvekilleri var mı?
Var.
İşadamları var mı?
Var.
Siyasetçiler, belediyeciler, oda başkanları var mı?
Onlar da var.

Ama…

Bir tek Yeni Malatyaspor yok!

Bir zamanlar lige heybetiyle damga vuran,
Şimdi haftalık gol rekoru kıran bir takımımız var:
•Gelen vuruyor,
•Giden vuruyor,
•Selam veren bile korner atıyor!

Milletvekilleri kürsüde Malatya aşkı anlatıyor…
İşadamları vizyon projeler çiziyor…
Başkanlar hizmet destanı yazıyor…

Ama sahada…
Yeni Malatyaspor ağları toplamış,
Kalesi kevgire dönmüş,
Yüreği paçavraya çevrilmiş!

Malatya’da deprem olmuştu ya…
O enkazdan binalar çıktı.
Ama futbol enkazından hâlâ çıkamadık.

Sahi…
Malatya’nın büyükleri,
Bir molozun altından şehri kaldırdılar da,
Bir futbol topunun altından neden kalkamadılar?

Şehir yerle bir olmuş…
Takım çoktan yere serilmiş…

Ama olsun…

Protokolde fotoğraf çekilince,
Herkes mutlu!

Üç pas yapamayan takım mı?
Boş ver.
Fotoğrafta çok iyi çıkıyoruz!

Ne diyelim?
Malatya hâlâ ayakta…
Yeni Malatyaspor hâlâ yerde…
Yetkililer hâlâ havada!

Allah’tan umut kesilmez diyoruz…
Ama artık topa değil,
Dileklere dua ediyoruz!

DEPREM ELAZIĞ’DA OLDU, KALE’DE MESAİ BAŞLADI(!)

Elazığ sallandı…
Deprem Malatya Kale’de de hissedildi…
Millet evinden fırladı, dualar edildi, çocuklar ağladı.

Ve tam o anda…
Kale Belediye Başkanı İhsan Özbay görev başında!

Yani, görüntü öyle…
Çaylar taze, şekerler dolu,
Masada hafif bir telaş…
Ama herkes telefonuyla meşgul!

Hani sorsan,
“Krizi yönetiyoruz” derler.
Halbuki ekrana baksan,
Kim daha çok like almış, kim hangi statüyü paylaşmış, onun derdi!

Üstelik fotoğrafı çekeni bile aynadan görebiliyorsun…
O kadar “acil”, o kadar “spontane”, o kadar “görev aşkıyla dolu” bir poz(!)

Malatya sallandı,
Kale bekledi,
Başkan bildirim kovaladı…

Deprem sonrası kriz yönetimi:
Şekerli çay, tam şarjlı telefon, eksiksiz poz!

Başkanım…
O masaya çay, kahve koyduğunuz gibi,
Biraz da çözüm koysaydınız ya!

KALEM HAKKI:

 MALATYA’YI KİM YÖNETİYOR?

Vaktiyle Napolyon’a sormuşlar:

“Fransa’yı kim yönetiyor?”

Napolyon gülümsemiş:

“Oğlum anasını,
Anası beni,
Ben de Fransa’yı!”

Yani görünürde koca imparator,
Gerçekte bir mutfak diplomasisi!

Şimdi dönelim Malatya’ya…

Sorsanız:

“Malatya Büyükşehir Belediyesi’ni kim yönetiyor?”

Cevap şöyle olurdu:
•Oğlu anasını yönetir,
•Ana Sami Başkan’ı yönlendirir,
•Sami Başkan da Malatya’yı idare etmeye çalışır!

Evet sevgili dostlar…

Malatya’da bir taş yerinden oynasa,
Önce evde bir rüzgar eser!
Sonra belediye koridorlarında esinti olur!
Sonunda şehre, sıcak hava dalgası gibi “vizyon” yayılır(!)

Sahi…
Yönetmek mi dediniz?
Biz hâlâ aile içi müzakerelerdeyiz!

