ÜMRAN GİBİ
27 Ağustos 2016, Cumartesi 14:07Ağlarsak milletçe beraber ağlarız. Bizim orada güneş, sabah kanda ışıldar, akşama kan gölünde batar. Alıştık alışılmayan acıya. Hüzne, kedere, dertlere alıştık. Tıpkı Suriyeli Ümran gibi...
Hayatı acıdan ibaret bildik hiç sesli ağlamadık, içimiz ağladı. Onu dertlerle tanıdık. Arkadaşız, her gün rastlarız birbirimize. İyi tanışır, acı ve kederi beraber yoğururuz. Hemde komşuyuz, asla birbirimizi es geçmeyiz. Her yerde yollarımız kesişir. Hiç ayrılmadık tanıştığımızdan beri. Tıpkı Suriyeli Ümran gibi...
Ateş çemberinde zemherîde doğduk. Sağa döndük yandık, sola döndük donduk. Biz hayatı bundan ibaret bildik. Bahar nedir, ne bildik nede gördük. Derimiz soyuldu demir taraklarla, acıya meydan okuduk. Tıpkı Suriyeli Ümran gibi...
Ölümlerin vakti yoktu. Öyle üç öğün yemek gibi değildi bizim orada ölüm. Her an gelirdi başımıza. Ölümsüz bir günümüz olmadı ki!. Ölmek için doğmuşuz, hep onu aradık. Hayattaki en bol şansımızdı, hiç boş geçmedi. Aradıkça o buldu bizi. Hiç kaçmadık kendisinden. Yaşlı genç, kadın erkek, çocuk büyük küçük en çok biz nasibimizi aldık ondan. Ölümün kıyısından hep hayata baktık. Tıpkı Suriyeli Ümran gibi...
Çocuk olduk hep, hiç büyümedik. Aslında fırsatımız olmadı büyümeye. Oyuncağımız yoktu. Eskileri giyerdik, Hint kumaşını duymamıştık. Eskiyen Bursa kumaşı yoktu ki eskimeyeni bilelim!. Toprak dolu saçlarımız, kan çanağı gözlerimiz vardı. Tıpkı Suriyeli Ümran gibi...
Evimiz hiç olmadı ki, yıkılınca altında kalalım bedenimiz ulaşılamaz olsun!. Başkalarının duvarı altında cesetlerimiz kalırdı. Bazen şanslı olanlarımız vardı. Tıpkı Suriyeli Ümran gibi...
Büyüyenlerimiz büyümeyenleri hep ekti toprağa. Yeşermek için ekilen tohumduk biz belki. Bir gün rahmet yağar, yeniden filizleniriz diye!. Duruşumuz dersti ama, anlayan vicdan nerede? Bakışımız destandı ama, yazan insan nerede? Tıpkı Suriyeli Ümran gibi...
Aslında Ümran benim. Aynamdı baktığım, gördüğüm bendim. Ama yinede Ümran dedim.
Ümran, Suriyeli çocuk!...
Bombaların altında ana rahmine düştü. Savaşın içinde doğdu. Patlamamış füze başlıklarıyla oynadı. Bir gün yağan bombaların altında enkazın içinde çıkarıldı. Onun için hayat doğuştan böyleydi. Farklı bir şey bilmiyordu ki!. görmemişti ki!. Bunun için ağlamıyordu Ümran...
Vicdan ağlasın. Kalp ağlasın. İnsan ağlasın. Ateşin çemberinde evine ateş düşen ağlasın. Sen ağlaaa, Ebuzer ağlasın. Dünya yalan ağlasın...
Söyleyin ona, sadece Ümran ağlamasın...
Ebuzer AYDIN