Deprem oluyor,
Şehir sallanıyor,
Başkanlar kameraya bakıyor…
Çaylar tazeleniyor…
Fotoğraflar çekiliyor…

Ama çözüm?
O hâlâ aile meclisinin onayında!

Bu yüzden sevgili Malatya…
Kime kızalım,
Kime darılalım?

Evde yönetilemeyen,
Şehir nasıl yönetilsin?

LAF EBESİ: 

KONUŞMASALAR DAHA İYİ OLACAKTI!

Bir bilgeye sormuşlar:

“İnsanın zekâsını nereden anlarsın?”

Demiş ki:

“Konuşmasından.”

“Ya hiç konuşmazsa?” demişler.
Gülümsemiş:

“O kadar akıllı insan yoktur!”

Şimdi dönelim Malatya’ya…

Şehir kayısı pazarını kaybetmekle uğraşıyor.
Tüccar düşmüş hesap derdine,
Çiftçi başını ellerinin arasına almış.
Ama bir kısım zımbırtı da çıkmış,
Tarım Bakanı’na neden 50 bin ton dediniz diye veryansın ediyor!

Sanki kayısının tonajı fazla söyleyince dalında büyüyecekmiş gibi…
Sanki ihracat tabelası lafla şişecekmiş gibi…

Belli ki metreye de, tartıya da hakim değiller…
Bari kelimeye de hâkim olmasalar!

Susmak bazen aklın nişanesidir derler…
Ama bunlarda o lüks de yok!
Konuşuyorlar…
Malatya da onların dilinin altında eziliyor!

Eee?

Hâl böyleyken bir söz geliyor akla:

“Boş fıçı çok ses çıkarırmış!”

Malatya kayısıyı kaybetmiş…
Bazıları hâlâ kelime yarıştırıyor!

Yazık…
Çok yazık!

FİSKOS MASASI:

— Ali Bakan Gibi Çalışan Yokmuş

AK Parti İl Başkanı Ali Bakan, göreve geldikten sonra teşkilatı yeniden işler hale getirmiş. Kulislerde şöyle deniyor: “Eski vekil Hakan Kahtalı’dan sonra ilk defa parti şehrin her yerinde çalışıyor” Ama araya bir fısıltı karışıyor:“Çalışmak güzel de, sonuç da görmek isteriz”.

— Ali Bakan 7/24 Mesai Yapıyormuş

AK Parti İl Başkanı Ali Bakan sabah var, gece var, haftasonu varmış! Kulislerde “uyumuyor” diyenler bile varmış. Ama bazıları da hafiften sormaya başlamış: “Başkan çalışıyor da, şehir çalışıyor mu?”.

— Çarşı Esnafı TSO’ya Mustafa Özhüsrev’i İstiyor

Malatya’da TSO seçimleri için çarşı esnafı yeni bir isim telaffuz ediyormuş: Mustafa Özhüsrev! Duyulanlara göre Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’ndan umudu kesmişler. Şehirde dolaşan söz şuymuş: “Sanayiciyle değil, esnafla başkan olunur, ama ilgilenmezsen esnaf da adamı bırakırmış”.

— İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak Küsüyor mu

Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak duygusal mıymış neymiş… Kulislerde söylenene göre profesyonel siyaset dilinden çok, “gönül kırgınlığı dili” konuşuyormuş. Hatta kendi ekibinde “bizimle küsüyor” diyenler çoğalmış.

— Müftüden İlginç Cümle: “Arkamda Babacan Var”

Malatya İl Müftüsü çevresine şöyle bir hava veriyormuş: “Arkamda Abdurrahman Babacan var” Kulislerde konuşulanlara göre de merkezi sistemdeki bozukluklarla pek ilgilenmiyormuş. “Benim derdim başka, sistem bozuksa bozuk” diyormuş.

— Dükkan Yok, Ama Çarşı Hep Dolu

Deprem sonrası Malatya merkezinde doğru düzgün işyeri kalmadı. Ama halk yine çarşıya akıyor. Kulislerde bir espri dönüyor: “Çarşıda dükkan yok, ama çarşıdan vazgeçen de yok”.

Selam ve dua ile
Fiemanillah